Logo

8. Hukuk Dairesi2024/1050 E. 2024/3074 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kesinleşmiş bir tapu iptal ve tescil davası hükmünün, taşınmazda sonradan yapılan kadastro yenileme çalışması nedeniyle oluşan sınır ve yüzölçüm değişiklikleri gözetilerek tavzih edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme hükmünde çelişki bulunmaması ve talep edilen hususun hükmün uygulanmasından kaynaklanan bir sorun olup tavzih yoluyla değiştirilmesinin mümkün olmaması gözetilerek, yerel mahkemenin tavzih talebinin reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2001/1273 E., 2005/277 K.

KARAR : Tavzih talebinin reddine

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda verilen hükmün tavzihinin talep edilmesi üzerine İlk Derece Mahkemesinin 29.11.2023 tarihli ek kararıyla tavzih talebinin reddine karar verilmiş olup, iş bu ek kararın, tavzih talep eden davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Tapulama çalışmaları sonucunda, Antalya ili Merkez (Kepez) ilçesi ... Mahallesinde bulunan 72 parsel sayılı taşınmaz ... adına tespit edildikten sonra, davacı Hazinenin, taşınmazın bir kısmının orman olduğu gerekçesiyle açtığı tapu iptal ve tescil davasının yapılan yargılaması sonucunda Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 01.06.2005 tarihli ve 2001/1273 Esas, 2005/277 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş ve hüküm 03.05.2006 tarihinde kesinleşmiştir.

Tavzih talep eden davacı vekili; 01.06.2005 tarihli 2005/277 sayılı kararı ile Antalya ili Kepez ilçesi ... Mahallesinde bulunan 72 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi raporunda B harfi ile gösterilen 3.212 m²lik kısmının tapusunun iptaline ve orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verildiğini, kararın infazıyla ilgili olarak Antalya Kadastro Müdürlüğünün 16.02.2022 tarihli ve 4090293 sayılı yazısında, mahkeme kararında yer alan fen bilirkişi raporundaki sayısal koordinatlara göre taşınmazın alanının hesaplanması sonucunda, taşınmazda orman olarak belirtilen kısmın yüzölçümünün B-3174,68 m², kalan kısmın yüzölçümünün A-29287,06 m², toplam yüzölçümün 32461,74 m² olarak hesaplandığını; dava konusu 72 parselin ise 22/a çalışması sonucunda 28227 ada 44 parsel numarası aldığını ve yüzölçümünün 32460,59 m² olarak hesaplandığını belirterek, yenileme çalışması sonucunda oluşan sınırlar ve yüzölçüm ile mahkeme kararının ekinde yer alan bilirkişi raporuna göre oluşan sınırlar ve yüzölçüm arasında farklılıkların olması ve yine bilirkişi raporunda belirtilen koordinatlar ile yapılan alan hesaplarında hesap hatalarının bulunması nedeniyle kararın uygulanamadığını belirterek mahkeme kararının taşınmazın yenileme durumuna ve yeni yüzölçümüne göre tavzihine karar verilmesini istemiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan değerlendirme sonucunda; asıl kararın 01.06.2005 tarihinde verildiği ve Yargıtay incelemesinden geçmek suretiyle 03.05.2006 tarihinde kesinleştiği, taşınmazda 22.11.2011 tarihinde kesinleşen yenileme kadastrosu nedeniyle sınır ve yüzölçümünde değişiklik olması nedeniyle tavzih talep edildiği, ancak tavzih istemine konu hususun mahkeme kararından kaynaklanmadığı, kararın hüküm fıkrasında çelişki bulunmadığı, talep edilen hususun tavzih yoluyla değiştirilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle tavzih talebinin reddine karar verilmiş ve iş bu ek karar, tavzih talebinde bulunan davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de bulunmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararındaki gerekçe dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup tavzih talep eden vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler ek kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi ek kararının ONANMASINA, harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 08.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.