Logo

9. Hukuk Dairesi2024/11385 E. 2024/14526 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, kıdem tazminatının yasal tavanı aşan miktarda ödenmesi ve 2013 yılına ait ikramiye alacağı talebiyle açtığı alacak davasının reddine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Kıdem tazminatı tavanının emredici bir hüküm olması ve davacıya emsal işçilere ödendiği iddia edilen tavan üstü kıdem tazminatı ödemesinin ispatlanamaması, davacıya 2013 yılına ait ikramiye ödemesinin ise zaten yapılmış olması gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Marmaraereğlisi 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi.

Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 05.11.2024 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı vekili Avukat ... ile davacı asıl ve davalı vekili Avukat ... geldiler.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların ve davacı asılın açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 15.10.1996 yılından iş sözleşmesini yaş dışında emeklilik şartlarını sağlaması nedeniyle feshettiği 03.10.2013 tarihine kadar ... Elektrik Üretim ve Ticaret AŞ’de (... Elektrik AŞ) Genel müdür yardımcısı ünvanı ile çalıştığını, davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ve kendisine sadece Eylül 2013 ücreti ve yasal tavana göre hesaplanan kıdem tazminatının ödendiğini, davacının en son aldığı ücretin net 10.000,00 USD olduğunu, işyerinden ayrılanlara yasal kıdem tazminatı dışında bir ödeme daha yapıldığını, buna göre fiîlen ödenen son ücret ve sosyal haklar toplamı üzerinden ve tavanla bağlı olmaksızın, her yıl için 30 günlük ücreti tutarında hesaplanarak tazminat ödendiğini, ancak davacıya yasal tavan üzerinden hesaplanmak suretiyle kıdem tazminatı ödemesi yapıldığını, Şirket içi uygulama ve politikalar gereği olan ve bugüne kadar Şirketten ayrılanlara ödenen ve davacıya da ödenmesi gereken yasal tavana göre hesaplanan kıdem tazminatı haricindeki bedelin ödenmediğini, ayrıca 2013 yılı için hak etmiş olduğu ikramiyesinin de ödenmediğini belirterek ayrılma tazminatı ve ikramiye alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; kıdem tazminatı tavan düzenlemesinin emredici bir düzenleme ve kamu düzeninden olduğunu, tavan dışında her ne nam adı altında olursa olsun tazminat düzenlemesi yapılamayacağını ve aksine sözleşme hükümlerinin geçersiz olduğunu, yıllık prim ödemesinin öncelikle ilgili yılın tamamlanması ve personelin performansı, hedeflere ulaşma ve Şirketin yıl sonu durumu gibi çok çeşitli hususların tamamı birlikte göz önüne alınarak, yönetimin tek taraflı takdiri ve Yönetim Kurulu kararı şartına bağlı olarak yapılabileceğini, buna karşın davacının 2013 yılı sonuna kadar Şirkette çalışmamış olduğunu, 2013 yılına ilişkin olarak ikramiye alacağı talebinin kabulünün mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamına göre davacının 15.10.1996-03.10.2013 tarihleri arasında davalı Şirkette çalıştığı, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin emeklilik sebebi ile sonlandırıldığı, mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun (1475 sayılı Kanun) hâlen yürürlükte olan kıdem tazminatına ilişkin 14 üncü maddesine göre kıdem tazminatlarının yıllık miktarı için en yüksek devlet memuruna bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesini geçemeyeceği, kıdem tazminatı ödemesinin bu tavanı geçemeyeceği kabul edilmişse de davalı işyerinde görülmekte olan uygulamanın, işçilere emeklilik, askerlik, evlenme veya işveren tarafından tek taraflı fesihlerde kıdem tazminatı tavanı ile bağlı olmaksızın net ücreti üzerinden tazminat ödenmesi yönünde olduğu, nitekim işyerinden daha evvel ayrılan başka işçilere bu ödemenin yapıldığı, dolayısıyla bu uygulamanın artık işyeri uygulaması hâline geldiği, emsal işçilere kıdem tazminatı tavanını aşan miktarda tazminat ödenmekte iken davacıya tavanı aşan miktarda ödeme yapılmaması hâlinde eşit işlem ilkesine aykırılık teşkil edeceği, davacının ikramiye alacağına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; kıdem tazminatı tavanının yasal emredici şekilde düzenlendiğini ve işçi yararına olsa da tavanı artıran ya da tümüyle ortadan kaldıran sözleşme hükümlerinin geçerli olmadığını, bu durumun Yargıtay içtihatları ile de sabit olduğunu, davalı Şirketin iç mevzuatına bakıldığında yasal tavan üzerinde kıdem tazminatı ödemesinin önce Genel müdürün daha sonra ise Yönetim Kurulunun icazetine tâbi olduğunu, somut olayda Genel müdür ve Yönetim Kurulu tarafından verilen herhangi bir onaydan söz edilemeyeceğinden İlk Derece Mahkemesi tarafından davacı lehine kıdem tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, kıdem tazminatı tavanının emredici şekilde düzenlendiğini, bu düzenlemenin kamu düzeninden olduğunu, kamu düzeninden olan bu düzenlemenin eşit işlem borcu ilkesinin istisnasını teşkil etmekte olduğunu, İlk Derece Mahkemesi tarafından davacıya kıdem tazminatını aşan miktarda ödeme yapılmaması hâlinin eşit işlem ilkesine aykırılık teşkil edeceğinden bahisle davacı lehine kıdem tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı lehine hükme esas alınan hatalı bilirkişi raporu doğrultusunda ikramiye alacağına hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyada mevcut...'nın A, B ve C maddelerinde; iş sözleşmesinin Şirket tarafından feshedilmesi, emeklilik nedeniyle işten ayrılma hâli ve kişinin kendi isteği ile ayrılması hâlinde kıdem tazminatı hesaplama yönteminin düzenlendiği, kıdem tazminatı tavanı emredici şekilde düzenlendiğinden işçi yararına da olsa tavanı artıran hükümlerin geçerli olmadığı, davacı ile aynı dönemde işten ayrılan hiçbir işçiye fark kıdem tazminatı ödemesi yapılmadığından eşitlik ilkesine aykırılık teşkil eden bir durumdan da bahsedilemeyeceği, sunulan kayıtlardan davacıya 2013 yılı Şubat ayında yapılan ikramiye ödemesinin aslında 2012 yılı için ödenen ikramiye olduğu, çıkış bordrosu olan Ekim 2013 ayında yapılan ikramiye ödemesinin ise 2013 yılı için çalıştığı süre ile orantılı ödenen ikramiye olduğu, davacıya 2013 yılı için ödenmemiş ikramiye bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; kıdem tazminatı tavanının mutlak emredici bir hüküm olmadığını, mutlak emredici olan işçiler arasındaki eşitlik ilkesinin ise yok sayıldığını, dava tarihinden sonra işyerinde çalışmakta olan tüm çalışanlara kıdem tazminatının tavan tanımaksızın en üst fiilî ücretler üzerinden ödendiğini, eşit davranılmasını isteme hakkının mutlak hak olduğunu ve bu hakkın sağlanmasının kamu düzeninden olduğunu, ikramiye alacağının reddedilmesinin hatalı olduğunu belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kıdem tazminatının hesaplanması ve ikramiye alacağı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32 nci maddesi ile 120 nci maddesi yollamasıyla hâlen yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı Kanun'un “Kıdem tazminatı” kenar başlıklı 14 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı yararına takdir edilen 28,000.00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.