"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1038 E., 2024/1101 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yusufeli Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/556 E., 2019/179 K.
Taraflar arasındaki tapu iptal tescil talepli açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Kadastro çalışmaları sırasında, Artvin ili Yusufeli ilçesi Balcılı köyü 147 ada 22 parsel sayılı 3.579,43 m2 yüzölçümlü taşınmaz senetsizden tarla vasfıyla davacı adına tespit edilmiş, 28.12.2011 ilâ 26.01.2012 tarihleri arasında askı ilanına çıkarılmış, askı ilan süresi içerisinde dava açılmadığından 27.01.2012 tarihinde kesinleşerek aynı tarihte tapuya tescil edilmiştir.
Davacı dava dilekçesinde kadastro tespiti sırasında kendi adına tespit ve tescil edilen taşınmazının bir bölümünün orman idaresi adına yazıldığını, Orman İdaresi adına yazılan kısmın iptali ile adına tapuya kayıt ve tescilini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince; "Açılan 2017/556 Esas sayılı Tapu İptal ve Tescil davasında 20/12/2018 tarihli oturumda davacı tarafça takip edilmediği anlaşıldığından dosya işlemden kaldırılmış ve hak düşürücü nitelikte olan üç aylık süre içinde dosyanın yenilenmesi için başvuru yapılmadığından HMK 150/5. madde gereğince davanın açılmamış sayılmasına " karar verilmiş, davalı ... İdaresi vekilinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 305/A maddesi uyarınca davalı kurum lehine vekalet ücreti takdir edilmesi talepli dilekçesi üzerine, ek karar ile davalı kurum lehine vekalet ücreti takdirine karar verilmiş, ek karar ve gerekçeli karar davacıya tebliğ edilmiş, hüküm davacı tarafından istinaf edilmiştir.
Erzurum Bölge Adliye Mahkemesince; İlk Derece Mahkemesince delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırılık görülmemesine göre, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından; tebligatın kendisine usulsüz yapıldığından verilen kararın usul ve yasaya aykırı olması sebebiyle bozulması istemiyle temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesince yazılı şekilde karar verilmiş ise de, bu karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
Şöyle ki; İlk Derece Mahkemesince; davacının 25.09.2018 tarihli mahkeme oturumuna katılmaması üzerine; 6100 sayılı Kanun'un 150/1 inci maddesi gereği dosya işlemden kaldırılmış, davacının 26.09.2018 tarihli yenileme dilekçesi üzerine yenileme tensip tutanağı ile yeniden 20.12.2018 tarihine duruşma günü verilmiş, taraflara duruşma günü tebliğe çıkarılmıştır. Davacıya; 20.12.2018 tarihli duruşma gününü bildiren tebliğin ise; tevziat saatlerinde adresin kapalı olması nedeni ile mahalle muhtarına yapıldığı anlaşılmıştır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu (7201 sayılı Kanun) 21/1'e göre yapılacak tebligatlarda, muhatabın adreste bulunmama sebebinin tespiti ile birlikte, 2 nolu haber kağıdının kapıya yapıştırılması ve durumun komşuya/yönetici veya kapıcıya bildirilmesi gerekmektedir.
Tebliğ mazbatası incelendiğinde; davacı tarafa yapılan tebliğ her ne kadar adresin kapalı olması nedeni ile mahalle muhtarına yapılmış ise de, muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiği Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30 uncu maddesinin birinci fıkrasında; "Adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclis üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir." şeklinde düzenlenmiştir. Yönetmeliğin 30 uncu maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını "tahkik etme" görevini yüklemiştir. Buna göre tebliğ memuru tahkik etmekle kalmayıp, bunu tevsike yönelik olarak yaptığı tahkikatın sonucunu Tebligat Kanunu'nun 23/7 ve Tebligat Yönetmeliğinin 35/f bendi gereğince tebliğ evrakına yazacak ve maddede açıkça belirtildiği üzere ilgilisine imzalatacaktır. Ancak bu şekilde, yapılan işlemin usulüne uygun olup olmadığı hakim tarafından denetlenebilecektir. Muhatabın, tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte, kısa ya da uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığının, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin beyan ve bunun tevsik edilmesi halinde ancak, maddede sayılanlardan, örneğin muhtara imza karşılığı tebliğ edilip, 2 numaralı fişin kapıya yapıştırılması ve komşunun durumdan haberdar edilmesi işlemlerine geçilebilecektir. Duruşma günü tebliği işleminde, muhatabın tevziat saatlerinde adreste bulunmadığı tespit edilerek tebliğ evrakı Muhtarlığa teslim edilmiş ise de, az yukarıda açıklanan bilgilerden muhatabın nerede bulunduğu bilgisine yer verilmediğinden, tebliğ işlemi usulüne uygun değildir.
Bu durumda; davacıya 7201 sayılı Kanun hükümlerine uygun biçimde duruşma günü tebliğ edilmeden, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığından, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 373/1 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve İlk Derece Mahkemesi kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,
427,60 peşin harcın onama harcına mahsubuna,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 04.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.