"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
HÜKÜM : Davanın reddine
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kullanım kadastrosuna itiraz davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kullanım Kadastrosu sırasında, ... ili Arnavutköy ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 251 ada 13 parsel sayılı 9.495,23 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı, taşınmazın 20 yılı aşkın süredir ... mirasçılarının ve ... oğlu ... tarafından kullanıldığı ve taşınmazın 3 üncü Havalimanı Proje alanında kaldığı şerhi yazılarak, tarla vasfıyla, Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde, ... ili Arnavutköy ilçesi ... Mahallesi 251 ada 13 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına tespit edildiğini ancak taşınmazın beyanlar hanesinde "6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldığı, iş bu parsel 20 yılı aşkın süredir ... oğlu... mirasçıları tarafından kullanılmaktadır." şerhinin bulunduğunu, konu hakkında ...Tespit, İmar Takip ve Taşınmaz Geliştirme Bürosunun 29.11.2018 tarih ve 61149 sayılı yazılarında ve 29.11.2018 tarihli Teknik raporunda: "251 Ada 3, 4, 9, 10, 11, 12, 13, 14 ve 15 Parsel sayılı taşınmazların 3 üncü Havalimanı (... Havalimanı) proje alanında kaldığı, şahıslar tarafından kullanımının olmadığı tespit edilmiştir." denildiğini belirterek, taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhin kaldırılarak, taşınmaz üzerinde kullanıcı şerhi belirtilmeksizin Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar tarafından cevap dilekçesi verilmemiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, "mahallinde yapılan keşifte, mahalli bilirkişilerin dava konusu taşınmazın öncesinde orman içi açıklık olduğunu, taşınmazı ... isimli şahsın diye bildiklerini ve bu şahıs tarafından taşınmazın başkalarına satıldığını beyan ettikleri, dava konusu taşınmazın 29.07.1980 T.T li 1/50000 ölçekli plan kapsamında kaldığı, 1/100000 ölçekli ... Çevre Düzeni Planının 15.06.2009 tarihinde yürürlüğe girmesinden sonra 29.07.1980 T.T li 1/50000 ölçekli planın yürürlükten kaldırıldığı, kadastrosuna bağlanılan taşınmazların 6306 Sayılı Kanun kapsamında ... Yapı Alanı sınırları dahilinde kaldığı bu çalışmaların da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yürütüldüğü ve ... Büyükşehir Belediye Başkanlığının 28.02.2020 tarihli yazısı ve eklerine göre taşınmazın 29.07.1980 T.T li 1/50000 ölçekli plan kapsamında orman alanı fonksiyonunda kaldığı, bilirkişilerden alınan rapor sonucunda ise taşınmazın 1942 yıl hava fotoğrafında taşınmazın açık renkli arazide kaldığı, 1958 tarihli memleket haritasında taşınmaz kısmen yeşil renkli orman, kısmen de açık renkli arazide kaldığı, 1954 ve 1970 yılı hava fotoğraflarında açıklık olarak görüldüğü, 1996, 2006 ve 2013 tarihli uydu görüntülerinde taşınmazın maden ocağı olarak kullanıldığı, alınan raporlarla ve yerel bilirkişilerin beyanları ile taşınmazın 20 yılı aşkın bir süredir ... ve mirasçılarının ve ... oğlu ... tarafından kullanıldığının tespit olunamadığı, eski tarihli hava fotoğrafları ve uydu fotoğrafları ile de taşınmazın tarım arazisi olarak kullanılmadığı" gerekçesiyle, davanın kabulüne, 251 ada 13 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağındaki beyanlar hanesinde bulunan "İşbu parsel 20 yılı aşkın bir süredir ... ve mirasçılarının ve ... oğlu ...'un tarafından kullanılmaktadır." şerhinin kaldırılmasına, tutanağın Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hükmün, davalı ... ve ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince "dosya kapsamından dava konusu taşınmazın ...Milli Emlak Dairesi Başkanlığının 01.12.2014 tarih ve 1641 nolu Olur ile 2 yıl süre ile havaalanı olarak kullanılmak üzere Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı adına ön tahsis yapılarak 23.02.2015 tarihinde yer teslimi gerçekleştiği, mahkemece yapılan keşif sonucu dosyaya sunulan bilirkişi raporundan, dava konusu taşınmazın 1996, 2006 ve 2013 tarihli hava fotoğraflarında maden ocağı olarak kullanıldığının tespit edildiği, dinlenen yerel bilirkişi ...'ın beyanına göre de taşınmazda davalıların kullanımının bulunmadığının beyan edildiği ve kadastro tespit tarihine kadar dava konusu taşınmazda davalıların fiili kullanımı bulunmadığı, bu nedenle İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu" gerekçesiyle davalı ... ve ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz incelemesi neticesince, Dairenin 06.06.2023 tarihli ve 2023/1733 Esas, 2023/3478 Karar sayılı kararıyla "davacı Hazine vekilinin, 03.12.2018 tarihli dava dilekçesi ile, çekişmeli taşınmazda şerh sahiplerinin kullanımlarının bulunmadığını ve taşınmazın hava limanı proje alanında kaldığın belirterek, kadastro tutanağının beyanlar hanesindeki kullanıcı şerhinin iptali istemiyle dava açtığı, dava tarihinden önce 26.04.2012 tarihli ve 28275 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6292 sayılı Kanun’un 9 uncu maddesinin 2 nci bendi ile; "bu Kanun'a göre yapılacak işlemler sonuçlanıncaya kadar 2/B alanları hakkında Hazine tarafından kişiler aleyhine açılması gereken davalar açılmaz, açılmış ve devam eden davalar durdurulur." hükmünün getirildiği, hal böyle olunca; İlk Derece Mahkemesince, anılan Kanun maddesi uyarınca davacı Hazinenin davasının usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması isabetsiz olduğu" gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması suretiyle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, "bozma ilamında belirtilen gerekçelerle" davanın usulden reddine, 251 ada 13 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağındaki gibi tespit ve tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirmesine, uyulan bozma ilamı doğrultusunda hüküm verildiğine ve 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, uyulan bozma ilamı ile İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan sebeplerle;
Temyiz isteminin reddi ile İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,
Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
10.09.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi
R.A/Karşılaştırıldı.