"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Davanın Kısmen Kabulüne
Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince verilen karar, yapılan temyiz incelemesi sonunda Dairemizce bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı, dahili davalı ... ve müşterekleri vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Uygulama kadastrosu sonucunda, ... ili Merkez ilçe ... köyü çalışma alanında ve tapuda ... ve müşterekleri adına kayıtlı bulunan eski 765 parsel ... 962,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 152 ada 58 parsel numarasıyla 646,18 metrekare yüzölçümlü olarak; tapuda... adına kayıtlı bulunan eski 763 parsel ... 5.900,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, 152 ada 57 parsel numarasıyla 6.133,89 metrekare yüzölçümlü olarak tespit ve tescil edilmiştir.
Davacı ... ve müşterekleri vekili dava dilekçesinde; uygulama kadastrosu sırasında müvekkilleri olan davacılara ait eski 765 yeni 152 ada 58 parsel ... taşınmazın yüzölçümünün eksildiğini ve sınırının yanlış belirlendiğini ileri sürerek, eksik belirlenen kısmın davacılar adına kayıtlı 152 ada 58 parsel ... taşınmaza eklenmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, "...fiili kullanım durumuna göre hükme esas bilirkişi raporunda 189,21 metrekare yüzölçümlü olarak gösterilen kısmın 152 ada 58 parsel ... taşınmaza eklenmesi gerektiği..." gerekçesiyle verilen davanın kısmen kabulüne, 152 ada 57 parsel ... taşınmazın fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen 189,21 metrekare yüzölçümündeki kısmının tapu kaydının iptali ile bu bölümün 152 ada 58 parsel ... taşınmaza ilave edilmesine ve tapuya bu şekilde tesciline ilişkin önceki hüküm, davalı ... vekili’nin temyizi üzerine, Dairemizin 01.11.2021 tarihli ve 2021/11431 Esas, 2021/10712 Karar ... ilamıyla; "... davanın, 3402 ... Kadastro Kanunu'nun 22 inci maddesinin 2 inci fıkrasının a bendi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğinde olup, bu tür davalarda husumetin, uygulama kadastrosu sonucunda itiraz edenin taşınmazı aleyhine yüzölçümü artan ya da lehine ortak sınır değiştirilen taşınmazların maliki ya da maliklerine yöneltilmesi gerektiği, ancak, uygulama kadastrosu sonucunda lehine sınır değişikliği yapılan veya yüzölçümü artan taşınmaz veya taşınmazların bulunmaması halinde Kadastro Müdürlüğüne husumet yöneltilerek de dava açılabileceği, mahallinde icra edilen keşif sonucunda alınan 08.05.2014 tarihli fen bilirkişi raporunda, uygulama kadastrosu esnasında, krokide (A) harfi ile gösterilen 189,00 metrekare yüzölçümündeki kısmın davacılara ait 152 ada 58 parsel ... taşınmazın içerisinde olması gerekirken, komşu 152 ada 57 parsel ... taşınmazın içerisinde bırakıldığı bildirildiğine göre bu taşınmaz maliki ya da maliklerinin davada taraf olması gerektiği açıklanarak, İlk Derece Mahkemesince öncelikle davacılara, davalarını komşu 152 ada 57 parselin malikine / maliklerine yöneltmeleri için süre ve imkan tanınması, taraf teşkilinin sağlanması halinde, anılan parsel malikinden / maliklerinden savunma ve delilleri sorulup bildirmeleri halinde delilleri toplandıktan sonra, tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi ..." gereğine değinilerek bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, "... fiili kullanım durumuna göre hükme esas bilirkişi raporunda 189,21 metrekare yüzölçümlü olarak gösterilen kısmın 152 ada 58 parsel ... taşınmaza eklenmesi gerektiği ..." gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, bir kısım davacılar ... ve müştereklerinin davasının açılmamış sayılmasına, diğer davacıların davasının ise kabulüne, çekişmeli 152 ada 57 (eski 763) parsel ... taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 189,21 metrekare yüzölçümündeki kısmının tapu kaydının iptali ile bu kısmın 152 ada 58 (eski 765) parsel ... taşınmaza ilave edilerek, iş bu taşınmazın 835,39 metrekare yüzölçümlü olarak olarak tapuya kayıt ve tesciline, 152 ada 57 parsel ... taşınmazın geriye kalan 5.944,68 metrekare yüzölçümündeki kısmının davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmiş; hüküm, dahili davalı ... ve müşterekleri vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, uygulama kadastrosuna itiraza ilişkindir.
Uygulama kadastrosunun amacı, tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim (tersimat) ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermektir. Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, kadastro faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yöneliktir.
Uygulama kadastrosu yapılırken öncelikle zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde mevcut olan sabit nokta ve sınırlardan, aynı döneme ya da yöreye ait farklı amaçlarla üretilmiş haritalar ile benzeri verilerden yararlanılarak yapılan teknik çalışmalarla, tesis kadastrosuna ait pafta haritaları ortofoto üzerine işlenmekte; haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı tespit edilip varsa hatalar yöntemine uygun şekilde giderilmekte, düzenlenen ada raporu ile yapılan teknik çalışmalar ve gerekçeleri açıklanmakta; bundan sonra yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı düzenlenmekte ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmektedir. İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur.
İlk Derece Mahkemesince amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin "Hgm-Geoportal" sayfasına girilmek suretiyle taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı olduğu araştırılıp belirlenmek ve tarihleri açıkça yazılmak suretiyle tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğraflarının Harita Genel Müdürlüğünden getirtilmeli, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, tesis kadastrosuna ait pafta haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanıldığı anlaşılan diğer haritalar, dava konusu taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgeler toplanmalı, bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, harita ya da jeodezi mühendisi teknik bilirkişilerin katılımı ile keşif yapılmalıdır.
Keşif sırasında çekişmeli taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı, bitki örtüsü, zeminde mevcut ağaçların yaşı gibi hususlar ile zeminin jeolojik yapısının değerlendirilmesine ihtiyaç duyulan hallerde uzman ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişi de keşif heyetine dahil edilmelidir.
Yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri fen bilirkişilerine işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise zeminde ortak sınır üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıkları tespit edilip gerektiğinde imzaları ile beyanları tevsik edilmeli, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırlar fen bilirkişi tarafından haritasında işaretlenmeli, keşif sırasında hazır edilmeleri halinde ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişisinden, taşınmazlar arasında değişmeyen doğal ya da yapay sınırlar bulunup bulunmadığı, sınırlarda mevcut ağaçların yaşları gibi hususlarda bilgi alınmalı, fen bilirkişiden denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmelidir.
Teknik bilirkişilerden, tesis kadastrosunun, paftaların üretim yılı, üretim tekniği, altlığı ve ölçeği gibi hususları da açıklar tarzda hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların niteliğinin ne olduğu ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve "ada raporu" ile "uygulama tutanağı ve haritasını" irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor ve haritalar alınmalıdır.
Raporun denetime elverişli olması için fen bilirkişisinden, düzenleyeceği haritalardan iki tanesinde hava fotoğrafı üzerinde, iki tanesinde ise ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) üzerinde ilk tesis kadastrosu paftası ve uygulama kadastrosu paftasını çakıştırması istenmeli; çakıştırmaların birer tanesinin ada bazında değerlendirme yapmaya elverişli geniş ölçekli olması, diğerinin ise dava konusu taşınmaz ve çevresini gösterir şekilde daha dar ölçekli olması istenmelidir. Fen bilirkişileri haritasında, uygulama kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiği de gösterilmelidir.
Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli; değerlendirme yapılırken uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağı göz önünde bulundurulmalıdır.
Somut olaya gelince; İlk Derece Mahkemesince, fiili durum esas alınmak sureti ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki; İlk Derece Mahkemesince, çekişmeli taşınmazların tesis kadastrosuna ait pafta haritası, ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokisi, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları ve temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları getirtilerek dosya ikmal edilmediği gibi, teknik bilirkişiden yukarıda açıklandığı şekilde denetime ve uyuşmazlığı çözmeye elverişli rapor alınmamış, keşif sırasında mahalli bilirkişi ve tanık dinlenmek sureti ile taşınmazların ara sınırında tesis kadastrosunda evvel mevcut olup, halen değişmeyen sabit nitelikte sınır yerleri bulunup bulunmadığı saptanılmamış, eksik ve yetersiz araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmiştir.
Hal böyle olunca; İlk Derece Mahkemesince, öncelikle çekişmeli taşınmazların tesis kadastrosuna ait pafta haritası, ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokisi, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları ve temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları eksiksiz olarak getirtilerek dosya ikmal edilmeli, bundan sonra mahallinde mahalli bilirkişiler, tespit bilirkişileri, taraf tanıkları ve jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi sıfatına sahip bilirkişilerin de dahil olduğu üç kişilik uzman bilirkişi kurulunun katılımı ile keşif yapılmalı, keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri teknik bilirkişilere işaretlettirilmeli, tespite aykırı sonuca ulaşılması halinde tespit bilirkişileri de dinlenerek aykırıkların giderilmesine çalışılmalı, uzman bilirkişi kurulundan ise yukarıda belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak denetime elverişli rapor alınmalı, taşınmazların tesis ve uygulama kadastrosu sınırlarının örtüşmemesi halinde sınır farklılıklarının nedeni somut şekilde ortaya konulmalı, ayrıca çekişmeli taşınmazların ara sınırının hangi sınır tipinde belirlenmesi gerektiği hususu üzerinde önemle durulmalı ve bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
İlk Derece Mahkemesince, bu hususlar gözardı edilerek, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi isabetsiz olduğundan, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 ... Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 ... Kanun'un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,
1086 ... Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,
İstek halinde peşin harcın temyiz eden dahili davalılara iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
07.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.