"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1223 E., 2024/1534 K.
DAVA TARİHİ : 22.12.2023
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2023/45 E., 2024/26 K.
Taraflar arasındaki orman kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Samsun ili Tekkeköy ilçesi Balcalı Mahallesi çalışma alanında 1971 yılında yapılan tesis kadastrosu neticesinde 793 parsel 13.020 m2 yüzölçümüyle 13.10.1964 tarih 64 sıra nolu tapu kaydına istinaden çalılık vasfıyla Hazine adına tespit edilmiş, yapılan tespite ... ... tarafından itiraz edilmesi üzerine 28.03.1972 tarihinde ... oğlu ... ... adına tescil edilmiş, Tekkeköy Asliye Hukuk Mahkemesinin 1994/729 Esas, 1997/595 Karar sayılı davacısının Orman İdaresi, davalısının ... ... olduğu tapu iptali ve tescil davası neticesinde 793 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile Orman vasfıyla Hazine adına tescil kararı verilip münderecattan geçerek kesinleşmiş, 2013 yılında yapılan 22/a uygulaması neticesinde taşınmaz 12.896,72m² yüzölçümüyle 101 ada 14 parsel numarasını almıştır.
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilerine ait olan Samsun ili Tekkeköy ilçesi Balcalı Mahallesi 101 ada 14 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının Tekkeköy Asliye Hukuk Mahkemesinin 1994/729 Esas sayılı kararı ile iptal edilip orman vasfı ile tapuya tescil edildiğini, yapılan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması çalışması neticesinde komşu parsellerin bir kısmının 2/B kapsamına alınıp müvekkillerin zilyedi olduğu taşınmazın 2/B kapsamı dışında bırakıldığını ileri sürerek taşınmazın tamamının ya da bir kısmının 2/B maddesine göre orman sınırları dışına çıkarılacak yerlerden olduğunun tespitini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; "...öncesi itibariyle devlet ormanı olan bir yerin ancak nitelik kaybı halinde 2/B uygulaması ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılabileceği, her ne kadar bilirkişi raporundaki (A) harfi ile gösterilen yerin orman alanından çıkarılarak 2/b parseli olarak sınırlandırılmasının uygun olacağı belirtilmiş ise de; orman kadastrosu yapma ve nitelik kaybı nedeniyle 2/B madde uygulaması sonucu orman rejimi dışına çıkartma ya da çıkartmama hususunun orman kadastro komisyonlarına verilmiş bir yetki olup gerçek kişilerin bu yolda idareyi zorlayıcı şekilde dava açmakta hukuki yararı ve aktif dava ehliyeti bulunmadığı, davacının mülkiyet iddiasının bulunmadığı da gözetilerek dava ehliyeti ve hukuki yararının bulunmadığı..." gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, karara karşı Davacılar vekilince istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; "...davacıların talep ettiği orman sınırları içerisinde kalan alanın 2/b kapsamına alınmasını talep ettiği anlaşıldığından, orman içinde kalan bir yerin, hangi nedenle olursa olsun orman sınırları dışına çıkartılması için Orman İdaresini zorlayıcı nitelikteki davanın dinlenme olanağının bulunmadığı..." gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 187,80 TL'nin temyiz edenlerden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.