"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2016/1 E., 2023/51 K.
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karar, yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı, davalı Hazine vekili
tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sonucu, Hakkari ili Yüksekova ilçesi ... köyü çalışma alanında bulunan 118 ada 20 parsel sayılı 1003431,93 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, Toprak Tevzi Komisyonunca düzenlenen mera haritası kapsamında kaldığı belirtilerek mera vasfıyla orta malı olarak sınırlandırılmıştır.
Davacılar ..., ..., ..., ... ve ... tarafından, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak dava açılmış ve bozma öncesi yapılan yargılama sırasında müdahiller ..., ..., ..., ... ve ...; bozma sonrası yapılan yargılama sırasında ise, müdahiller ..., ..., ..., ..., ... ve ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ..., kendilerinin kullanımında olduğunu belirttikleri bölümlere yönelik olarak irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenlerine dayanmak suretiyle davaya katılmışlardır.
İlk Derece Mahkemesinin verdiği önceki karar Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 26.03.2015 tarihli ve 2014/19504 Esas, 2015/2866 Karar sayılı kararıyla bozulmuş olup, hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; "... mahallinde yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen komşu köylerden seçilecek yerel bilirkişi kurulu ile yine aynı yöntemle belirlenecek tanıklar yardımı ve üç kişilik zirai bilirkişi kurulu refakate alınarak yeniden keşif yapılması, keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi kurulu, tespit bilirkişileri ve taraf tanıklarından taşınmazların geçmişte kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazın kadim mera olup olmadığı, taşınmazlar ile mera parseli arasında sabit doğal ya da yapay ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı, Toprak Tevzi Komisyonu çalışması ile taşınmaz mera haritası kapsamına alınmış olduğu gözetilerek taşınmazın bu tarihten önce mera olarak mı yoksa tarım arazisi olarak mı kullanıldığı, taşınmazların meradan açılıp açılmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması, uzman ziraatçi bilirkişi kurulundan arazinin niteliği, toprak yapısı, komşu mera parselinin kadim mera olup olmadığı, kadim mera ise mera ile arada ayırıcı doğal ya da yapay unsur bulunup bulunmadığı, taşınmazın öncesinin mera olup olmadığı konusunda bilimsel verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması, taşınmazların niteliğinin kesin olarak saptanması, taşınmazların keşif sırasında çekilen ve mera parseli ile taşınmazları birlikte gösteren fotoğraflarının rapora eklenmesi, gerekirse bu konuda Toprak Tevzi Komisyonu çalışmalarından önceki dönemlere ait hava fotoğrafları üzerinde de inceleme yaptırılması, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi ..." gereğine değinilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; "... dava konusu parseller ile 118 ada 20 sayılı mera parselini birbirinden ayıran su arkının fotoğraflandığı, gerek bitki örtüsü ve toprak yapısı itibari ile gerekse sınırları itibari ile dava konusu taşınmazın mera ile bir ilişkisinin olmadığı, taşınmazın su tutma kapasitesinin meradan çok daha iyi olduğu, meradan farklı özelliklere sahip olduğunun rapor edildiği, mahalli bilirkişilerinin beyanlarıyla davacı ve müdahillerin dava konusu parseldeki zilyetliklerinin yaklaşık 120 yıldan fazla olduğu, her ne kadar fen bilirkişi raporunda Toprak Tevzi Komisyonunun 33 nolu parselinin sınırları itibariyle dava konusu parseli kapsadığı, sınırların birbiriyle uyumlu olduğu rapor edilmiş ise de, Toprak Tevzi Komisyonunun 1963 tarihindeki çalışmalarının evveliyatında da davacı ve müdahillerin atalarının taşınmaz üzerinde kullanımları olduğu, mera parseli ile şahısların kullanımında olan yerin bir hat şeklinde devam ettiği, geri kalan kısmının mera parseli olduğunun keşifteki mahalli bilirkişilerin de beyanlarıyla da teyit edildiği, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14, 17 ve 46 ncı maddeleri doğrultusunda Toprak Tevzi Komisyon çalışmalarının yapıldığı yıla kadar zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğu ..." gerekçesiyle davacıların ve müdahillerin davasının kısmen kabulüne, çekişmeli 118 ada 20 parsel sayılı taşınmazın tespitinin iptali ile 14.10.2022 tarihli bilirkişi raporunda (A1) ile gösterilen 6228.06 metrekare yerin ve (A3) ile gösterilen 7536.31 metrekare yerin 1/3'er hisseyle ..., ... ve ... adlarına, (A2) ile gösterilen 1231.27 metrekare yerin ve (A6) ile gösterilen 465.20 metrekare yerin ... adına, (A4) ile gösterilen 919.24 metrekare yerin ve (A7) ile gösterilen 1078.75 metrekare yerin ... adına, (A5) ile gösterilen 3426.99 metrekare yerin ... adına, (A8) ile gösterilen 3236.70 metrekare yerin ... adına, (A9) ile gösterilen 8800.29 metrekare yerin ... adına, A10 ile gösterilen 13770.40 metrekare yerin 1/5'er hisseyle ..., ..., ..., ... ve ... adlarına, (A11) ile gösterilen 12351.31 metrekare yerin ... adına, (A12) ile gösterilen 2231.44 metrekare yerin, (A13) ile gösterilen 13639.03 metrekare yerin, (A14) ile gösterilen 3798.67 metrekare yerin ve (A18) ile gösterilen 1672.98 metrekare yerin ... adına, (A15) ile gösterilen 2609.82 metrekare yerin, (A16) ile gösterilen 2258.78 metrekare yerin, (A30) ile gösterilen 2608.32 metrekare yerin, (A3I) ile gösterilen 3936.43 metrekare yerin, A32 ile gösterilen 746.21 metrekare yerin, (A33) ile gösterilen 2084.00 metrekare yerin ve A34 ile gösterilen 1335.62 metrekare yerin ... adına, (A17) ile gösterilen 13302.22 metrekare yerin 1/2'şer yerin ... ve ... adlarına, (A19) ile gösterilen 1256.08 metrekare yerin ... adına, A20 ile gösterilen 407.70 metrekare yerin 1/2 hisseyle Celal Aykat ve ... adlarına, (A21) ile gösterilen 644.56 metrekare yerin ... adına, (A22) ile gösterilen 1267.68 metrekare yerin 1/2'şer hisseyle ... ve ... adına, (A23) ile gösterilen 837.33 metrekare yerin 1/2'şer hiseyle ... ve ... adına, (A24) ile gösterilen 1572.44 metrekare yerin ... adına, (A25) ile gösterilen 1493.13 metrekare yerin ... adına, (A26) ile gösterilen 1529.29 metrekare yerin ... adına, (A27) ile gösterilen 1526.84 metrekare yerin ... adına, A28 ile gösterilen 1597.11 metrekare yerin ... adına, (A29) ile gösterilen 1404.22 metrekare yerin ... adına tapuya tesciline, 880587,51 metrekare kısmın mera vasfıyla özel siciline kaydına karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozma ilamına uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 Sayılı Kanun)
Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,
Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
12.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.