Logo

8. Hukuk Dairesi2024/6531 E. 2025/137 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, 27 yıldır zilyetliğinde olduğunu iddia ettiği taşınmazlar üzerinde kullanıcı şerhi verilmesi talebiyle açtığı davanın reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edildiği, davacının zilyetlik iddiasında bulunduğu kısmın imar planında okul ve yol alanı olarak ayrıldığı ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek-4 üncü maddesi kapsamında kullanım kadastrosu yapılmadığı hususları gözetilerek davacının hukuki yararının olmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 9. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kullanıcı şerhi verilmesi talepli davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro çalışmaları sırasında Mersin ili Yenişehir ilçesi ... Mahallesi 589 parsel sayılı taşınmaz, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) Geçici 8 inci maddesi uyarınca ham toprak vasfı ile Hazine adına tespit edilmiş ve tescil edilmiştir.

Davacı vekili dava dilekçesinde, dava konusu taşınmazın 4.150 metrekarelik bölümü ile aynı yer 265 parselin bir kısmı olmak üzere toplam 10.548,44 metrekarelik alanın 27 yılı aşkın bir süredir davacının zilyetliğinde olduğunun tespiti ile taşınmazların beyanlar hanesine şerh verilmesini talep ve dava etmiştir.

Asli müdahil Mersin Orman İdaresi, 265 nolu parselin orman vasıflı olduğunu, bu taşınmazla ilgili olarak Mersin 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1975/331 Esas ve 1978/508 Karar sayılı dosyasında dava açıldığını ve taşınmazın orman vasıflı olduğunun tespit edildiğini, ancak o tarihte orman vasıflı taşınmazlar için orman adına tescil kararı verilmediğini ileri sürerek; 265 parsel içinde kalan yerle ilgili davanın reddine karar verilmesini ve orman vasfı ile Orman İdaresi adına tescil edilmesini talep etmiştir.

Feri müdahil ... vekili, 589 parselin Bakanlığa tahsis edildiğini, bu nedenle davalı yanında davaya katılma talebinde bulunmuştur.

265 parsel hakkında 11.12.2020 tarihinde 2/B uygulaması yapılarak orman sınırları dışına çıkarıldığı ve Mersin Kadastro Mahkemesinin 2021/33 Esas sayılı dosyasında dava açıldığı gerekçesiyle bu parsel içinde kalan 4.265,14 metrekarelik alanla ilgili olan talep bu dosyadan tefrik edilerek 2021/289 Esasına kaydedilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının bu parsel içinde kullandığı 6.382,93 metrekarelik kısmın 5.352,35 metrekarelik imar planında okul olarak işaretlenen alanda, 1.030,58 metrekarelik kısmın ise yol olarak işaretlenen alanda kaldığı, dava konusu taşınmazda 3402 sayılı Kanun'un Ek-4 üncü maddesi kapsamında kullanım kadastrosu yapılmadığı, dolayısıyla davacının 589 nolu parselde kullandığı yer yönünden zilyetliğin tespiti davası açmakta hukuki yararının olmadığı gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi kararındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

S O N U Ç : Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA,

427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 187,80 TL'nin temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine

14.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.