Logo

8. Hukuk Dairesi2024/2085 E. 2024/5024 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, davalının kendisini kandırarak 2B arazisi niteliğindeki taşınmazı kendi adına tescil ettirdiğini iddia ederek tapu iptali ve tescil davası açmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının davalı tarafından kandırıldığına dair iddiasını ispatlayamaması ve davalının 6292 sayılı Kanun uyarınca taşınmazı satın aldığına dair resmi belgelerin bulunması gözetilerek, mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin yargılama giderleri yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava konusu taşınmaz; İstanbul ili, Ümraniye ilçesi, ... Mahallesinde kain 139 ada 7 parsel sayılı, 204,22 m2 yüzölçümlü ve tapuda 6292 sayılı Kanun gereği satış işlemi yapılarak 16.12.2014 tarihinde davalı ... adına tescil edilmiştir.

Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu taşınmazın 2B arazisi olduğunu, davalının davacıdan noterde muvafakatname almak suretiyle davacıyı kandırarak taşınmazı kendi adına tescil ettirdiğini ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının iptal edilerek davacı adına tapuya tescil edilmesini, aksi halde dava konusu taşınmazın değeri olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100 TL nin devir tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; davanın vekalet görevinin kötüye kullanılması iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, davalının davacıyı hileli davranışlarla aldattığına ilişkin dosyaya davacı tarafından somut delil sunulamadığı, davacı tanığının da bu yönde somut beyanda bulunmadığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

Hükmün taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince; davanın hile nedeni ile tapu iptali ve tescil; mümkün olmadığı takdirde bedel talebine ilişkin olduğu, çekişme konusu taşınmazı davalı adına 16.12.2014 tarihinde 6292 Sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun (6292 Sayılı Kanun) gereğince satış suretiyle tescil edildiği, dosyaya sunulan ... 4. Noterliğince düzenlenen 16.07.2012 tarihli muvafakatnameden; muvafakat eden davacı tarafından 6292 sayılı Kanun gereğince dava konusu taşınmazın akdi halefi olarak davalı tarafından alınmasına ve adına tescil edilmesine muvafakat ettiği hususunun anlaşıldığı, taşınmazın davalı tarafından satın alındığı ve davalı adına tescil edildiğinin anlaşıldığı, davacı tanığı tarafından; davacının annesi olduğu, davalının kardeşi olduğunu, taşınmazın ecrimisil ödemelerini davacı annesinin yaptığını, davalının davacıyı kandırıp taşınmazı üzerine aldırdığını, davacı annesinin yatalak olan babası ile ilgilenmesi nedeniyle davalıya vekaletname verdiği yönünde beyanda bulunduğu, davalı tanıklarının ise; taşınmazın 2B arazisi olmaktan çıkardıktan sonra davacının ödeme gücü olmadığını, davalıyı aramak suretiyle tapuyu kendi adına almasını istediğini, davalının ödemeyi yaptığı yönünde beyanda bulundukları, dosya kapsamından davacının davalıya noterde düzenlenmiş muvafakat verdiği, davalının taşınmazı 6292 sayılı Kanun uyarınca satın aldığı, davacının iradesinin davalı tarafından sakatlandığının usulüne uygun olarak kanıtlanmadığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine davalı vekilinin istinaf başvurusu yönünden; hükmün 4 üncü maddesinde yer alan 2.198,50 TL'nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına şeklindeki kısmın hatalı olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddi yönünden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiş, verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 Sayılı Kanun) 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ:Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

80,70 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 346,90 TL'nin temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.