"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurularının kabulü ile davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 4. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki yetki tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 27.02.2024 tarihli ve 2023/21 Esas, 2024/88 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 02.05.2024 tarihli kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, Bölge Adliye Mahkemesi kararı doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili Şirketle ortaklık yapısı ve faaliyet amacı birebir aynı olan dava dışı Şirket bulunduğunu, ana sözleşmeleri birebir aynı olan iki Şirketin, aynı organize sanayi bölgesinde ve birbirlerine çok yakın mesafede olduğunu, aynı işverene ait iki üretim biriminde aynı teknik amacı elde etmek için örgütlenmiş tek bir işyeri olduğunu, yetki için başvuru tarihinde her iki birimde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının davalı Sendika üyesi olması gerektiğini, işyerinde çalışan bir kısım işçilerin bilgileri dışında ve üyelik iradesi olmaksızın davalı Sendikaya üye olarak kaydedildiklerini, bu işçilerin yetki tespitine esas alınan üye sayısına dâhil edilmelerinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek Bakanlığın 04.04.2022 tarihli ve 113024 sayılı olumlu yetki tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Bakanlık vekili cevap dilekçesinde; davanın süresinde açılıp açılmadığının tespiti gerektiğini, davalı Sendika tarafından 29.03.2022 tarihinde başvuruda bulunulduğunu, yapılan inceleme sonucu davacı işyerinde başvuru tarihi itibarıyla 44 işçinin çalıştığı, 23 işçinin davalı Sendikaya üye olduğunun tespit edildiğini, davalı Sendikaya olumlu yetki tespit yazısının iletildiğini, yetki tespit başvuruları karşılanırken, işverenler tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) yapılan işyerlerine ilişkin tescil ve işçi bildirimlerinin esas alındığını, sendika yetki sistemine SGK kayıtlarından otomasyon sistemiyle yansıyan bilgiler doğrultusunda işlem yapıldığını, ilgili Sendikanın adı geçen işyerinde işyeri toplu iş sözleşmesi imzalamak için gerekli olan yarıdan fazla üye şartını sağladığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
2. Davalı Sendika vekili cevap dilekçesinde; davanın süresinde olmadığını, dava dilekçesindeki iddiaların soyut beyandan ibaret olduğunu, davacı işverenin süreci uzatarak işçilerin sendikal haklara kavuşmalarını engellemeyi amaçladığını, müvekkilinin işyerinde yarıdan fazla çoğunluğu sağladığını belirterek açılan davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı Şirketle dava dışı Şirket arasındaki sözleşme, her iki Şirketin Yönetim Kurullarının aynı kişilerden oluşması, işyeri adreslerinin aynı sokakta olması, davacı Şirkette genel müdür, mali müşavir, muhasebe ve insan kaynakları gibi çalışanların bulunmaması, her iki Şirketin de servis firmalarının, işyeri hekimlerinin, iş güvenliği uzmanlarının aynı olması, her iki firma çalışanlarının da aynı servis ile işe gelip gitmeleri, davacı firmada çalışan kişilerin üretim personeli olmaması gibi hususlarının tespit edildiği, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2 nci maddesinde yer alan hüküm uyarınca davacı Şirket ile dava dışı Şirketinin aynı teknik amacı elde etmek için örgütlendikleri, aynı işverene ait iki üretim biriminde aynı teknik amacı elde etmek için örgütlenmiş tek bir işyeri bulunduğu, 29.03.2022 yetki başvuru tarihinde her iki birimde toplam 145 işçi çalıştığı, bu çalışanlardan 42'sinin üye olduğu, davalı Sendikanın yetki tespiti için gerekli üye sayısına ulaşamadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı Sendika vekili; dava dışı Şirkette çalışan işçilerin dava konusu yetki tespitinde dikkate alınmasının hukuken mümkün olmadığını, dava dışı Şirkete ait olan işyerinin tamamen farklı bir işyeri olduğunu ve yetki tespitine esas alınamayacağını, İlk Derece Mahkeme kararının eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeye dayandığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı Bakanlık vekili; Bakanlıkça tesis edilen yetki tespitinin usul ve yasaya uygun olduğunu, İlk Derece Mahkeme kararının eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeye dayandığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı Şirket ile dava dışı Şirketin iki ayrı tüzel kişiliğe sahip ayrı ekonomik amacı ve organizasyonu olan iki ayrı işveren olduğu, somut olayda iki ayrı tüzel kişiliği olan iki ayrı işyeri oluşturan iki ayrı Anonim Şirketin aynı işyerinin bölümleri olarak değerlendirilmesi ve buna göre yetkili sendikanın belirlenmiş olmasının isabetli görülmediği, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 41 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca yetki tespitinde işverenin SGK’ya yapmış olduğu işçi bildirimlerinin esas alınması gerektiği, davacı Şirket tarafından Kuruma yapılan bildirimlere göre yetki başvuru tarihi olan 29.03.2022 tarihinde işyerinde 44 işçi çalıştığı ve bunlardan 23’ünün davalı Sendikaya üye olduğu, Bakanlık tarafından yapılan olumlu yetki tespitinin kayıtlara uygun bulunduğu, buna göre davanın reddi gerekirken kabulünün isabetli bulunmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; isimleri belirtilen 3 işçinin yetki başvuru anında Sendika üyesi olmadığını, davalı Sendika tarafından yetki başvuru dilekçesinin 29.03.2022 saat 16.34'te davalı Bakanlığa verildiğini, isimleri belirtilen 3 işçinin ise üyelik başvurularının yetki tespiti başvurusundan sonra gerçekleştiğini, bu 3 işçinin dikkate alınamayacağını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun'un 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” kenar başlıklı 53 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”
2. 6356 sayılı Kanun'un “Tanımlar” kenar başlıklı 2 nci maddesinin birinci fıkrasının ilgili kısmı da şöyledir:
“Bu Kanunun uygulanmasında;
...
d) İşletme toplu iş sözleşmesi: Bir gerçek veya tüzel kişiye ya da bir kamu kurum veya kuruluşuna ait aynı işkolundaki birden çok işyerini kapsayan sözleşmeyi,
...
ifade eder.”
3. 6356 sayılı Kanun'un “Sendika üyeliği ve üyeliğin kazanılması ” kenar başlıklı 17 nci maddesinin beşinci fıkrası şöyledir:
“Sendikaya üyelik, Bakanlıkça sağlanacak elektronik başvuru sistemine e-Devlet kapısı üzerinden üyelik başvurusunda bulunulması ve sendika tüzüğünde belirlenen yetkili organın kabulü ile e-Devlet kapısı üzerinden kazanılır.Üyelik başvurusu, sendika tarafından otuz gün içinde reddedilmediği takdirde üyelik talebi kabul edilmiş sayılır. Haklı bir neden gösterilmeden üyelik başvurusu kabul edilmeyenler, bu kararın kendilerine tebliğinden itibaren otuz gün içinde dava açabilir. Mahkemenin kararı kesindir. Mahkemenin davacı lehine karar vermesi hâlinde üyelik, red kararının alındığı tarihte kazanılmış sayılır.”
4. 6356 sayılı Kanun'un “Toplu iş sözleşmesinin kapsamı ve düzeyi” kenar başlıklı 34 üncü maddesinin ikinci fıkrası ise şöyledir:
“Bir gerçek ve tüzel kişiye veya bir kamu kurum ve kuruluşuna ait aynı işkolunda birden çok işyerinin bulunduğu işyerlerinde, toplu iş sözleşmesi ancak işletme düzeyinde yapılabilir.”
5. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası da şöyledir:
“Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”
6. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki tespiti için başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi ise şöyledir:
“(1) Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.
(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı iş günü içinde bildirir.
(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.
(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.
(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”
7. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki itirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi de şöyledir:
“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir.
(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.
(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı iş günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.
(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”
8. 6356 sayılı Kanun'un “Sendika üyeliği ve üyeliğin kazanılması ” kenar başlıklı 17 nci maddesinin madde gerekçesinde de “Üyelik işlemlerinde noter koşulu kaldırılarak basit, kolay ve ekonomik bir yönteme yer verilmiştir. Üyelik, Bakanlıkça sağlanacak elektronik başvuru sistemine işçinin e-Devlet kapısı üzerinden sendikaya üyelik talebinde bulunması ve sendika tüzüğünde belirlenen yetkili organın kabulü ile e-Devlet kapısı üzerinden kazanılacaktır. Üyeliğe başvuru ancak tüzükle belirlenebilecek organ tarafından değerlendirilecek, red kararına mahalli mahkemede itiraz edilebilecek, ancak mahkeme kararı temyiz edilemeyecektir.” hususları ifade edilmiştir.
9. Resmî Gazete'nin 09.07.2013 tarihli ve 28702 sayılı nüshası ile yürürlüğe giren Sendika Üyeliğinin Kazanılması ve Sona Ermesi ile Üyelik Aidatının Tahsili Hakkında Yönetmelik'in “İşçi sendikası üyeliğinin kazanılması” başlıklı 5 inci maddesi şöyledir:
“(1) Sendika üyelik başvurusu, işçi tarafından e-Devlet kapısı üzerinden yapılır. Üyelik bildirimi elektronik ortamda eş zamanlı olarak Bakanlığa ve sendikaya ulaşır.
(2) Üyelik, yetkili organın e-Devlet kapısı üzerinden otuz gün içerisinde başvuruyu kabulü ile kazanılır. Üyeliğin başlangıç tarihi, yetkili organ tarafından üyelik başvurusunun e-Devlet kapısı üzerinden kabul edildiği tarihtir.
(3) Üyelik başvurusu, yetkili organ tarafından otuz günlük süre içerisinde reddedilmediği takdirde otuzuncu günün sonunda üyelik talebi kabul edilmiş sayılır.
(4) Başvuru sahibi, yetkili organ tarafından üyelik başvurusuna işlem yapılıncaya kadar e-Devlet kapısı üzerinden üyelik başvurusunu geri alma hakkına sahiptir.
(5) Yetkili organ, üyelik başvurusunu e-Devlet kapısı üzerinden reddedebilir. Ret kararı yetkili organ tarafından gerekçesi ile birlikte e-Devlet kapısına kaydedilir ve işçiye yazılı olarak tebliğ edilir.
(6) Üyelik başvurusunun haksız bir nedenle reddedildiğini iddia eden işçi, beşinci fıkrada belirtilen bildirimin tebliğinden itibaren otuz gün içinde mahkemede dava açabilir. Mahkemenin kararı kesindir. Mahkemenin davacı lehine karar vermesi hâlinde, işçi mahkeme kararını Bakanlığa bildirir; bu karar Bakanlık tarafından e-Devlet kapısına tanımlanır.
(7) Mahkeme kararı ile kazanılan üyeliğin başlangıç tarihi, üyelik başvurusunun yetkili organ tarafından reddedildiği tarihtir.
(8) Yetkili organ tarafından Bakanlığa bildirilen kişilere sendika adına e-Devlet kapısı üzerinden işlem yapma yetkisi verilir. Bu kişiler aynı usule göre değiştirilebilir veya yetkileri kaldırılabilir. e-Devlet kapısı üzerinden yapılacak tüm işlemler, ilgili sendikanın Bakanlığa bildirileceği yetkili kullanıcı tarafından gerçekleştirilir.”
10. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut uyuşmazlıkta davalı Sendika tarafından, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yapılan başvuru ile 1331732.016 SGK sicil numaralı işyerinde toplu iş sözleşmesi yapabilmek için gereken çoğunluğun sağlandığının tespiti talep edilmiş; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 04.04.2022 tarihli ve 113024 sayılı yetki tespiti kararı ile davalı Sendikanın işyeri toplu iş sözleşmesi yapabilmek için gerekli çoğunluğu sağladığı belirlenmiş; akabinde davacı eldeki uyuşmazlık ile sendika üyesi kabul edilen 3 işçinin yetki başvuru anında üye olmadıkları iddiasıyla çoğunluk tespitine itiraz etmiştir.
3. Dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporlarına göre, yetki tespit kararında davalı Sendika üyesi olarak kabul edilen 3 işçinin, yetki başvuru anından önce e-Devlet kapısı üzerinden sendika üyelik başvurularının onaylanıp onaylanmadığı ve belirtilen işçilerin yetki başvuru tarihinde sendika üyesi kabul edilip edilemeyeceği hususu öncelikle değerlendirilmelidir.
4. Yukarıda açıklanan kanuni düzenlemeler karşısında ifade etmek gerekir ki, 6356 sayılı Kanun’un 17 nci maddesinin beşinci fıkrasında sendika üyeliğinin “yetkili organın kabulü ile e-Devlet kapısı üzerinden” kazanılacağı belirtildiğinden, yetkili organ tarafından üyeliğe kabul kararı verilmesi hususu da, e-Devlet kapısı üzerinden işleme onay verilmesi hususu da sendika üyeliğine dair hukuki işlemin kurucu unsurudur. Bir başka ifadeyle sendika üyeliği, her iki unsurun da usulüne uygun olarak tahakkuku ile gerçekleşir. Kanun metnindeki “ile” bağlacı da bu durumu ortaya koymaktadır.
5. İnceleme konusu davada, davalı Sendika tarafından 29.03.2022 tarihinde saat 16.34 itibarıyla yetki tespit başvurusu yapılmıştır. Yetki tespit kararında davalı Sendika üyesi olarak kabul edilen ve üyelik giriş tarihleri 29.03.2022 olarak belirtilen sendika üyesi işçilerden H.G., H.Ç. ile O.K'nin sendika üyelik başvurularının, yetki başvuru tarihinde ancak bu başvuru saatinden sonra (saat 19.32 ve 18.49) e-Devlet kapısı üzerinden onaylandığı anlaşılmıştır.
6. Bu itibarla, sendika üyelik tarihi 29.03.2022 olan 3 işçinin yetki başvuru tarihinde sendika üyesi olarak kabul edilmeleri olanaksız olduğundan davalı Sendikanın toplu iş sözleşmesi yapabilmek için gereken çoğunluğu sağlayamadığı açıktır.
Belirtilen sebeplerle, 6356 sayılı Kanun'un 43 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan sebeplerle;
1. Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davanın KABULÜ ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 04.04.2022 tarihli ve 113024 sayılı yetki tespiti kararının İPTALİNE,
3. Karar tarihi itibarıyla alınması gerekli 427,60 TL harçtan, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubuyla bakiye 149,90 TL harcın davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı harçtan muaf olduğundan davalı Sendikadan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4. Davacının yatırmış olduğu 80,70 TL peşin harç ve 80,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 161,40 TL harcın davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı harçtan muaf olduğundan davalı Sendikadan alınarak davacıya verilmesine,
5. Davacı tarafından yatırılan 2.107,80 TL temyiz yoluna başvurma harcının davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı harçtan muaf olduğundan davalı Sendikadan alınarak davacıya verilmesine,
6. Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre 30.000,00 TL vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
7. Davacı tarafından yapılan toplam 6.139,25 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, davalıların yapmış oldukları yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına,
8. Yatırılan gider avanslarından varsa kullanılmayan bakiyelerinin ilgili tarafa iadesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacıya iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.12.2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.