"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1663 E., 2024/1266 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çankırı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/409 E., 2021/1150 K.
Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Uygulama kadastrosu sırasında ... ili ... ilçesi, ... köyünde bulunan ve tapuda ... ve müşterekleri adlarına kayıtlı bulunan eski 806 parsel sayılı ve 3.258 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, yeni 103 ada 433 sayılı parsel numarasıyla ve 3.270,27 metrekare yüzölçümlü olarak, davalı ... adına kayıtlı bulunan eski 805 parsel sayılı ve 860,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, yeni 103 ada 432 sayılı parsel numarasıyla ve 861,83 metrekare yüzölçümlü olarak tespit ve tescil edilmiş; bilahare 18.04.2018 tarihinde yapılan tevhid işlemi ile davalı adına kayıtlı 103 ada 432 parsel sayılı taşınmaz, 103 ada 515 parsel sayılı taşınmaz ile birleştirilerek, 103 ada 525 parsel adı altında 1.126.35 metrekare yüzölçümü ile tescil edilmiştir.
Davacılar vekili dava dilekçesinde, uygulama kadastrosu sırasında adlarına kayıtlı taşınmazın yüzölçümünün eksildiği ve eksikliğin davalı 103 ada 525 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığı iddiası ile dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "dosyaya sunulan 31.08.2020 tarihli fen bilirkişilerin ve harita mühendisi bilirkişisinin vermiş olduğu ortak raporda özetle; dava konusu 103 ada 433 ve 525 parsel sayılı taşınmazlar arasındaki 1974 yılı tesis kadastrosu paftaki sınır ile 2013 yılı yenileme kadastrosu paftasındaki sınırlar karşılaştırıldığında birbiriyle uyumlu olduğu, yenileme çalışmaları sırasında taşınmazlar arasındaki sınırın geçerli sınır olarak belirlendiği, yüz ölçümlerindeki farklılığın ise eski hesaplama tekniklerinden kaynaklandığı, ayrıca hava fotoğraflarına yönelik yapılan değerlendirmede 1957 yılı hava fotoğraflarında taşınmazlar arasında belirgin sınırın olmadığı, 1976 tarihli hava fotoğraflarında sınırın tesis kadastrosu ile yenileme kadastrosunda belirlenen sınır ile uyumlu olmadığı, krokide mavi renkli sınır ile uyumlu olduğu, yine 1990 ve 2008 tarihli hava fotoğraflarında ise dava konusu taşınmazların ortak sınırının ağaçlarla kaplı olduğu, krokide mavi kırmızı renkli sınırlar ile uyumlu olduğu, sınırlar çok yakın olduğu ve ağaç havadan geniş görünümü sebebiyle net olarak tespit edilemediği, sonuç olarak da dava konusu taşınmazların sınırında hem tesis hem de yenileme kadastrosunda hata yapıldığı, doğru sınırın tesis kadastrosuna en yakın hava fotoğrafı olan 1976 yılı tespite edilen ve krokide mavi renkli çizgi ile gösterilen sınır olması gerektiği yönünde rapor tazmin edildiği, sunulan rapor ekinde her ne kadar hava fotoğraf sunulmuş ise de tesis kadastrosu ile yenileme kadastrosu çakıştırılacak şekilde rapor sunulmadığı için her iki kadastro tespitini çakıştıracak şekilde yakın ve uzak görünümlü olacak şekilde rapor sunulması ve yine tesis kadastrosu ile yenileme kadastrosunda belirlenen sınır hatasının raporda gerekçelendirilmesi için ek rapor düzenlemesi istenmiş olup sunulan 30.06.2021 havale tarihli ek bilirkişi heyet raporu yeterli görüldüğü, teknik bilirkişi raporuna göre yenileme kadastro tespiti sırasında dava konusu taşınmazlar arasındaki sınır geçerli sınır tespit yapılmış yani tesis kadastrosundaki sınır ile aynı şekilde geçirilmiş olduğu ancak hava fotoğraflarındaki sınırın bu sınırla uyumlu olmadığı, tesis ve yenileme kadastrosunda sınırlandırma hatası söz konusu olduğu, doğru sınırın krokide mavi çizgi ile gösterilen sınır olduğu" gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 103 ada 433 parsel sayılı ve 103 ada 525 parsel sayılı taşınmazların uygulama tespitlerinin iptali ile 103 ada 433 sayılı parselin dosyada mevcut olan fen bilirkişiler tarafından hazırlanan 31.08.2020 havale tarihli raporun ekinde bulunan krokide (B) harfi gösterilen 89,29 m2'lik kısmının 103 ada 433 sayılı parsele eklenerek 103 ada 433 sayılı parselin 3.359,56 metrekare, 103 ada 525 sayılı parselin ise 1.037,06 metrekare yüzölçümlü olarak tapuya tesciline karar verilmiş; hükmün davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353/(1)-b.1 maddesi gereğince esastan reddedilmiş ve bu karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
S O N U Ç: Yukarıda açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
427,60 TL peşin harcın onana harcına mahsubu ile kalan 187,80 TL'nin temyiz edenden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.