"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1452 E., 2024/1327 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sakarya Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2021/8 E., 2022/93 K.
Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Uygulama kadastrosu sırasında, ... ilçesi ... mahallesi çalışma alanında bulunan, tapuda davacı ... adına kayıtlı, eski 554 parsel sayılı ve 20.000 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 649 ada 2 parsel numarasıyla ve 18.957,33 m² yüzölçümlü olarak; ... ve müşterekleri adına tapuda kayıtlı eski 555 parsel sayılı ve 16.940 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 649 ada 3 parsel numarasıyla ve 16.285,42 m² yüzölçümlü olarak; ... adına tapuda kayıtlı eski 552 parsel sayılı ve 15.400 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 649 ada 5 parsel numarasıyla ve 15.128,81 m² yüzölçümlü olarak; ... adına tapuda kayıtlı eski 553 parsel sayılı ve 10.900 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 649 ada 6 parsel numarasıyla ve 11.014,25 m² yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.
Davacı vekili, uygulama kadastrosu sırasında davacı adına kayıtlı taşınmazın yüzölçümünün eksildiği ve eksikliğin komşu taşınmazlarla birlikte taşınmazın bir bölümünün sınırda bulunan yola eklenmesinden kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır.
İlk Derece Mahkemesinin 20.03.2019 tarihli ve 2018/10 Esas, 2019/13 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 12.07.2019 tarihli ve 2019/658 Esas, 2019/576 Karar sayılı kararıyla, "Mahkemece yapılan keşifte hazır bulunan teknik bilirkişi eksikliğin bir miktarının yolda kaldığını belirtir rapor verdiğine göre, yola ilişkin bölüm yönünden husumetin Hazine ve ilgili kamu tüzel kişisi olarak İlçe ve Büyükşehir Belediye Başkanlığına yöneltilmesi gerekmekte olup somut olayda, ... ve Hazine davada taraf ise de ...’nın da taraf olmadığı; taraf teşkilinin kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle davacı tarafa, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanlığına da dava dilekçesi ve duruşma gününü tebliğ ettirerek taraf teşkilini sağlaması için süre ve imkan tanınması, bu şart yerine getirildikten sonra tarafların bildirdiği ve toplanan tüm deliller değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusu kabul edilerek İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılması suretiyle dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine şeklinde hüküm kurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma ve gönderme kararı sonrası yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarihli ve sayısı belirtilen kararıyla; "Dava konusu 649 ada 2 parsel sayılı taşınmazın güncelleme çalışmalarında 649 ada 3 parsel sayılı taşınmazın bir kısmı, 649 ada 6 parsel sayılı taşınmaz ve yol ile olan sınırlarının 25.10.2018 tarihli ve 30576 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Kadastro Güncelleme Yönetmeliği'nin 4/1-r maddesinde "Zeminde mevcut olup kadastro, tapulama, değişiklik belgeleri veya bilirkişi beyanlarına göre değişmediği belirlenen çekişmesiz, sınır" olarak tarifi yapılan ''sabit sınır" tipinde belirlenmiş olduğu, 649 ada 3 parsel sayılı taşınmazın bir kısmı, 649 ada 5 parsel sayılı taşınmaz ve orman ile olan sınırlarının ise aynı Yönetmeliğin 4/1-h maddesinde "Paftası ile teknik belgelerinde hata bulunmaması halinde bu belgelere göre oluşturulan sınırı veya paftası ile teknik belgelerinde hata bulunması halinde hatanın pafta tersımatı ve/veya hesaplama hatasından kaynaklanıyor ise, bu hataları giderildikten sonra teknik belgelerine göre oluşturulan sınır" olarak tarifi yapılan "geçerli sınır" tipinde belirlenmiş olduğu; dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 1983 yılında yapılan ilk tesis kadastrosuna yakın tarihli olan 1979 tarihine ait eski hava fotoğrafı ile yeni tarihli hava fotoğrafında yapılan incelemede dava konusu taşınmazın yol ile olan sınırında ilk tapulama çalışmalarında sınırlandırma ve ölçü hatası yapıldığı ve eski tarihli hava fotoğrafında gözüken yol ile olan sınırının uyumlu olduğu, bu nedenle 2017 yılında yapılan yenileme çalışmalarında taşınmazın yol ile olan sınırının "sabit sınır" tipinde tespit edilmesinin güncelleme kadastrosu mevzuat hükümlerine uygun olduğu; dava konusu taşınmazın taşınmazın batısında orman ile olan sınırının eski ve yeni tarihli hava fotoğraflarına eylemli değişikliğe uğradığının tespit edildiği, bu nedenle ilk tapulama çalışmalarında tespit edilen sınırın yenileme çalışmalarında esas alınarak "geçerli sınır" tipinde tespit edilmesinin güncelleme kadastrosu mevzuat hükümlerine uygun olduğu; dava konusu taşınmazın 649 ada 5 parsel sayılı taşınmaz ile olan sınırının geçerli sınır olarak tespit gören kısmında ise taşınmazlar arasındaki sınırda herhangi bir sabit sınır olmaması sebebiyle yenileme çalışmalarında paftasındaki sınırın esas alınarak "geçerli sınır" tipinde tespit edilmesinin güncelleme kadastrosu mevzuat hükümlerine uygun olduğu; dava konusu taşınmazın 649 ada 3 ve 6 parsel sayılı taşınmazlar ile olan sınırında ve 649 ada 5 sayılı taşınmazın sabit sınır olarak tespit gören kısmında ise eski ve yeni tarihli hava fotoğraflarında yapılan incelemede kısmen eylemli değişikliğe uğradığının tespit edildiği, bu nedenle söz konusu sınırların "sabit sınır" titpinde olmadığı ve ilk tesis paftasındaki sınırın esas alınması gerektiği anlaşıldığından davacının davalı ... ile dahili davalılar ... ve ...'e yönelik davasının kabulüne, "yola" yönelik davasının ise reddine karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne; dava konusu 649 ada 3 ve 6 parsellerin uygulama tutanaklarındaki, 649 ada 5 parselin ise uygulama kadastro komisyon tutanağındaki tespitlerinin iptali ile fen bilirkişileri F.P. ve ... tarafından düzenlenen 05.04.2022 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 235,05 m²'lik yer, (C) harfi ile gösterilen 17,17 m²'lik yer ile (D) harfi ile gösterilen 34,50 m²'lik yerin Sakarya ili ... ilçesi ... mahallesi 649 ada 2 parselin uygulama kadastro komisyon tutanağına eklenmek suretiyle 843 ada 2 parselin yüzölçümünün 19.244,05 m² olarak tapuya kayıt ve tesciline, 649 ada 6 parselin yüzölçümünün fen bilirkişileri ... ve .... tarafından düzenlenen 05.04.2022 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 235,05 m²'lik yerin çıkartılması sonucu geriye kalan 10.779,20 m² olarak tapuya kayıt ve tesciline, 649 ada 5 parselin yüzölçümünün fen bilirkişileri .... ve .... tarafından düzenlenen 05.04.2022 tarihli bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen 17,17 m²'lik yerin çıkartılması sonucu geriye kalan 15.111,64 m² olarak tapuya kayıt ve tesciline, 649 ada 3 parselin yüzölçümünün fen bilirkişileri .... ve .... tarafından düzenlenen 05.04.2022 tarihli bilirkişi raporunda (D) harfi ile gösterilen 34,50 m²'lik yerin çıkartılması sonucu geriye kalan 16.250,92 m² olarak tapuya kayıt ve tesciline, davacının "yola" yönelik davasının reddine karar verilmiş; hükmün, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf talebi esastan reddedilmiş, iş bu karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Ancak; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 1 inci maddesi uyarınca, kadastro hakimi, doğru, infazı kabil ve infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde karar vermek zorundadır.
Somut olayda; dava konusu taşınmazlardan olan 649 ada 2 parsel sayılı taşınmaz olduğu halde, hüküm yerinde çekişmeli 649 ada 2 parsel sayılı taşınmaz yerine "843 ada 2 parsel" yazılması isabetsiz ise de, açık maddi hata niteliğindeki bu yanılgının düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması suretiyle İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
S O N U Ç : Yukarıda (1) no.lu bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,
Yukarıda (2) no.lu bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (1.1-) numaralı bendinin yedinci satırında yer alan ve “suretiyle” kelimesinden sonra gelen “843” sayısının hükümden çıkarılarak, yerine “649” sayısının yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
İstek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.