"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
HÜKÜM/KARAR : Davanın Reddi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karar, yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı, davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında,... Mahallesi çalışma alanında bulunan 172 ada 26, 173 ada 14, 174 ada 1, 181 ada 19, 208 ada 1, 3, 209 ada 1, 2, 214 ada 1, 7, 10, 12 ve 287 ada 2 parsel sayılı muhtelif yüz ölçümündeki taşınmazlar,.... Paşa Vakfına ait 1228 tarihli vakfiye hudutnamesinin kapsamında kalmakta olup, vakıf mallarının kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği ile iktisaplarının mümkün bulunmadığı belirtilerek, ... Paşa Vakfı adına tespit edilmiştir.
Davacı ... dava dilekçesinde; ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 172 ada 26, 173 ada 14, 174 ada 1, 181 ada 19, 208 ada 1, 3, 209 ada 1, 2, 214 ada 1, 7, 10, 12 ve 287 ada 2 parsel sayılı taşınmazların vakıf malı olmayıp, murislerinden kendisine kaldığını ve zilyetlikle iktisaba elverişli şekilde kullanımında bulunduğunu ileri sürerek, kadastro tespitlerinin iptali ile taşınmazların adına tescilini istemiş, yargılama sırasında müdahil - davacı ... İdaresi vekili bozma ilamına uyulmasından sonra verdiği müdahale dilekçesinde, çekişmeli 209 ada 2 parsel sayılı taşınmazın orman olduğunu ileri sürerek, taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tescilini talep etmiştir.
Davalı ...'ne izafeten Samsun Vakıflar Bölge Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde; çekişmeli taşınmazların ... Paşa Vakfına ait olup, vakfıye kapsamında kaldığını, vakfiye sınırlarının 1/25000 ölçekli haritada yer aldığını, vakıf mallarının zilyetlikle iktisabının mümkün olmayıp, kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği ile edinim koşullarının da bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, "... çekişmeli taşınmazların vakfiye hudutnamesinin kapsamında kalmadığı ve davacı taraf yararına zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiği ..." gerekçesiyle verilen davanın kabulüne ve çekişmeli taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline ilişkin önceki hüküm, davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesi’nin 05.03.2013 tarihli ve 2012/13631 Esas, 2013/2311 Karar sayılı ilamıyla; " ... İlk Derece Mahkemesince yapılan uygulamada ... Paşa Vakfına ait hudutnamenin çekişmeli taşınmazları kapsamadığının belirlendiği gibi dosya içerisinde bulunan Kavak Asliye Hukuk Mahkemesinin 1973/128 Esas, 1991/318 Karar sayılı dosyasında Vakıflar Genel Müdürlüğünün vakfiye kapsamında kaldığı iddiasıyla açtığı tescil davasında dava konusu edilen taşınmazların bu yerlere ilişkin vakfiye kapsamı belirlenemediğinden davasının reddine karar verildiği, bu kararın Yargıtay 8. Hukuk Dairesince onanarak kesinleştiği, dolayısı ile dava konusu taşınmazların bu haliyle söz konusu vakfiye kapsamında kalmadığının anlaşıldığı ve bu hususun İlk Derece Mahkemesinin de kabulünde olduğu, öte yandan hükme dayanak alınan Prof. Dr. Ali Erten, Prof. Dr. Erkan Küçükgör ve Doç. Dr. Mehmet Demir tarafından hazırlanan müşterek rapor içeriği dikkate alındığında, çekişmeli taşınmazların bu vakfiye kapsamında kaldığı kabul edilse dahi, üzerinde vakfa ait cami, medrese, yapı, kalıntı bulunmayan gayri sahih nitelikteki vakıf arazilerinin Devlete ait miri arazi niteliğinde olması nedeniyle vakıf kullanımında olmayan bu nitelikteki taşınmazların zilyetlikle kazanılmasının mümkün olduğu, ancak somut olayda çekişmeli taşınmazlara ilişkin olarak ... ile gerçek kişiler arasında düzenlenmiş kira sözleşmeleri sunulduğu halde İlk Derece Mahkemesince bu sözleşmelerin uygulanmadığı, bu kapsamda dava konusu taşınmazlara ait olup olmadıkları, ait ise kiralayan gerçek kişiler ile davacı taraf arasında akdi, fiili ve irsî irtibat olup olmadığı, halefiyet yoluyla bu kişileri bağlayıp bağlamayacağı hususlarının değerlendirilmediği, ayrıca raporu hükme esas alınan ziraat bilirkişi raporlarında çekişmeli taşınmazların eğimi belirtilip ekili veya ekili olmadığı bildirildikten sonra bir kısım taşınmazlar yönünden “davalı parselde kadimden beridir tarımsal faaliyette bulunulmadığı toprak profil derinliğinin pulluk tabakasının daha üstünde olduğundan, profilin bitki üretimi ve gelişimi için yeterli düzeyde bulunmamasından anlaşılmaktadır”, bir kısım taşınmaz için ise “davalı parselde kadimden beridir tarımsal faaliyette bulunulduğu toprak profil derinliğinin pulluk tabakasının daha altında olduğundan, profilin bitki üretimi ve gelişimi için yeterli düzeyde bulunmasından anlaşılmaktadır” denilip, sonuç kısmında ise “dava konusu parsellerin tarım arazisi olarak kullanıldıkları ve halen ekilip biçildikleri kanaatine varıldığı” bildirildiğine göre bu haliyle ziraat bilirkişi raporunun çekişmeli taşınmazların niteliği konusunda yetersiz olduğu halde bu rapor ile yetinildiği açıklanarak, İlk Derece Mahkemesince davalı ... Müdürlüğüne çekişmeli taşınmazlarla ilgili tüm kira sözleşmeleri, kira bedelleri ödenmiş ise makbuzları ile kiraya ilişkin tüm belgeleri sunmak üzere süre verilmesi, daha sonra yerel bilirkişiler, tutanak bilirkişileri, taraf tanıkları, ziraat mühendisi bilirkişi ile teknik bilirkişinin katılımı ile keşif yapılması, ibraz edilen kira sözleşmelerinin yerel bilirkişi yardımı ve uzman bilirkişi eliyle yerine uygulanması, mahalli bilirkişi ve tanıklardan zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı açık yanıtlar alınıp tespit tarihine kadar davacı taraf yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenmesi, ziraat mühendisi bilirkişiden taşınmazların zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı yönünde rapor alınması, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi ..." gereğine değinilerek bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; "... çekişmeli taşınmazların vakfiye hudutnamesinin kapsamında kalmakta olup, vakfın türü gözetildiğinde zilyetlikle iktisabının mümkün bulunmadığı ..." gerekçesi ile davanın reddine, çekişmeli taşınmazların tespit gibi ... Paşa Vakfı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1. Çekişmeli 208 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılıp mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozma ilamına uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına ve zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşmediğinin anlaşılmasına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup, davacının temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler, bu parsel hakkındaki kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
2. Çekişmeli 181 ada 19 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Bu taşınmaza yönelik olarak eldeki dosya davacısı ... ile dava dışı ... tarafından ayrı ayrı dava açıldığı, bilahare her iki dava dosyasının birleştirildiği ve Kavak Kadastro Mahkemesinin 2007/1470 Esas, 2012/59 Karar sayılı kararı ile, davacı ...'nın ve davacı ...'nın davalarının ayrı ayrı kabulüne, 181 ada 19 parsel sayılı taşınmazın ayrı hüküm fıkralarında hem ... hem de ... adlarına tesciline karar verildiği, hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi ve Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 05.03.2013 tarihli ve 2012/13631 Esas, 2013/2311 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmesi üzerine, her iki dava dosyasının tefrik edilerek ayrı esaslara kaydedildiği, eldeki dosyada davacı ...'nın davası yönünden davanın reddine ve çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline karar verildiği, tefrik edilerek Havza Kadastro Mahkemesinin 2018/171 Esas, 2022/93 Karar sayılı kararı ile sonuçlandırılan ve tutanak aslının bulunduğu dava dosyasında ise ...'nın bu taşınmaza yönelik davası yönü ile olumlu - olumsuz hüküm tesis edilmediği, iş bu kararın davacı ... tarafından temyizi üzerine Dairemizin 24.05.2023 tarihli ve 2023/847 Esas, 2023/3133 Karar sayılı kararı ile; "...davacı ...'nın davası yönü ile olumlu - olumsuz bir karar verilmemiş olmasının ve aynı taşınmaza yönelik derdest olan tüm davaların birlikte görülüp sonuçlandırılması zorunlu olduğu halde çekişmeli taşınmaza yönelik davaların ayrı ayrı yürütülmesinin isabetsizliğine ..." değinilerek hükmün bozulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla; çekişmeli 181 ada 19 parsel sayılı taşınmaza yönelik derdest olan tüm davaların birlikte görülüp sonuçlandırılması zorunlu olduğu halde İlk Derece Mahkemesince, taşınmaza yönelik davaların ayrı ayrı yürütülmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3. Çekişmeli 209 ada 2 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Müdahil - davacı ... İdaresi tarafından 14.11.2018 havale tarihli dilekçe ile, bu taşınmaza yönelik olarak taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tescili istemi ile davaya müdahale edildiği halde, söz konusu müdahale talebi hakkında olumlu - olumsuz bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya uygun bulunmadığından, bu parsel hakkındaki hükmün sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
4. Çekişmeli 172 ada 26, 173 ada 14, 174 ada 1, 208 ada 3, 209 ada 1, 214 ada 1, 7, 10, 12 ve 287 ada 2 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; İlk Derece Mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Şöyle ki; hükmüne uyulan bozma ilamında, tespit maliki ... Paşa Vakfının gayri sahih vakıf olduğuna, taşınmazların vakfiye kapsamında kalmadığına ve çekişmeli taşınmazın bu vakfiye kapsamında kaldığı kabul edilse dahi, üzerinde vakfa ait cami, medrese, yapı ve kalıntı bulunmayan gayri sahih nitelikteki vakıf arazilerinin devlete ait miri arazi niteliğinde olması nedeniyle vakıf kullanımında olmayan bu nitelikteki taşınmazların zilyetlikle kazanılması mümkün bulunduğuna işaret edilerek, zilyetlikle iktisap koşullarının davacı taraf yararına gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gereğine değinilmiş olup, bozma ilamına uyulduğuna göre açıklanan hususlarda davacı taraf yararına usuli müktesep hak oluştuğu kuşkusuzdur.
Diğer yandan; dosya kapsamı ile de çekişmeli taşınmazların vakıf malı olduğu ve davalı tarafın dayandığı vakfiyenin çekişmeli taşınmazı kapsadığı somut olarak ortaya konulamadığı gibi, taşınmazlarda davacı taraf yararına zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiği de belirlenmiştir.
Hal böyle olunca; İlk Derece Mahkemesince, bu parseller yönünden davacı ...' nın davanın kabulüne ve çekişmeli 172 ada 26, 173 ada 14, 174 ada 1, 208 ada 3, 209 ada 1, 214 ada 1, 7, 10, 12 ve 287 ada 2 parsel sayılı taşınmazların davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğundan, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ;
Açıklanan sebeplerle;
Davacı ...'nın, dava konusu 208 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle reddi ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının bu parsel yönünden ONANMASINA,
Davacı ...'nın, dava konusu 172 ada 26, 173 ada 14, 174 ada 1, 181 ada 19, 208 ada 3, 209 ada 1, 2, 214 ada 1, 7, 10, 12 ve 287 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının, yukarıda (2), (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 428 inci maddesi uyarınca bu parseller yönünden BOZULMASINA,
Peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,
1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
06.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.