"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
KARAR : Davacının istinaf başvurusunun esastan reddi, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 2. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının başvurusunun esastan reddine, davalının başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıdan ihale alan alt işverenler nezdinde çalıştığını, alt işverenler ile davalı asıl işveren arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu, müvekkilinin davalı işyerinde yapmış olduğu işin asıl iş niteliğinde olduğunu ve çalıştığı dönemde en başından itibaren davalının asıl işçisi sayılması gerektiğini, benzer mahiyetteki Eskişehir 1. İş Mahkemesinin 14.03.2018 tarihli ve 2016/1248 Esas, 2018/350 Karar sayılı kararında muvazaa olgusunun tespiti yönünde karar verildiğini ileri sürerek davacının en başından beri davalının işçisi sayılması gerektiğinin tespiti ile 01.01.2008-31.12.2018 tarihleri arasındaki döneme ait ilave tediye, ücret farkı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti farkı alacakları ve sendikal haklarının (prim, sosyal yardım, giyim yardımı, yol yardımı, kira yardımı, ek ödeme) davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında dava dışı ... İnş. Tekstil. .... ve Tic. Ltd. ... İnş. Tur. .... Hizm. ...ve Tic. Şti. İş Ortaklığı ile torbalama, istifleme, yükleme faaliyetleri kapsamında hizmet alım sözleşmesi imzaladığını, yapılan işin yardımcı iş olduğunu ve asıl işin bir bölümü olmadığını, bu nedenle davacının müvekkili İdarenin çalışanı sayılmasının söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; keşif sonucu aldırılan bilirkişi heyeti raporunda; davacının yaptığı işin yardımcı nitelikte bir iş olmayıp asıl iş niteliğinde olduğu, asıl işveren alt işveren ilişkisinin ve yapılan sözleşmenin muvazaaya dayalı olduğu, bu nedenle davacı işçinin baştan itibaren asıl işveren işçisi kabul edilmesi gerektiği, d
avacının ilave tediye alacağına hak kazandığı, diğer taraftan davacının sendika üyeliği dava tarihi itibarıyla asıl işverene bildirilmediğinden toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacakların reddi gerektiği, ilave tediye alacağının hesaplanması bakımından davalı işyerinde davacı ile birlikte çalışan sendikasız emsal işçi bulunmadığından hüküm altına alınan ilave tediye alacağının davacının fiilen aldığı ücret üzerinden hesaplandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; davacının sendikaya üye olmak için çaba gösterdiğini ancak işverenin kodu doğru bildirmemesi nedeniyle örgütlü sendikaya üye olamadığını, yapılan girişimler sonucu 18.05.2017 tarihinde üyeliğe kabul edildiğini, 22.09.2017 tarihinde işkolu değişikliği nedeniyle üyeliğinin düşürüldüğünü, davacının asıl işi yaptığının bilirkişi raporuyla tespit edilmesi üzerine 08.10.2018 tarihinde sendikaya üye olabildiğini, 01.01.2019 tarihinden itibaren toplu iş sözleşmesinden yararlandırıldığının ifade edildiğini, söz konusu yazıdan davalı İdareye sendika üyeliğinin bildirildiğinin anlaşıldığını, asıl işverenin muvazaası nedeniyle başka işkolunda faaliyet gösteren alt işveren firma işçilerinin üyesi olmadıkları ve dayanışma aidatı ödemedikleri asıl işverenin imzaladığı toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceğine ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı bulunduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; cevap dilekçesindeki savunmalarını da tekrar ederek yapılan ihale sonucunda müvekkili İdare ile ... İnş. . .... . ve Tic. Ltd. Şti. - ... İnş. Tur. .... Hizm. San. ve Tic. Şti. İş Ortaklığı arasında hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, teknik şartname ve sözleşme gereği yapılan işin yüklenici firmalara verilmesinin muvazaa olarak adlandırılamayacağını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı Kurumda nihai ürün çıkarıldıktan sonra yapılan paketleme, depolama işlemlerinin yardımcı iş olduğu ve bu işlerin üretimin esasını oluşturan bir iş olmadığı, dosya içeriğine göre davacının çalıştığı Değirmenözü Tesislerinde; ürünlerin müşteri isteklerine göre paketlenerek sevkiyata hazır hâle getirilme işlemlerinin yapıldığı, davacının bu bölümünde makine tamir bakım işçisi olarak çalıştığı, davacının ifa ettiği görevin yardımcı iş kapsamında olduğu, davalı Kurum tarafından bu işin hizmet alımı yoluyla gördürülmesi ile taraflar arasında geçerli bir asıl işveren alt işveren ilişkisinin kurulduğu, Mahkemece davanın tümden reddi yerine asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunun kabulü ile ilave tediye alacağının hüküm altına alınmasının hatalı olduğu gerekçeleriyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; davacının yaptığı işin yardımcı iş olmadığını, davalı ile at işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu hususlarının yerinde yapılan teknik inceleme ile ortaya konulmuş olmasına rağmen yasal düzenlemenin farklı yorumlanması sonucu aksi yönde karar verilmesinin hukuka, maddi gerçeğe ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davacının yaptığı işin üretimden ayrı düşünülemeyeceğini, yapılan işin üretimin bir parçası olduğunu, davacının çalıştığı tesiste alt işveren firmaya bağlı çalışanların ihtiyaç hâlinde davalı tarafından farklı birimlerde de görevlendirildiğini, kadrolu işçiler ile bir arada çalıştıklarını belirterek davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı, muvazaaya dayanıp dayanmadığı ve buna göre davacının davaya konu alacaklara hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2 nci maddesinin yedinci ve sekizinci fıkraları, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi.
3. Dairemizin 25.10.2023 tarihli ve 2023/9237 Esas, 2023/15952 Karar sayılı ilâmı.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.