Logo

8. Hukuk Dairesi2024/4579 E. 2024/5594 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vakfın malvarlığının kalmaması nedeniyle sona erdiğinin tespiti ve sicilden terkinine ilişkin açılan davada, istinaf kararına karşı yapılan temyiz başvurusunun süresinde olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Vakıfların kuruluş ve tescili ile ilgili iptal davalarına ilişkin TMK m.103'te bir aylık temyiz süresi öngörülmekle birlikte, uyuşmazlık konusu davanın vakfın sona erdirilmesine ilişkin olması ve özel bir kanuni düzenleme bulunmaması sebebiyle HMK m.345'te belirlenen iki haftalık istinaf süresinin uygulanması gerektiği gözetilerek, temyiz isteminin süreden reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/58 E., 2023/1626 K.

KARAR : Temyiz isteminin süreden reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/473 E., 2020/504 K.

Taraflar arasında Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hükme karşı ... vekili tarafından temyiz isteminde bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemece, temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz isteminin süreden reddi kararı, ... vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava dilekçesinde, vakfın amacını gerçekleştirmek için yeterli malvarlığı olmadığı ileri sürülerek vakfın sona erdiği gerekçesi ile vakfın sicilden silinmesi istenmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, vakfın hiçbir mal varlığının, borç ve alacağının bulunmadığı, vakfın kapatılması halinde tasfiyesinin tamamlanmasından sonra kalan mal miktarının devri noktasında vakıf senedinde bir hüküm bulunmadığı, yapılan incelemede netice olarak davacı vakfın resmi senedinde belirtilen amaçlarının gerçekleştirilmesine hukuken ve fiilen imkan kalmadığı anlaşılmakla Türk Medeni Kanunu'nun 11 inci ve Vakıflar Kanunu'nun 27 nci ve Vakıflar Yönetmeliği'nin 19 uncu maddeleri gereğince davanın kabulü ile davacı vakfın sona erdiğinin tespiti ile sicilden terkinine ve tasfiye heyetinin oluşturulmasına, vakfın borçlarının tasfiyesinden arta kalan mal ve haklarının bulunması halinde, bu mal ve hakların ...'ne devredilmesine karar verilmiştir.

... vekilinin istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; davacı vakfın resmi senedinde belirtilen amaçlarının gerçekleştirilmesine hukuken ve fiilen imkan kalmadığı, Türk Medeni Kanunu'nun 116 ncı ve Vakıflar Kanunu'nun 27 nci ve Vakıflar Yönetmeliği'nin 19 uncu maddeleri mahkemece belirlenmek ve benimsenmek suretiyle yazılı gerekçelerle talebin kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığından ... vekilinin istinaf isteğinin esastan reddine karar verilmiştir.

İstinaf isteminin esastan reddi kararının ... vekilince temyiz edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince 20.05.2024 tarihli kararı ile; İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı ... tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, 6100 sayılı Huhuk Muhakemeleri Kanunu'nun 345 inci maddesi hükmü uyarınca istinaf başvurusu süresinin iki hafta olduğu, eldeki dava yönünden istinaf kanun yolu başvuru süresine ilişkin başkaca özel bir düzenleme bulunmadığı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un 103 üncü maddesindeki bir aylık sürenin açıkça vakfın kuruluşu ve tescili işlemlerine yönelik temyiz başvuruları için öngörüldüğü, 3 üncü bölüm başlığı altında vakıfların kuruluşu, tescili ve buna yönelik iptal davasının açılma süresi düzenlendiği, diğer düzenlemelerde böyle bir sürenin öngörülmediği, kaldı ki diğer başlıklar, numaralandırılmak suretiyle sayıldığı, bu düzenlemelere ilişkin her hangi bir süre öngörülmediği, 103 üncü maddenin kuruluş ve tescile ilişkin hükümlerden hemen sonra gelmesinin de başvuru süresinin kuruluş ve tescile ilişkin iptal davalarında uygulanmasının gerektiğini gösterdiği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun vakıflara ilişkin üçüncü bölüm sonunda genel hükümler, diğer hükümler veya yargılama usulüne ilişkin hükümler olarak düzenlenmiş olsaydı, vakfa ilişkin bütün uyuşmazlıklarda 103 üncü maddesinin uygulanması gerektiğinin düşünülebileceği, somut uyuşmazlıkta Türk Medeni Kanunu'nun veya Vakıflar Kanunun'da özel bir düzenleme olmadığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun istinaf kanun yolu başvurusuna ilişkin 345 inci maddesinin uygulanacağı, gerekçeli kararın ... vekiline 19.04.2024 tarihinde tebliğ edildiği, bu durumda iki haftalık temyiz başvuru süresinin 03.05.2024 cuma günü sona erdiği, davacı vekilince iki haftalık yasal süre geçtikten sonra 17.05.2024 tarihinde temyiz kanun yolu başvurusu yapıldığı, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 361 inci maddenin birinci fıkrası gereğince iki haftalık yasal süre içinde başvuruda bulunulmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin 17.05.2024 havale tarihli temyiz başvuru dilekçesinin süre yönünden reddine karar verilmiştir.

... vekili Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz isteminin süreden reddi kararına karşı verdiği temyiz dilekçesinde; Türk Medeni Kanununun 111 inci maddesi hükmü gereği Türk Medeni Kanununa Göre Kurulan Vakıflar, Vakıflar Genel Müdürlüğünün denetimine tabii olduğu, yine Türk Medeni Kanununun 103 üncü maddesi ile “Mahkemenin verdiği karar, tebliğ tarihinden başlayarak bir ay içinde, başvuran veya ... tarafından temyiz edilebilir” hükmü düzenlendiği, bu durumda, Türk Medeni Kanunun 103 üncü maddesi gereğince idarenin kararın tebliğinden itibaren yasal yollara başvuru için bir aylık yasal süresi bulunmakla birlikte Bölge Adliye Mahkemesi kararında idarenin temyiz/istinaf süresinin iki hafta olarak kabulünün izah edildiği üzere yasal mevzuata aykırı olduğu ileri sürülerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

Dava, Vakfın amacını gerçekleştirmek için yeterli malvarlığı olmadığı gerekçesi ile Türk Medeni Kanunu'nun 116 ncı madde kapsamında sona erdiği gerekçesi ile vakfın sicilden silinmesi istemine ilişkindir.

Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371'inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçeye, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup ... vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan "temyiz isteminin süreden reddine dair 20.05.2024 tarihli" Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

427,60 TL ... tarafından yatırılan peşin harcın onama harcına mahsubuna,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.