Logo

8. Hukuk Dairesi2024/6555 E. 2025/2575 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Uygulama kadastrosu sonucunda taşınmazın yüzölçümünün azalması ve sınırının yanlış belirlendiği iddiasıyla açılan uygulama kadastro tespitinin iptali davasında, uygulama kadastrosu işlemlerinin hukuka uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazdaki yüzölçüm eksikliğinin tesis kadastrosundaki teknik yetersizliklerden kaynaklandığı, uygulama kadastrosunda sınırlandırma ve ölçümün doğru yapıldığı, yüzölçümündeki küçük eksilmenin tecviz sınırlarında kaldığı ve uygulama kadastrosunda bir yanlışlık olmadığı gözetilerek, istinaf başvurusunun esastan reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1493 E., 2024/1163 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2021/210 E., 2022/75 K.

Taraflar arasındaki uygulama kadastrosu davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: K A R A R

... ili ... ilçesi ... mahallesi çalışma alanında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sonucunda, tapuda davacı ... adına kayıtlı bulunan eski 174 parsel sayılı ve 360 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 128 ada 13 parsel numarasıyla ve 355,15 m² yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.

Davacı ... vekili dava dilekçesinde; uygulama kadastrosu sırasında, müvekkili olan idareye ait eski 174 (yeni 128 ada 13) parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün azaldığını ve sınırının yanlış belirlendiğini ileri sürerek, uygulama kadastro tespitinin iptalini istemiştir.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "Hükme esas alınan bilirkişiler tarafından hazırlanan raporda; taşınmazdaki yüzölçüm eksikliğinin tesis kadastrosunda kullanılan ölçü tekniği ve alan hesaplama yönteminin teknik yetersizliğinden kaynaklandığı, 3402 sayılı Kanun'un 22-a maddesi gereğince yapılan uygulama çalışmalarında sınırlandırma ve ölçünün doğru yapıldığının belirtildiği" gerekçesiyle davanın reddine, çekişmeli 128 ada 13 parsel sayılı taşınmazın uygulama tespiti gibi tesciline karar verilmiş; hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "Taşınmazlar arasındaki 22-a uygulama paftasındaki ve fiilen keşif tarihindeki sınırın dava konusu taşınmaza ait 1955 ve 1987 tarihli hava fotoğrafları ile tesis kadastrosuna en yakın 1980 tarihli hava fotoğrafında belirlenen sınır ile uyumlu olduğunun belirlendiği, tesis kadastrosuna ait belgelerde herhangi bir tersimat ve hesap hatasının belirlenmediği, dava konusu taşınmazın yüzölçümünde meydana gelen 4,85 m²'lik eksilmenin ilk tesis kadastrosundaki ölçü ve hesap yönteminden kaynakladığı ve bunun da tecviz sınırlarında kaldığı, uygulama kadastrosunda bir yanlışlık olmadığı" gerekçesiyle istinaf başvurusu esastan reddedilmiş ve iş bu karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı ... vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

S O N U Ç : Yukarıda açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 187,80 TL nin temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.