Logo

8. Hukuk Dairesi2023/6435 E. 2025/1101 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, tapu kaydıyla Bodur oğlu ... mirasçıları adına tespit edilen taşınmazların miktar fazlasının davacılar tarafından imar ihya ve kazandırıcı zamanaşımı yoluyla zilyetliğinin kazanılıp kazanılmadığı ile Hazine'nin miktar fazlası üzerindeki hakkının bulunup bulunmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların 20 yıldan fazla süren zilyetliklerinin tapulama tarihinden önce başladığı, taşınmazların uzun yıllardır kullanılan tarım arazisi niteliğinde olduğu ve mera vasfında bulunmadığı gözetilerek davacıların imar ve ihya yoluyla zilyetlik iddiasının kabulü ile Hazine'nin davasının reddine karar verilmiş, yerel mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu ve usul/hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararıyla onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2012/2 E., 2023/10 K.

KARAR : Davacıların davasının kabulüne, müdahil Hazine'nin davasının reddine

Taraflar arasında görülen kadastro tespitine itiraz davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacıların davasının kabulüne, müdahil Hazinenin davasının reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı müdahil Hazine vekili ve dahili davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Kadastro sırasında Söke ilçesi Sarıkemer köyü çalışma alanında bulunan 642 ve 643 parsel sayılı, sırasıyla 256.400, 56.200 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, tapu kaydı nedeniyle Bodur oğlu ... mirasçıları ve paydaşarı adlarına tespit edilmiştir.

Davacılar ... ve arkadaşları, imar ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak ayrı ayrı kullandıkları taşınmaz bölümlerinin adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır.

Yargılama sırasında Hazine vekili, tapu kayıt miktar fazlasının Hazine adına tescili istemiyle davaya katılmıştır.

Mahkemenin verdiği karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, uyulan bozma ilamında özetle; "taraflar arasındaki uyuşmazlık, taşınmazların dayanağı olan tapuların yüzölçümü miktar fazlasının zilyetlikle kazanılıp kazanılamayacağı yönünde toplandığı açıklanarak; dava konusu taşınmazlara komşu taşınmazların dayanağı tapu kayıtları ilk oluştuğu günden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte ilgili yerlerden getirtilmesi, taşınmazların bulunduğu bölgede yetkili idari merciler tarafından 4753 ve 5618 sayılı Yasalar uyarınca mera tahsisi yapılıp yapılmadığının sorulması, yapılmış ve bu yönetimsel işlemler kesinleşmiş ise mera tahsis haritası ve eki belgeler yerinden getirtilmesi, bundan sonra yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, dava konusu taşınmazların bulunduğu köye komşu köyler halkından seçilecek yerel bilirkişiler, tanıklar, uzman bilirkişi, tapu fen memuru ve uzman ziraatçı ve jeoloji bilirkişisi, yaşıyorlarsa tespit tutanak bilirkişilerinin tümü hazır olduğu halde dava konusu taşınmazların başında yeniden keşif yapılması, dayanılan tapu kayıtlarının kapsamları yöntemince belirlenmesi, bölgede mera tahsisi yapılmış ise mera tahsis haritasının ölçeği ile kadastro paftasının ölçeği eşitlendikten sonra yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi fen memuru eliyle yerine her iki harita çakıştırılmak suretiyle uygulanması, bu yolla dava konusu taşınmazların mera tahsis haritasının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamaya meydan vermeyecek şekilde belirlenmesi, taşınmazların bulunduğu bölgede yetkili idari merciler tarafından mera tahsisi yapılmamış ise, yöntemine uygun şekilde mera araştırması yapılması, uzman ziraatçı bilirkişiden taşınmazların niteliğini açıklayan rapor alınması, dava konusu taşınmazların tapu kaydının yüzölçümü miktar kapsamı sabit sınırlar esas alınarak belirlenmesi, yüzölçümü miktar fazlasının mera olmadığı saptandığı takdirde tespit tarihinde zilyetleri adına zilyetliğin başlangıcı, sürdürülüş şekli zilyetlik hükümlerine göre belirlenmesi, zilyetler yönünden senetsizden kazanım olup olmadığının araştırılması taşınmazların tespit tarihine kadar zilyetleri yararına özellikle uzman bilirkişi fen memurundan keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye elverişli, uzman ziraatçi ve jeoloji bilirkişiden ise mahkemenin keşif tutanağına geçen gözlemini yansıtmaya elverişli ayrıntılı, fotoğraflı ve gerekçeli rapor alınması ve sonucuna göre hüküm kurulması" gereğine değinilmiştir.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; "davacıların zilyetliğinin 1943 yılından önce başladığı, 1943 yılından tapulama tespitinin yapıldığı 16.11.1963 tarihine kadar davacıların zilyetlik süresinin 20 yıldan fazla olduğunun kabulü gerektiği, tespite esas alınan tapu kayıtlarının davacı zilyetler lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 13/B-c maddesine göre hukuki değerini yitirdiği, taşınmazların uzun yıllardır kullanılan tarım arazisi olduğu ve mera niteliğinde olmadığı" gerekçesiyle davacı zilyetlerin davasının kabulüne, müdahil Hazine'nin davasının reddine, dava konusu 642 parsel (yeni 110 ada 23 parsel) sayılı taşınmazın kadastro tespit tutanağının iptaline, fen bilirkişileri ... , ... ve ... tarafından hazırlanan 30/03/2023 tarihli rapor ve ekindeki 642 parseldeki kullanım durumunu gösterir krokide (1) numara ile gösterilen 8.262,32 metrekare yüzölçümündeki kısmın ve (16) numara ile gösterilen 1.518,50 metrekare yüzölçümündeki kısmın ayrı parsel numaraları verilerek tarla vasfıyla ... adına; (2) numara ile gösterilen 25.837,15 metrekare yüzölçümündeki kısım, (10) numara ile gösterilen 19.000,97 metrekare yüzölçümündeki kısım ve (17) numara ile gösterilen 5.896,36 metrekare yüzölçümündeki kısımların ayrı parsel numaraları verilerek tarla vasfıyla davacı ... mirasçıları ... ve müşterekleri adlarına hüküm yerinde gösterilen payları oranında; (3) numara ile gösterilen 12.932,85 metrekare yüzölçümündeki kısma ayrı parsel numarası verilerek tarla vasfıyla davacı ...'un mirasçıları ... ve müşterekleri adlarına hüküm yerinde gösterilen payları oranında; aynı krokide (4) numara ile gösterilen 31.435,60 metrekare yüzölçümündeki kısma ayrı parsel numarası verilerek tarla vasfıyla davacı ...'in mirasçıları ... ve müşterekleri adlarına hüküm yerinde gösterilen payları oranında, (5) numara ile gösterilen 38.060,93 metrekare yüzölçümündeki kısma ayrı parsel numarası verilerek tarla vasfıyla davacı ...'ın mirasçıları ... ve müşterekleri adlarına hüküm yerinde gösterilen payları oranında, aynı krokide (6) numara ile gösterilen 8.552,04 metrekare yüzölçümündeki kısma ayrı parsel numarası verilerek tarla vasfıyla davacı ...'ın mirasçıları ... ve müşterekleri adlarına hüküm yerinde gösterilen payları oranında, (7) numara ile gösterilen 20.648,35 metrekare yüzölçümündeki kısım ve (15) numara ile gösterilen 10.367,55 metrekare yüzölçümündeki kısmın ayrı parsel numarası verilerek tarla vasfıyla davacı ...'in mirasçıları ... ve müşterekleri adlarına hüküm yerinde gösterilen payları oranında, (8) numara ile gösterilen 21.158,37 metrekare yüzölçümündeki kısım, (12) numara ile gösterilen 8.868,80 metrekare yüzölçümündeki kısım ve (14) numara ile gösterilen 8.151,74 metrekare yüzölçümündeki kısmın ayrı parsel numaraları verilerek tarla vasfıyla davacı ...'ın mirasçıları ... ve müşterekleri adlarına hüküm yerinde gösterilen payları oranında; (9) numara ile gösterilen 11.343,22 metrekare yüzölçümündeki kısma ayrı parsel numarası verilerek tarla vasfıyla davacı ...'ın mirasçıları ... ve müşterekleri adlarına hüküm yerinde gösterilen payları oranında; (11) numara ile gösterilen 16.786,78 metrekare yüzölçümündeki kısmın ayrı parsel numarası verilerek davacı ...'in mirasçıları ... ve müşterekleri adlarına hüküm yerinde gösterilen payları oranında; (13) numara ile gösterilen 7.510,13 metrekare yüzölçümündeki kısmın ayrı parsel numarası verilerek davacı ...'ın mirasçıları ... ve müşterekleri adlarına hüküm yerinde gösterilen payları oranında tesciline;

Dava konusu 643 parsel (yeni 158 ada 1382 parsel) sayılı taşınmazın kadastro tespit tutanağının iptaline, fen bilirkişileri ..., ... ve ... tarafından hazırlanan 30.03.2023 tarihli rapor ve ekindeki 643 parseldeki kullanım durumunu gösterir krokide (1) numara ile gösterilen 6.284,79 metrekare yüzölçümündeki kısmın, (2) numara ile gösterilen 12.010,09 metrekare yüzölçümündeki kısmın ve (5) numara ile gösterilen 2.593,93 metrekare yüzölçümündeki kısmın ayrı parsel numaraları verilerek tarla vasfıyla davacı ...'in mirasçıları ... ve müşterekleri adlarına hüküm yerinde gösterilen payları oranında; (3) numara ile gösterilen 9.617,58 metrekare yüzölçümündeki kısma ayrı parsel numarası verilerek tarla vasfıyla davacı ...'ın mirasçıları ... ve müşterekleri adlarına; (4) numara ile gösterilen 16.445,35 metrekare yüzölçümündeki kısma ayrı parsel numarası verilerek tarla vasfıyla davacı ...'ın mirasçıları ... ve müşterekleri adlarına hüküm yerinde gösterilen payları oranında; (6) numara ile gösterilen 2.886,64 metrekare yüzölçümündeki kısmın ayrı parsel numarası verilerek tarla vasfıyla davacı ...'ın'ın mirasçıları ... ve müşterekleri adlarına hüküm yerinde gösterilen payları oranında; (7) numara ile gösterilen 3.781,31 metrekare yüzölçümündeki kısma ayrı parsel numarası verilerek tarla vasfıyla davacı ...'ın mirasçıları ... ve müşterekleri adlarına hüküm yerinde gösterilen payları oranında; (8) numara ile gösterilen 2.580,93 metrekare yüzölçümündeki kısmın ayrı parsel numarası verilerek tarla vasfıyla davacı ...'in mirasçıları ... ve müşterekleri adlarına hüküm yerinde gösterilen payları oranında tesciline, fen bilirkişileri ..., ... ve ... tarafından hazırlanan 30.03.2023 tarihli rapor ve ekindeki kroki ile 01.05.2023 havale tarihli ek raporun kararın eki sayılmasına karar verilmiş; hüküm, müdahil Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup müdahil Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

S O N U Ç :Yukarıda Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesi gereğince ONANMASINA,

Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

13.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.