Logo

8. Hukuk Dairesi2024/5767 E. 2025/52 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapusuz taşınmazların zilyetlik yoluyla tescili istemine ilişkin davada, kadastro çalışmaları nedeniyle görevli mahkemenin belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazlar hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlendiğinin anlaşılması ve kadastro mahkemeleri ile adli yargı mahkemeleri arasındaki görev uyuşmazlığının kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca görevsizlik kararı verilerek dosyanın kadastro mahkemesine gönderilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Davanın kabulüne

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili istemli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karar, yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı ... dava dilekçesinde; Kahramanmaraş ili Dulkadiroğlu ilçesi ... köyü ... ve ...mevkilerinde bulunan, sınırlarını bildirdiği iki parça taşınmazın murisleri adına tapuda kayıtlı olduğunu, yörede yapılan genel arazi kadastrosu sırasında bu yerlerin kadastro harici bırakıldığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararlarına oluştuğunu ileri sürerek, taşınmazların Medenî Kanun'un 713 üncü maddesi hükmüne göre adlarına tescilini istemişlerdir.

İlk Derece Mahkemesince verilen, davacının davasının reddine, davalı Hazinenin tescil talebinin kabulü ile bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 10.729.596 m² ve (B) harfi ile gösterilen 32.926.860 m²’lik taşınmazların orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescillerine ilişkin önceki hüküm, davacılar vekilinin temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 23.10.2014 tarihli ve 2014/7053 Esas, 2014/8714 Karar sayılı ilamıyla; "Taşınmazlar başında yapılan keşifte, davacılar dayanağı iki adet tapu kaydının sınırlarının zeminde birer birer gösterilerek fen bilirkişisi tarafından krokiye aktarılmadığı, bilirkişilerce bu yerler üzerinde münferit halde, ibreli ağaçlar ile maki formunda ağaçcıkların varlığından bahsedilmekle birlikte bunların sayısı, yaşı ve yoğunluk oluşturup oluşturmadıkları konusunda bir açıklama bulunmadığı, 1948 tarihli hava fotoğrafı ile 1956 tarihli memleket haritasında bu yerlerin birer bölümünün bağ rumuzlu alanda kaldıklarının bildirildiği, taşınmazların yörede 2005 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kaldıklarının da belirlendiği, mahkemece, dayanak tapu kayıtları, MAH getirtilerek bir orman , ziraat ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; dayanak tapu kayıtları yöntemince uygulanarak fen bilirkişisinden keşfi izlemeye elverişli kroki alınmalı, taşınmazların tapular kapsamında kaldığının belirlenmesi halinde eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarındaki orman sayılan ve sayılmayan bölümleri belirlenip üzerinde bulunan ağaçların yaşı, sayısı ve yoğunluk oluşturup oluşturmadığı üzerinde durulmalı; orman olarak görünen bölümlerinde ise tapu kaydına değer verilip verilmeyeceği tartışılmalı, ayrıca Dairenin iade kararı üzerine, tescili istenen yerin 4391.15 m²’lik bir bölümünün mahkemenin 1988/343 - 1989/266 sayılı tescil ilâmı ile oluşan komşu 901 sayılı parselde kaldığı anlaşıldığından, bu bölüm hakkında mükerrer tapu oluşturmayacak biçimde hüküm kurulması" gereğine değinilerek bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; "...dava konusu yerin tapuya kayıtlı olmadığı, orman mühendisi bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu, hali arazi iken davacı tarafından emek ve para sarf edilerek çeşitli yaşlarda ağaç dikilmek ev ve bahçe, bostan haline getirilerek, tarım toprağı haline getirildiği, imar-ihya ve zilyetlikle iktisabına ilişkin yasal koşulların davacı yararına gerçekleşmiş olduğu..." gerekçesiyle davanın kabulüne ve 22.10.2009 havale tarihli krokili raporunda (A) harfi ile gösterilen 10.729,60 m2'lik taşınmazın muris ... oğlu ...'in ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/257-275 Esas ve Karar sayılı veraset ilamında gösterilen davacı mirasçılarının payları oranında adlarına tapuya tesciline, 22.10.2009 havale tarihli krokili raporunda (B) harfi ile gösterilen 32.926,86 m2'lik taşınmazın muris ... oğlu ...'in ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/257-275 Esas ve Karar sayılı veraset ilamında gösterilen davacı mirasçılarının payları oranında adlarına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi hükmüne göre, bir taşınmaz hakkında kadastro tutanağının düzenlenmesi ile Kadastro Mahkemesinin görevinin başlayacağı, 27 nci maddesi hükmüne göre de, mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan veya henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevinin sona ereceği, dava dosyalarının re'sen kadastro mahkemesine devrolunacağı açıklanmıştır.

Eldeki davada; Dairemizin, dava konusu taşınmazlar hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenip düzenlenmediğinin tespiti amacıyla geri çevirme kararı üzerine ilk derece mahkemesince yazılan yazıya Kadastro Müdürlüğü'nce verilen yazı cevabında, fen ve harita bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen yerin kısmen 6831 sayılı Kanun' un 2/B maddesi uyarınca yapılan kadastro güncelleme çalışması sırasında tescili yapılan ... Mahallesi eski 1427 ve 1428 parseller, kısmen de Hazine adına idari yoldan tescili yapılan 1566 parselde kaldığı, kadastro paftalarının yenileme çalışmaları

Sonrasında ise 1427 parselin 111 ada 5 parsel, 1428 parselin 111 ada 4 parsel ve 1566 nolu parselin ise 111 ada 6 parsel olduğu ve kadastro tespit tutanağı tanzim edildiği, (B) harfi ile gösterilen yerin kısmen 3402 sayılı 22/a maddesi uyarınca yapılan kadastro paftalarının yenilenmesi çalışmaları sonrasında 113 ada 1 parsel olarak tescil edilen eski 901parsel sınırlarında kaldığı ve kadastro tespit tutanağı düzenlendiği bildirilmiştir.

Hal böyle olunca; İlk Derece Mahkemesince, hakkında kadastro tutanağı düzenlenen dava konusu taşınmazlar yönünden görevli mahkemenin Kadastro Mahkemesi olduğu ve mahkemelerin görevlerine ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her aşamasında re'sen dikkate alınması gerektiği gözetilerek, 3402 sayılı Kanun'un 27 nci maddesi uyarınca görevsizlik kararı verilmek suretiyle dosyanın Kadastro Mahkemesine devredilmesi gerektiğinden, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,

Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

13.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.