Logo

9. Hukuk Dairesi2024/12157 E. 2024/13260 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin prim alacağının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davaların yığılması durumunda her talebin ayrı bir dava olarak değerlendirilmesi ve ıslahın da her talep için ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği, prim alacağı yönünden tahkikatın henüz sona ermediği ve ıslah talebinin dikkate alınması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ikinci kez İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 16.10.2009 tarihinden itibaren çalışmakta olduğunu, net 1.210,00 TL ücret aldığını, aylık 260,00 TL yemek parası, 170,00 TL yol parası, üç ayda bir olmak üzere ortalama ciro rakamına göre değişen üç ayda bir 500,00 ila 600,00 TL arası prim aldığını, ödenen ücret ve eklerinin asgari ücret kadar olan kısmının bankadan, kalanın ise elden ödendiğini, müvekkilinin haftanın 6 günü ve millî bayramlarda 08.30-18.00 saatleri arasında çalıştığını, buna ek olarak perşembe günleri Şirket toplantısı nedeniyle çalışmanın 19.30'da sonlandığını, yine firmaca gerekli görünen cumartesi günleri de toplantı yapıldığını, 19.30'a kadar çalışıldığını, müvekkilinin pazar günleri evde öğlene kadar Şirketle ilgili bilgi ve sipariş girişi yaptığını, dinî bayramlarda ilk 2 gün çalışmadığını, 3 üncü ve 4 üncü gün çalıştığını, yıllık izinlerinin her sene 14 gün olarak kullandırıldığını ancak iş günü olmaksızın kullandırıldığını, işten çıkmadan önce psikolojik tacize (mobbing) maruz kaldığını ama geçim sıkıntısı nedeni ile katlanmak zorunda kaldığını, müvekkiline işten kendisinin ayrıldığına dair belge imzalatıldığını, aylık ücretine ihtiyacı olduğu için belgeyi imzalamak zorunda kaldığını belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile prim alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; fazlaya ilişkin haklar saklı tutarak dava açılamayacağını, alacakların belirli olduğunu, tüm taleplerin zamanaşımına uğradığını, davacının 15.10.2009 tarihinde işe başladığını 31.05.2015 tarihine kadar çalıştığını, iş sözleşmesini başka bir iş bulduğu gerekçesi ile istifa ederek sonlandırdığını, davacının bu fesih nedeni ile bağlı olduğunu, işten ayrıldıktan 1 ay, 3 gün sonra işyerine gelerek ibraname imzaladığını, son brüt ücretinin 1.560,00 TL olduğunu, işyerinde setcard uygulaması ile günlük 10,00 TL yemek ücreti ödendiğini, bunun dışında yol ücreti ve prim ödemesi olmadığını davacının perşembe ve cumartesi günleri 19.30'a kadar çalışmadığını, toplantıların 17.30'da sona erdiğini pazar günleri, dinî-resmî tatillerde çalışma yapılmadığını, davacının 1 saat ara dinlenme ile haftanın 6 günü 09.00-17.30 saatleri arasında çalıştığını, haftalık çalışmasının 45 saati aşmadığını, bordroları ihtirazı kayıtsız imzaladığını, ibranamede de fazla çalışma ücretlerinin eksiksiz ödendiğini beyan ettiğini uzun süre doğum iznine ayrıldığını, fazla çalışma yapmasının mümkün olmadığını, davacının yıllık ücretli izinlerini kullandığını, çıkış anında bakiye 14 günlük izin ücretinin karşılığı olan 520,00 TL'nin tamamının Küçükçekmece 1. İcra Müdürlüğünün 2013/2871 Esas sayılı dosyasına yatırılmasına muvafakat ettiğini, psikolojik taciz iddialarını kabul etmediklerini, talep edilen faize itiraz ettiklerini ileri savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 02.10.2018 tarihli ve 2015/515 Esas, 2018/341 Karar sayılı kararıyla; davacının 16.10.2009-31.05.2015 tarihleri arasında davalı Şirkette çalıştığı, kıdemi, tanık beyanları ve emsal ücret araştırması sonucunda en son brüt 1.560,00 TL net aylık aldığı, iş sözleşmesi davalı işveren tarafından haksız olarak feshedilmesine rağmen davacıya ücretinin ödenmeyeceği belirtilerek işten ayrıldığına dair belge imzalatıldığının iddia edildiği, davalı tarafça; davacının başka bir iş bularak istifa dilekçesi sunarak işten ayrıldığının savunulduğu, iş sözleşmesinin tazminat ödenmeyecek şekilde feshedildiğinin ispat yükünün işverene ait olduğu, 31.05.2015 tarihli fesih yazısında davacının başka bir iş bulması nedeni ile işyerinden istifa ettiğinin belirtildiği, fesih tarihi olan 31.05.2015 tarihinden 2 gün sonra 02.06.2015 tarihinde ise 309351 sicil numaralı başka bir işyerinde çalışmaya başladığı, tüm dosya kapsamı ve tanık anlatımları dikkate alındığında; davacının istifa ederek işten ayrıldığı kanatine varıldığından kıdem ve ihbar tazminatı hakkı olmadığı, davacının fazla çalışma yaptığı ancak karşılığının ödendiğinin işverence kanıtlanamadığı, yıllık izin ücreti ile prim alacağı olmadığı, resmî tatil günlerinde çalıştığını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 50. Hukuk Dairesinin 27.04.2022 tarihli ve 2021/1125 Esas, 2022/751 Karar sayılı kararıyla; davacının başka bir iş bulduğu için istifa ettiğine ilişkin dilekçe ile davacının 02.06.2015 tarihinde 309351 sicil numaralı bir başka işyerinde çalışmaya başladığı gözetilerek taraflar arasındaki iş ilişkisinin istifa ile son bulduğu ve davacı vekilinin psikolojik taciz iddialarının da tanık anlatımları ile ispatlanamadığı, bu yönüyle İlk Derece Mahkemesinin kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddine ilişkin kararının dosya kapsamına uygun olduğu, yargılamada ileri sürülen iddia ve cevaplar, toplanan deliller, Sosyal Güvenlik Kurumu ve işveren kayıtları, hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde; İlk Derece Mahkemesince verilen kıdem ve ihbar tazminatı talebi ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti ve prim alacağı talebinin reddine ilişkin kararın dosya kapsamına uygun olduğu gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Dairemizin 09.11.2022 tarihli ve 2022/11374 Esas, 2022/14598 Karar sayılı ilâmıyla; davacının yaptığı işin niteliği ve tanık beyanları dikkate alınarak davacının 3 ayda bir aylık 500,00 TL prim aldığının kabulünün dosya kapsamına daha uygun düşeceği gerekçesiyle hükmün bozularak dava dosyasının kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin17.07.2023 tarihli ve 2023/10 Esas, 2023/324 Karar sayılı kararıyla; bozma ilâmı doğrultusunda davacının aylık 500,00 TL prim aldığı sonucuna varıldığı, işveren tarafından prim alacağının ödendiğine dair ödeme dekontu veya imzalı bordro sunulmadığı, davacının 12.04.2018 tarihli ıslah dilekçesi sunduğu, ikinci kez ıslah yapamayacağı için süre talebinin reddine karar verildiği ve prim alacağının taleple bağlı olarak hüküm altına alındığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Dairemizin 11.11.2023 tarihli ve 2023/18375 Esas, 2023/16456 Karar sayılı ilâmıyla; somut uyuşmazlıkta davacının her talebi ayrı bir dava konusu olup davaların yığılması (objektif dava birleşmesi) olduğu, davaların yığılmasında tek dava olmadığından ve her talep bir dava olarak kabul edildiğinden, her talep yönünden ıslahın ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği, prim alacağının Dairemiz bozma ilâmı üzerine yeniden hesaplandığı ve bu alacak yönünden tahkikatin sona ermediği ve ıslah talebinin dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. İlk Derece Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilâmı doğrultusunda davacıya prim alacağı yönünden ıslah dilekçesi sunmak üzere süre verildiği, davacı tarafından prim alacağının ıslah edildiği ve davalı tarafça ıslaha karşı zamanaşımı def'inde bulunulduğu, prim alacağının ıslah edilen kısmının zamanaşımına uğradığı bu sebeple dava dilekçesi miktarın hüküm altına alındığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; davaya konu işçilik alacaklarının tamamı bakımından davanın açıldığı tarihte zamanaşımının kesildiğini, ıslaha karşı zamanaşımı def'inin de sonuca etkili olmadığının dikkate alınmadan davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyetine ve kapsamına göre uyuşmazlık, prim alacağının zamanaşımına uğrayıp uğramadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.