Logo

8. Hukuk Dairesi2024/1417 E. 2025/1503 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, davacıların tapu kayıtlarına dayalı mülkiyet iddiaları ile davalıların zilyetlik ve tescil ilamına dayalı mülkiyet iddiaları arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların dayandığı tapu kayıtlarının belirli sınırları ve miktarı olmadığı, zemine uygulanmasının mümkün olmadığı ve davacıların zilyetliğinin bulunmadığı, buna karşılık davalıların dayandığı tescil ilamının Hazine yönünden kesin hüküm teşkil ettiği, davalıların zilyetliğinin bulunduğu ve tapu kayıtlarının zemine uygulandığı gözetilerek mahkemenin davacıların davasının reddine ve davalıların adına tescile karar vermesi onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2020/9 E., 2023/34 K.

KARAR : Davanın reddine

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı ... ve müşterekleri vekili, davacı ... ve müşterekleri vekili, asli Müdahil Gayrimenkul Değerler AŞ vekili duruşmalı olarak, müteveffa ...'nin bir kısım mirasçıları vekili, müteveffa ...'nin mirasçısı Mürüvvet'in Kayyım vekili, davalı Hazine vekili, davalı Orman İdaresi vekili tarafından ise duruşmasız olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 18.02.2025 Salı gününde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Duruşma için tayin edilen günde Hazine vekili Avukat ... ... Yeğenoğlu, Gayrimenkul Değerler Tic. AŞ vekili Avukat ... Avşar, Mürüvvet kayyımı vekili Avukat ... geldi. Karşı taraftan ... vekili Avukat ..., ... ve müşterekleri vekili Avukat ... geldiler. Hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen 25.02.2025 tarihinde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında Muğla ili, Marmaris ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 157 ada 12 ve 18, 158 ada 7, 220 ada 6 ve 7, 221 ada 8, 10 ve 223 ada 4 parsel sayılı 3757.57 ve 1043.33, 2842.15, 958.57 ve 5804.32, 1032.73, 1297.84 ve 549.36 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar tescil ilamı ile oluşmuş tapu kayıtları nedeniyle kayıt malikleri adına kayıtlı olmakla birlikte Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduklarından söz edilerek malik haneleri açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Davacı ... ve diğerleri tarafından davalı ... aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tapu iptali ve elatmanın önlenmesi davası, dayanak tapu kaydından yargılama sırasında kayden satın alan kişi ve şirketler davaya dahil edildikten sonra davaya konu olan parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır.

Kadastro Mahkemesinde çekişmeli parseller tutanağı ile dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sonunda 24.03.2011 tarihli kararıyla; davacıların davasının reddine ve çekişmeli 157 ada 12 ve 18 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına; 158 ada 7, 220 ada 6 ve 223 ada 4 parsel sayılı taşınmazların davalı ... İnşaat Turizm Sanayi AŞ adına; 220 ada 7 ve 221 ada 8 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına ve 221 ada 10 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına tesciline; çekişmeli taşınmazların 1. derece doğal sit alanında kaldıklarının beyanlar hanesinde belirtilmesine karar verilmiş; hüküm davacılar ... ve diğerleri vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 06.02.2013 tarihli ilamıyla özetle; "Dosya içindeki veraset ilamı ve nüfus kayıtlarının incelenmesinden, ...'nin karar tarihinden önce 14.10.2010 günü öldüğü; mahkemece, davacı ...'nin mirasçıları davaya dahil edilmeden karar verildiği, hal böyle olunca; davacı ...'nin tüm mirasçılarına tebligat çıkarılarak davaya dahil edilmelerinin sağlanması, yöntemince taraf teşkili sağlandıktan sonra davanın esasına ilişkin bir karar verilmesi" İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda 18.03.2015 tarihli kararıyla; davanın reddine, taşınmazların 24.03.2011 tarihli kararında belirtilen kişiler adına tesciline karar verilmiş, hükmün davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 03.07.2018 tarihli ilamıyla özetle; "davacı ... soyadlı davacıların tutunduğu tapu kayıtlarının yöntemince uygulanması için keşif yapılması ayrıca davalıların dayanaklarını oluşturan tapu kayıtları da 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20. maddesi uyarınca mahalline uygulanarak kapsamlarının yöntemince belirlenmesine çalışılması, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek; çekişmeli taşınmazın davacı ... ve müştereklerinin dayanağını oluşturan tapu kaydının 3402 sayılı Kanun'un 20/C maddesi çerçevesinde miktar itibariyle kapsamında kaldığının sonucuna ulaşılması halinde, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20/B maddesi uyarınca niza gününe kadar kayıt sahibinin kullanımı var ise tapu kaydına değer verilmeli, çekişmeli taşınmazın davacı ... ailesinin dayanağını oluşturan tapu kaydının 3402 sayılı Yasa'nın 20/B ve C maddelerindeki ilkelere göre belirlenecek olan kapsamında kalmadığı sonucuna ulaşılması halinde davalı tarafça sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresine göre davalı taraf adına edinme koşulları değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi, bu değerlendirmeler yapılırken, çekişmeli taşınmazların malik hanesinin açık ve davalı olarak tespitinin yapılmış olması nedeniyle, davada 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 30/2. maddesi uyarınca re'sen araştırma ilkesinin geçerli olacağı ve davalıların dayanaklarını oluşturan tapu kayıtlarının Hazine'nin taraf olduğu tescil ilamıyla oluşmuş olması halinde tescil ilamının Hazine yönünden kesin hüküm oluşturacağı hususu ile aynı tescil ilamına Şerefli ailesinin taraf olmadığından onlara karşı tescil ilamının ve tapu kaydının bağlayıcılığından söz edilemeyeceği gözetilmesi" gereğine değinilerek araştırma incelemeye dayalı olarak bozulmuş, bozma ilamına karşı, bir kısım davalıların karar düzeltme talebi aynı Dairece reddedilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak ve Hazine, Orman İdaresi, ... ve ... resen davaya dahil edilmiş, Gayrimenkul Değerler AŞ davacılar yanında aynı tapu kayıtlarına dayanarak davaya katılmış, yapılan yargılama sonunda; "Dava konusu taşınmaza benzer konumda, aynı köydeki taşınmazlara ilişkin Mahkemece verilen davalıların/ zilyetlerin dayanmış olduğu Asliye Hukuk/ Sulh Hukuk Mahkemelerince verilmiş tescil kararlarına istinaden oluşmuş tapu kayıtlarına göre davalılar/ zilyetler lehine verilen tespit ve tescil kararlarının Yargıtay'ca onandığı, ancak davacı ... ve arkadaşlarının kök tapu kapsamının uygulanmasının yapıldığı 2014/26 Esas sayılı kılavuz dosya başta olmak verilen tüm kararların bozulduğu, davacıların dayanmış olduğu tapu kayıtlarının kapsamının ve zemine uygulanmasının kılavuz dosya üzerinden yapılan tapu uygulamasına göre Yargıtay'ın ilgili dairesinin Hukuk Genel Kurulunun da değinmiş olduğu ilkeleri dikkate alarak kılavuz dosya üzerinden yapılan uygulamaya ilişkin değerlendirmesine göre en son 8.Hukuk Dairesince yukarıdaki ayrıntılı izah edilen ilkelere göre belirlendiği ve 8.Hukuk Dairesinin özellikle davacıların tapu kayıtlarına göre belirtmiş olduğu ilkeler dikkate alındığında dayanılan bu tapu kayıtlarının sabit bir sınırı bulunmadığından tapu kayıtlarına miktarıyla geçerli olacak şekilde kapsam tayin edilmesinin mümkün bulunmadığı, taşınmazların ... Köyü çalışma alanında tespiti yapılan ve dava konusu edilen taşınmazın miktarıyla geçerli tapu kayıtlarının kapsamında kaldığının ispatlanamadığı ve çiftlik tapularına dayanan davacıların taşınmazda zilyetliğinin de bulunmadığı, temyiz incelemesi nedeniyle bulunan çok sayıdaki dava dosyasından ve özellikle mahkemenin kılavuz dosya olarak kabul ettiği 2014/26 Esas sayılı dava dosyasında yapılan keşif ve alınan raporların değerlendirilmesiyle belirlendiği,

Dolayısıyla gelinen aşamada; davacıların dayanmış olduğu tapu kayıtlarının uygulanması, kapsam tayin edilmesi, geometrik olarak, hukuki olarak zemine tatbik edilmesi hukuken ve bilimsel olarak mümkün bulunmadığı, davacıların dava konusu taşınmazların dayandıkları tapu kayıtları kapsamında kaldıklarını ispatlayamadıkları,

Davalıların tutunduğu tapu kayıtlarının; Marmaris Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda yazılı tescil ilamlarında davalı olarak Hazine ve Köy Tüzelkişiliğinin yer aldığı, dolayısıyla davalı Hazine, Köy Tüzel Kişiliği (yerine Marmaris Belediyesi) aleyhine kesin hüküm şartlarının tahakkuk ettiği, yazılı tescil ilamları ile dayanak cilt, sıra nolu tapu kayıtları ve zabıt kayıtlarının tüm tedavülleri ile celb edildiği, buna göre söz konusu tescil tapularının bir kısmının satış ve intikal yoluyla el değiştirdiği, buna göre davaya konu taşınmazlara miktar ve sınırlar itibari ile uydukları, dayanak tescil krokilerinin zeminde uygulandığı ve davaya konu taşınmazları kapsadığı, dayanak tescil ilamları ile oluşmuş tapu kayıtlarının sonradan devralan tapu malikleri lehine hukuki sonuç doğuracağı, her bir davalının tutunduğu tapu kaydı bütün tedavülleri, tescile dayanak belgeleri ile celp olunup dosya kapsamına konulduğu, keşif mahallinde davaya konu taşınmaza tatbik edildiği, davalıların tutunduğu ve kadastro çalışması sırasında her bir taşınmaza müstakilen revizyon gören tapu kayıtlarının mahkeme kararlarına istinaden tapuya tescil olunduğu; ilgili mahkeme dosyalarının 1992 yılında Marmaris’te sel nedeni ile zayi olduğu; Tapu Sicil Müdürlüğünde de tescile dayanak belgelerin celp olunarak dosya içerisine konduğu ve keşifle davaya konu taşınmazı tescile dayanak mahkeme kararı ve kroki ile bizzat uygulandığı komşu parsellerin tapu kayıtları da tescile dayanak belgeleri ve krokileri ile ilgili parsellere uygulandığı; kayıtların revizyon gördükleri taşınmazlara aynen uydukları,

Dava konusu taşınmazların 1960'lardan beri kullanıldığı, yapılan keşiflerdeki alınan beyanlara ve dayanak tapu tescil ilamlarındaki anlatımlara göre taşınmazların zilyetlik yolu ile de kullanıldığı, kadim ziraat arazisi niteliğinde oldukları, orman sayılmayan yerlerden, ziraat edilerek kullanılagelen tarım arazisi niteliğinde bulundukları, dayanak tapu maliklerinin taşınmazlarda aynı zamanda fiili zilyet de oldukları, zira dayanak tescil ilamlarının da zaten tapusuz taşınmazın tapuya tesciline ve zilyetliğe dayanak alınarak oluştuğu,

Davaya konu 221 ada 10 parselde komisyon kararı olduğu, komisyon kararı ile taşınmazın yüz ölçümü değiştirildiği, davaya konu taşınmazın yüz ölçümünün 1663.93 m2 olduğu, karar verilirken bu hususun göz önüne alınması gerektiği, Öte yandan Marmaris 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin dosya arasına konulan tescil ilamı ile de 221 ada 10 parsel maliki lehine bir miktar komşu 130 parselde tapu iptal ve tescil hükmü kurulduğu fakat bu kararda 221 ada 10 parsele yönelik bir ekleme yapılmadığı, komşu parselden ayrı bir kısmın tapu kaydının iptal edilerek başka bağımsız bir bölüm gibi karar verildiğinin görüldüğü " gerekçesiyle, davacı ... ve aynı tapu kaydına tutunan davacıların ve müdahil davacıların davasının reddi ile, dava konusu 223 ada 4 parsel; 158 ada 7 parsel; 220 ada 6 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespit tutanağındaki vasıfla davalı ..., 157 ada 12 parsel; 157 ada 18 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespit tutanağındaki vasıfla davalı ... Adına ... adına 220 ada 7 parsel; 221 ada 8 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespit tutanağındaki vasıfla davalı ... adına 221 ada 10 parsel sayılı taşınmazın kadastro komisyon tespit tutanağındaki vasıf ve geometrik bilgi ile davalı ... adına tespit ve tapuya tesciline, taşınmazların 1. derece doğal sit alanında kaldıklarının tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve müşterekleri vekili, davacı ... ve müşterekleri vekili, müteveffa ...'nin bir kısım mirasçıları vekili, müteveffa ...'nin mirasçısı Mürüvvet'in Kayyım vekili, asli Müdahil Gayrimenkul Değerler AŞ vekili, davalı Hazine vekili, davalı Orman İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı ... ve müşterekleri vekili, davacı ... ve müşterekleri vekili, müteveffa ...'nin bir kısım mirasçıları vekili, müteveffa ...'nin mirasçısı Mürüvvet'in Kayyım vekili, asli Müdahil Gayrimenkul Değerler AŞ vekili, davalı Hazine vekili, davalı Orman İdaresi vekilinin temyiz dileklerinde ileri sürdükleri nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,

Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

7139 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesi uyarınca Orman İdaresinden harç alınmasına yer olmadığına,

615,40 TL onama harcının ...'nin bir kısım mirasçılarından ve ...'nin mirasçısı Mürüvvet kayyımından ayrı ayrı alınmasına,

269,85 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 345,55 TL'nin temyiz eden Gayrimenkul Değerler AŞ'den alınmasına,

179,90 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 435,50 TL'nin temyiz edenler ... ve müştereklerinden ve ... ve müştereklerinden ayrı ayrı alınmasına,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

25.02.2025 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ

Kararı temyiz eden tapu malikleri; dava konusu taşınmazın bulunduğu yerlere ait üç adet tapu kayıtlarının olduğunu, tapu kaydı olan yerde zilyetliğe üstünlük verilemeyeceğini, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarına dayanılarak kendi adlarına tesciline karar verilmesini istediklerini, daha önce mahkemece tapu kayıtlarına dayanan davacıların tapu kayıtlarının hukuki geçerliliğini yitirdiği ve uygulama kabiliyeti bulunmadığı gerekçesi ile davalarının reddine karar verildiği, tapuya dayanan davacılar tarafından reddedilen kararların temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16 ve 20. Hukuk Dairelerince tapuya dayanan davacıların dayanak tapu kayıtlarının hukuken geçerli olduğu ve uygulanması gerektiği gerekçesiyle kararların lehlerine bozulduğu, bozma üzerine mahkeme hakimince önceki kararda direnildiği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca takriben 20 adet dosyada tapuya dayanan davacıların tapu kayıtlarının hukuken geçerli olduğu ve uygulanması gerektiği gerekçesiyle direnme kararlarının bozulduğu, dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde zilyetler tarafından tapu maliklerine karşı Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan dayanak tapu kayıtlarının geçersiz olduğuna ilişkin davanın reddedilerek kesinleştiği, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde davacılara ait bir kısım yerin kamulaştırıldığı, kamulaştırma bedelinin ödendiği, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde zilyetler tarafından tapu maliklerinden bedeli ödenerek bir çok yerin satın alındığı, satın alınmaya çalışıldığı veya kiralanmak istendiği, Çamlı Mahallesindeki taşınmazlara revizyon görerek bir kısım parsellerin tapu malikleri adına kesinleştiği, revizyon gören tapu kaydının iki sınırı ile ...’nü kapsayan tapu kaydının iki sınırının aynı olduğu, dolayısı ile diğer tapu kayıtlarının da hukuken geçerli olduğu, bazı davalar da tapu malikleri adına tesciline karar verilen dosyaların (örn.2022/8001 Esas) Dairemizce onandığı ve tapuya dayanan davacıların, tapu kayıtlarının hukuken geçerli olduğuna değer verilmesi gerektiği, Mahkemece yeniden taşınmazların başında keşif yapılarak taşınmazların sınırlarının belirlenerek davacıların tapusunun kapsamında kalan yerlerin tapu malikleri, ırsi veya akdi halefleri adına yazılması gerektiği kanaatinde olduğumdan kararın bozulması gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.