"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/144 E., 2024/1358 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yenice (Çanakkale) Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/182 E., 2022/197 K.
Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı mirasçıları tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı mirasçılarının başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı mirasçı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, Çanakkale ili Yenice ilçesi ... köyü çalışma alanında bulunan 124 ada 1 parsel sayılı 204.217,59 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, orman vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
Davacı ... vekili; Çanakkale ili Yenice ilçesi ... köyü 124 ada 1 parselde kayıtlı bulunan yaklaşık 200.000 m2 büyüklüğündeki taşınmazın 2018 yılında gerçekleştirilen kadastro çalışmaları sonucunda 29.12.2018 tarihinde kesinleşerek orman olarak sınırlandırıldığını ve Hazine adına tescil edildiğini, halbuki 2018 yılında gerçekleştirilen kadastro çalışmasının, 31.12.1981 tarihinden önce, bilim ve fen yönünden taşınmazların orman niteliğinin kaybedip kaybetmediğinin araştırılması ve eğer taşınmaz orman niteliğini kaybetti ise taşınmazın Hazine adına 2/B arazisi olarak tescili amacı ile yapıldığını, söz konusu 124 ada 1 parsel sayılı taşınmaz içerisinde yaklaşık 16.440 m2 büyüklüğünde 710 parsel (Yenice Tapu Müdürlüğünde 709 sahife no olarak kayıtlı) ve 709 parselin (Yenice Tapu Müdürlüğünde 708 sahife no olarak kayıtlı) 1937 yılından bu yana yani yaklaşık 100 yıldır davacı ... ve onun öncesinde ise atalarının kullandığı bir kısım bulunduğunu, bu kısmın kadastro çalışmasının yapıldığı 2018 yılında da 31.12.1981 tarihinden önce de orman niteliğini kaybetmiş arazi konumunda olduğunu, bu hususa ilişkin 1937 yılına ait 258 tahrir nolu vergi kaydı ile taşınmazın davacının atası olan Muharrem Kan tarafından kullanıldığının sabit olduğunu, Yenice Kadastro Müdürlüğünden 1977 yılına ilişkin tapulama evrakları istenildiğinde davaya konu taşınmazın bahse konu vergi tahrir kaydı ve davacının atalarına ilişkin mülkiyet ve kullanım iddialarının açıklığa kavuşacağını, 1977 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucunda çıkarılan askı ilan tutanağında söz konusu taşınmazın davacının atası Muharrem Kan adına tescil edildiğini ve askıya çıkarıldığını, taşınmazın bulunduğu mahalde bulunan taşınmaza komşu taşınmazların ilgililer adlarına adına tescil edildiğini belirterek, dava konusu Çanakkale ili Yenice ilçesi ... köyü 124 ada 1 parselde kayıtlı taşınmazın yaklaşık 16.440 m2 büyüklüğündeki kısmının tapu kaydının iptali ile söz konusu taşınmazın davacı adına, mümkün olmadığı takdirde davacı ve temsil ettiği diğer mirasçılar adına tescil edilmesine, mahkeme aksi kanaatte ise taşınmazın orman vasfından çıkarılarak 2/B arazisi vasfında Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davacı, 26.11.2019 tarihinde vefat etmiş, mirasçıları davaya devam etmiştir.
Davalı Hazine vekili; davacının davasını, eklemeli olarak 100 yıllık bir zilyetliğe, 1937 vergi kayıtlarına, 1977 yılında yapılan arazi kadastrosunda adlarına tespit edilmesine (tapunun ... köyü 710 parsel (sayfa 709) ve 709 parsel (sayfa 708)’de kayıtlı olduğuna) dayandırdığını, taşınmazın eskiden beri tarım arazisi olduğunu, 1981 yılından önce orman vasfını kaybetmiş olma şartını taşıdığını iddia ettiğini, 709 no'lu sayfanın parsel no'sunu içermediğini, malik hanesinin boş olduğunu, sayfanın sağ üst tarafında “Tapulama Mahkemesinin 7.5.1984 tarih, 1983/7 Esas, 1984/11 Karar sayılı kararı ile orman vasfı ile tapulama harici bırakıldığı..” ibaresinin yazıldığını, 708 no'lu sayfanın parsel no'sunu içermediğini, malik hanesinin boş olduğunu, sayfanın sağ üst tarafında “Tapulama Mahkemesinin 20.11.1984 tarih, 1983/8 Esas, 1984/12 karar sayılı kararı ile orman vasfı ile tapulama harici bırakıldığı..” ibaresinin yazıldığının görüldüğünü, açılan dava terditli olarak açıldığından öncelikle tapu iptali ve tescil talebinin incelenmesi gerekeceğini, tapulama mahkemesinin kararları gereğince taşınmazların orman vasfında olduğunun sabit olduğunu, bu konuda kesin hüküm olduğunu, artık taşınmazın orman olmadığının iddia edileyeceğini, dolayısıyla 124 ada 1 parselin iddia olunan kısmına ilişkin tapu iptali ve tescil davasının reddedilmesi gerektiğini, orman dışına çıkarmanın şartlarından birisinin 1981 yılından önce taşınmazın orman vasfını kaybetmesi olduğunu, işbu davada 1984 yılında, kesinleşmiş mahkeme kararı ile taşınmazın orman vasfında olduğuna karar verildiğini, kesinleşmiş mahkeme kararı karşısında davacı tarafın aksine iddia ve ileri sürdüğü delil ve belgelerin bir hükmü olmayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... İdaresi vekili; davaya konu taşınmazın tapu kayıtları incelendiğinde tapulama çalışmalarının yapıldığı yıllarda dahi orman vasfı nedeniyle tapulama dışı bırakıldığı açıkça yazılı olup bu zamana kadar ne tapulama çalışmalarına bir itiraz geldiğini ne de yasal süresi içinde kadastro çalışmalarına karşı dava yoluna gidildiğini, zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, orman alanlarının orman dışına çıkarılabilmesi için 1981 yılı öncesinde taşınmazın orman vasfını yitirmiş olması gerektiğini, 1981 yılından çok sonraki mahkeme kararında 1984 yılında davaya konu taşınmazların orman vasfına haiz olduğunun tespit edildiğini ve kararın kesinleştiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; davaya konu edilen eski 709 ve 710 parsellerin de kesinleşmiş Yenice Tapulama Mahkemesinin 1983/8 Esas ve 1984/12 Karar sayılı ilamı ve Yenice Tapulama Mahkemesinin 1983/7 Esas, 1984/11 Karar sayılı ilamı ile Devlet ormanı olarak tapulama dışı bırakıldığı, dolayısıyla bu taşınmazların orman kadastrosunun kesinleştiği tarihe kadar orman vasfında olduğunun kabulü gerektiği, dava konusu taşınmazdaki alanların davacı tarafından, davacıdan önce de ataları tarafından kullanıldığı beyan edilmiş ise de; dava konusu taşınmazların dört yönünün orman vasfındaki taşınmaz ile çevrili olduğunun tespit edildiği, bu haliyle dava konusu taşınmazların dört tarafının Devlet ormanı ile çevrili olması nedeniyle şahıslar adına özel mülk olarak tapuya tescil olunamayacağı, orman niteliğinde bulunan bir taşınmazın Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılması ve 2/B alanlarında kullanım kadastrosu yapılması işlemi idari bir tasarruf olup, bu konuda mahkemeye idareyi zorlayıcı nitelikte dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın asıl ve terditli talep yönünden ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi hükmüne karşı, davacı mirasçıları tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince, dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davanın yörede 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) değişik 2/B maddesi uyarınca yapılan ve orman tahdit sınırları içinde bırakılan taşınmazın orman sınırları dışına çıkarılması istemine ilişkin olmasına, orman tahdidi içinde bulunan taşınmazların, hangi nedenle olursa olsun orman sınırları dışına çıkartılması isteğiyle Orman İdaresini zorlayıcı nitelikte davanın dinlenme olanağının bulunmadığı, orman kadastrosu yapma ve orman rejimi dışına çıkarma yetkisinin orman kadastro komisyonlarına ait olduğu, kaldı ki öncesi devlet ormanı olan bir yerin 2/B uygulaması ile ancak Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılabileceği, buna göre davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı mirasçıların istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar mirasçı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup mirasçı ...'ın temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
427,60 peşin harcın onama harcına mahsubuna,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.