"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki 3402 ... Kadastro Kanunu'nun (3402 ... Kanun) 41 inci maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadastro müdürlüğüne yönelik davanın pasif husumet ve dava şartı yokluğundan usulden, diğer davalılara yönelik davanın esastan reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kullanım kadastrosu sonucunda, ... ili ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 139 ada 39, 40 ve 117 parsel ... sırasıyla 3.968.45, 1.248,27 ve 260,90 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kadastro tutanaklarının beyanlar hanesine, 6831 ... Orman Kanunu'nun (6831 ... Kanun) 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldıkları, 139 ada 39 parsel ... taşınmazın 30 yıldan beri payları oranında Beyhan Koçoğlu, ..., ..., ..., ... ve ...'un kullanımında ve üzerindeki 2 adet 2 katlı ve 3 adet 1 katlı kargir evin kendilerine ait olduğu; 139 ada 40 parsel ... taşınmazın 8 yıldan beri ..., Mihriye İlter ve ...'ın kullanımında ve taşınmaz üzerindeki 3 katlı kargir evin kendilerine ait olduğu; 139 ada 117 parsel ... taşınmazın ise 25 yıldan beri ...'ün kullanımında ve taşınmaz üzerindeki 2 katlı binanın kendisine ait olduğu şerhi yazılarak bahçe vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edildikten sonra, 139 ada 39 parsel ... taşınmaz, 21.02.2014 tarihinde ... Belediye Başkanlığına 6292 ... Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun (6292 ... Kanun) gereğince satış işleminden dolayı tapuda kayden intikal ettirilmiş, bilahare ise 12/79369 payı ... Belediye Başkanlığında kalmak üzere 15.06.2016, 22.11.2016 ve 26.06.2018 tarihlerinde satış suretiyle ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... adlarına tapuya tescil edilmiş; 139 ada 40 parsel ... taşınmaz, 20.11.2013 ve 05.12.2013 tarihlerinde 1/3'er payla ..., ...ve ...'a 6292 ... Kanun gereğince satış işleminden dolayı tapuda kayden intikal ettirilmiş; 139 ada 117 parsel ... taşınmaz ise 27.08.2013 tarihinde ...'e 6292 ... Kanun gereğince satış işleminden dolayı tapuda kayden intikal ettirilmiştir.
Davacılar ..., ... ve Mihriye İlter vekili dava dilekçesinde; müvekkillerine ait 139 ada 40 parsel ... taşınmaz ile davalılara ait komşu 139 ada 39 ve 117 parsel ... taşınmazlarda kullanım kadastrosu çalışmaları sırasında ölçüm, tersimat ve sınırlandırma hatası yapıldığını, taşınmazlar arasındaki sınırın tespitinde yanlışlık yapılarak, kadastral sınırların hiç değişmeyen fiili sınırlardan farklı ve hatalı tespit edildiğini, bu hatanın düzeltilmesi talebiyle 3402 ... Kanun'un 41 inci maddesi kapsamında Kadastro müdürlüğüne yapmış oldukları başvurunun reddedildiğini ileri sürerek, kadastro müdürlüğünün ret kararının kaldırılarak, müvekkillerine ait 139 ada 40 parsel ... taşınmazın kadastro tespiti sırasında yapılan ölçü, tersimat ve sınırlandırma hatasının düzeltilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; açılan davada, talebin mülkiyet aktarımı gerektirmesi ve müvekkilinin kesinleşmiş sınırlara sahip satın alma ve tescil işlemleri söz konusu olduğundan dolayı, kadastro öncesi fiili durumla ilgili açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalılar ... ve arkadaşları vekili cevap dilekçesinde; müvekkillerinin maliki olduğu taşınmazı kullanım kadastrosu sonucunda 6292 ... Kanun gereğince Hazineden satın aldıklarını, müvekkillerinin ve davacıların, mevcut parsel sınırlarına göre Hazineye bedelini ödeyerek taşınmazlara malik olduklarını, davacıların kesinleşmiş parsel sınırlarını görerek, bilerek ve olduğu şekliyle taşınmazı Hazineden satın aldıklarını, taşınmazların sınırları kesinleştiğinden dolayı davacıların davayı açmalarının hukuka aykırı olduğu belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazların 5831 ... Kanun'un 8 inci maddesi ile 3402 ... Kanun'un Ek-4 üncü maddesine göre yapılan kadastro tespiti sonucunda Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmaz mallardan olduğunu ve 6292 ... Kanun'un 8 inci maddesi kapsamında ... proje alanı olarak ilan edilen alanda kaldığından anılan kanun kapsamında ... Belediye Başkanlığına devirlerinin yapıldığını belirterek, davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmaz üzerindeki hak sahipliği tespitinin müvekkili idare yerine Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün sorumluluğunda bir işlem olduğunu, müvekkili idarece tapu kayıtlarına geçirilen kullanıcı kaydına uygun olarak 6292 ... kanun gereği dava konusu taşınmazların hak sahiplerine satışının gerçekleştirildiğini, kabul anlamına gelmemek üzere bir an için hak sahipliği tespitinin hatalı olduğu varsayılsa bile, müvekkili idarece gerçekleştirilmeyen ve sorumluluğunda da olmayan hatalı hak sahipliği/kullanıcı tespiti işleminden dolayı müvekkili idarenin sorumlu tutulamayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “davacıların zilyetlik hakkına dayalı olarak 6292 ... Kanun uyarınca yapılan satış işlemi ile taşınmazların Hazinenin mülkiyetinden çıkarak davalılar adına tescil edildikten sonra dava açtıkları, satış işleminden sonra şerhe yönelik davanın dinlenemeyeceği ve dayanak satış işlemi iptal edilmeden malike karşı tapu iptali ve tescil davasının açılamayacağı gibi dava konusu taşınmazlara ilişkin kadastro tespiti sırasında yapılan ölçü tersimat ve sınırlandırılmanın düzeltilmesinin de talep edilemeyeceği" gerekçesiyle kadastro müdürlüğüne yönelik davanın pasif husumet ve dava şartı yokluğundan usulden, diğer davalılara yönelik davanın esastan reddine karar verilmiş; hükmün, davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; "tesis kadastrosu sırasında taşınmazların ölçülen sınırları ile paftasına aktarılan sınırın birbirinden farklı olması halinde uyuşmazlığın 3402 ... Kanun'un 41 inci maddesi kapsamında çözülmesi mümkün olup, mülkiyet ihtilafına ilişkin uyuşmazlıkların bu madde kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, somut olayda dava konusu taşınmazların 5831 ... Kanun'un 8 inci maddesi ile 3402 ... Kanun'un Ek-4 üncü maddesine göre yapılan kadastro tespiti sonucunda Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmaz mallardan olduğu ve 6292 ... Kanun'un 8 inci maddesi kapsamında ... Belediye Başkanlığına devir edildikten sonra taşınmazların satış yoluyla davacılar ile davalılar adına tescil edildikleri, davacıların zilyetlik hakkına dayalı olarak 6292 ... Kanun uyarınca yapılan satış işlemi ile taşınmazın Hazinenin mülkiyetinden çıkarak davalılar adına tescil edildikten sonra 18.11.2019 tarihinde dava açtıkları, satış işleminden sonra şerhe yönelik davanın dinlenemeyeceği ve dayanak satış işlemi iptal edilmeden malike karşı tapu iptali ve tescil davasının açılamayacağı gibi dava konusu taşınmaza ilişkin kullanım kadastrosu tespiti sırasında yapılan ölçü, tersimat ve sınırlandırılmanın düzeltilmesinin de mülkiyet nakline sebebiyet verecek olması nedeniyle talep edilemeyeceği anlaşıldığından, ilk derece mahkemesinin dayandığı gerekçeye göre vakıa ve hukuki değerlendirme yönünden verilen kararda usul ve Kanuna aykırı bir durumun bulunmadığı" belirtilerek, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı, davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 ... Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 ... Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA, 269,85 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 157,75 TL'nin temyiz edenden alınmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 19.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.