"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında İstanbul 14. İş Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işverenin Kazakistan-....'da bulunan şantiyesinde 07.04.2010-10.12.2017 tarihleri arasında çalıştığını, 3.000,00 USD ücret aldığını, davacıya 600,00 USD ev kirası yardımı yapıldığını, ancak daha sonra bu yardımın "fazla çalışma" adı altında ödendiğini, davacının haftanın 7 günü 08.00-19.00 saatleri arasında çalıştığını, her gün 21.00’e kadar son altı ayda ise saat 22.00'ye kadar fazla çalışma yaptığını, iki haftada bir hafta tatili kullandırıldığını, dinî bayramlarda bir gün çalışmadığını, diğer bayram ve genel tatillerde çalıştığını ileri sürerek fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını, davacının 07.04.2010-10.12.2017 tarihleri arasında çalıştığını, davacıya fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile hak etmiş olduğu tüm ödemelerin eksiksiz olarak yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul 14. İş Mahkemesinin 16.02.2021 tarihli ve 2019/108 Esas, 2021/130 Karar sayılı sayılı kararı ile; davacının 07.04.2010-10.12.2017 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde çalıştığı, taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinde davacının ücretinin net 3.000,00 USD olduğu, tanıkların davacının fazla çalışmalarının olduğunu, hafta tatillerinden ayda iki kez dışında yararlanamadığını, dinî bayramların 1 günü haricinde ulusal ve dinî bayramlarda çalışma yaptığını beyan ettikleri, her ne kadar banka kayıtlarında "fazla çalışma ücreti" adı altında ödemelerin olduğu görülmüşse de bankadaki kayıtların her ay aynı miktarda düzenli olarak yatırıldığı, davacı tanıklarının beyanlarına göre davacının işveren tarafından kira yardımının "fazla çalışma" adı altında bankaya yatırıldığı iddiasının doğrulandığı, bu nedenle banka kayıtlarında görünen ödemelerin hesaplamada mahsup edilmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 19.09.2023 tarihli ve 2021/1789 Esas, 2023/1573 karar sayılı kararı ile; davacının, davalı Şirketin yurt dışı şantiyesinde 07.04.2010-10.12.2017 tarihleri arasında aylık net 3.000,00 USD ücretle inşaat formeni olarak çalıştığı, davaya karşı süresinde davalı tarafça zamanaşımı def'inde bulunulduğu, bilirkişinin yaptığı hesaplamada, dava tarihinden 5 yıl öncesine gidildiğinde tarihin 14.02.2014 olması gerekirken, 01.02.2014 olarak belirlenmesinin hatalı olduğu, dava tarihinden geriye doğru 5 yıl gidildiğinde 14.02.2014 tarihinin esas alınması gerektiği, sadece hafta tatili alacağının zamanaşımına uğradığı, İlk Derece Mahkemesince davacının fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının hüküm altına alındığı, her bir alacak için %30 oranında indirim yapıldığı, ancak bu oranın yeterli olmadığı, %40 oranında indirim uygulanmasının daha isabetli olacağı gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 20.02.2024 tarihli ve 2023/21000 Esas, 2024/2795 Karar sayılı ilâmı ile; davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile davalı tarafından "fazla çalışma" açıklaması ile yapılan ödemelerin hesaplanan fazla çalışma alacağından indirim yapıldıktan sonra mahsup edilmesi ve oluşacak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, fazla çalışma alacağı bakımından 14.02.2014 tarihinden itibaren hesaplama yapılması gerektiği gerekçeleriyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar veriliştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bilirkişinin tespit ettiği miktarlardan indirim uygulanması gerekirken davacının ıslahı olmadığından dava dilekçesindeki miktarlar üzerinden indirim uygulandığı, fazla çalışma alacağı için de mahsup işleminin dava dilekçesindeki miktar üzerinden yapıldığı, davacı tarafın bu hususları istinaf ve temyiz sebebi yapmadığı, davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hakkın gözetildiği, fazla çalışma alacağı için 14.06.2024 tarihli bilirkişi ek raporu, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacakları için ise 17.12.2020 tarihli bilirkişi ek raporunun 1. seçeneğinin hükme esas alındığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davacı ile menfaat birliği içerisinde olan tanık beyanlarına göre karar verildiğini, belirlenen sürede fazla çalışma yapıldığının kabul edilmesinin içtihatlara aykırı olduğunu, indirim oranının daha yüksek olması gerektiğini, karşı vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, harcın hatalı olduğunu belirterek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; fazla çalışma alacağının hesaplanması ile vekâlet ücretine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 41 ve 63 üncü maddeleri.
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT).
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir
2. Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince bozma kararı doğrultusunda fazla çalışma alacağından mahsup edilmek suretiyle reddedilen toplam miktarın 12.650,00 USD olduğu, karar tarihine (17.07.2024) göre ... Bankası tarafından ilan edilen gösterge niteliğindeki (efektif satış) döviz kuru (33,1472 TL) uyarınca reddedilen alacağın 419.312,08 TL'ye karşılık geldiği anlaşılmaktadır. Söz konusu tutar ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ye göre davada davalı lehine 64.703,69 TL vekâlet ücreti takdir edilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasında yer alan “-Hakkaniyet indiriminden kaynaklı reddedilen miktarlar yönünden davalı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,” ibaresinin hükümden tamamen çıkartılarak yerine, "Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT'nin 13 üncü maddesi gereğince hesaplanan 64.703,69 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine," ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.