Logo

8. Hukuk Dairesi2024/67 E. 2024/2312 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kullanım kadastrosu sırasında yol olarak bırakılan bir kısmın iptali ile taşınmaza dahil edilmesi talebiyle açılan davada, davacının dava hakkı ve hukuki yararının bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıya ait taşınmazın kullanım kadastrosu sırasında yol olarak bırakılan kısmın, davacının kullanımında olmadığı ve fiili kullanım ile tapu kaydının uyumlu olduğu gözetilerek, davacının dava hakkı ve hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle yerel mahkeme kararları onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1376 E., 2023/1393 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Manisa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/553 E., 2022/121 K.

Taraflar arasındaki kullanım kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının, dahili davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı ... vekili dava dilekçesinde; kullanım kadastrosu sırasında lehine kullanıcı şerhi verilen Manisa ili ... ilçesi ... mahallesi 115 ada 1 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün yol olarak bırakıldığını ileri sürerek, bu kısmın iptali ile 115 ada 1 parsel sayılı taşınmaza dahil edilmesini istemiştir.

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın yasal süre içerisinde açılmadığı gibi davalı idarenin pasif husumet ehliyetinin de bulunmadığını, diğer taraftan davacı yanın aktif dava ehliyeti ve hukuki yararının bulunmadığını, ayrıca dava konusu bölümün yol olarak bırakılmasının da yerinde olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

Dahili davalı ... İdaresi vekili cevap dilekçesinde; davalı idarenin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını ve bu kapsamda husumetin hatalı yöneltildiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

Dahili davalı ... vekili ise cevap dilekçesinde; davanın yasal süre içerisinde açılmadığı gibi davalı idarenin pasif husumet ehliyeti bulunmadığını, diğer taraftan davacı yanın aktif dava ehliyeti ve hukuki yararı bulunmadığını, ayrıca dava konusu bölümün yol olarak bırakılmasının da yerinde olduğunu, bu kapsamda yol bırakılması kamu menfaatine yönelik olup, bu hususun idarenin takdir hakkı kapsamında olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuş ve bilirkişi raporuna itiraza ilişkin 07.02.2022 tarihli dilekçesinde, iddia konu taşınmazın 115 ada 1 parsel sayılı taşınmaza eklenerek Hazine adına tescilini istemiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; " ... mahallinde yapılan keşif, teknik bilirkişi raporları ile davacının keşifte alınan beyanına göre taşınmazların mevcut kullanım durumlarının değişmediği, tespit sırasında yol olarak bırakılan kısmın davacının tel çit ile çevrili bahçesi ve evi içerisinde kalmadığı gibi evveliyatından beri de yol olarak kullanıldığı ... " gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hükmün, davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, " .. .dava konusu edilen kısmın, davacının kullanımında olmadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu gibi Hazinenin asli müdahale talebi veya tescil talebi ile açılmış davası bulunmadığı ... " gerekçesiyle dahili davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353/(1)-b.1 inci maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına ve eldeki dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 713/1 inci maddesi uyarınca açılan "tescil" davası niteliğinde olmadığından, aynı Kanun'un 713/6 ncı maddesi uyarınca tescil isteğinde bulunma olanağı bulunmayıp, Hazinenin açılmış bir davası ve açılan davaya yöntemince bir müdahalesi de olmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve Kanuna uygun olup dahili davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.