Logo

9. Hukuk Dairesi2024/14114 E. 2024/16203 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin, sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra ücretinin eksik ödendiği iddiasıyla açtığı alacak davasında, talep edilen ücret farkı ve ilave tediye alacaklarının hangi tarih esas alınarak hesaplanması gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma ilamına uygun olarak, alacakların arabuluculuk tarihine kadar olan dönem için hesaplanması gerektiği ve davacı lehine kazanılmış hak durumunun oluştuğu gözetilerek, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 52. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı işyerinde çalıştığını, 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ve ödendiğini, kadroya geçerken bireysel iş sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini, ancak davalı tarafından eksik ödeme yapıldığını ileri sürerek ödenmeyen fark ücret alacağı ve fark ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışan davacının ücretinin kadroya geçiş sonrası Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve uygulamaya konulan toplu iş sözleşmesi hükümleri dikkate alınarak belirlendiğini, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (375 sayılı KHK) geçici 23 üncü maddesinin altıncı fıkrasında; geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesinin, anılan madde kapsamında yer alan idarelerce sürekli işçi kadrolarına geçirilen işçilerin ücreti ile diğer mali ve sosyal haklarının belirlenmesinde esas alınacağının düzenlendiğini, bu çerçevede belirlenen ücrette indirimin veya hukuka aykırı bir uygulamanın söz konusu olmadığını, iş sözleşmenin "Ücret esası ve ödeme şekli" başlıklı 7 nci maddesinin üçüncü fıkrası gereği 2019 Ocak ve Temmuz ayı ile başlayan dönemler için iki kez mevcut ücretlere %4 oranında zam yapıldığını, sözleşmede ücretin asgari ücretin oransal fazlası olarak ödeneceğine dair herhangi bir hüküm bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Bakırköy 30. İş Mahkemesinin 29.06.2020 tarihli ve 2019/1596 Esas, 2020/251 Karar sayılı kararı ile; davacının 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçtiği, sürekli işçi kadrosuna geçirilirken işçilerle imzalanmış olan bireysel iş sözleşmesinde, asgari ücretin oransal fazlası ile çalışmanın kabul edildiği, taraflar arasında yapılan sözleşmeye uygun bir şekilde davacının ücretinin asgari ücretin %34 fazlası olarak temel ücret tespit edildikten sonra ilave olarak toplu iş sözleşmesinde belirlenen %4 zam uygulanarak davacıya ödenmesi gerekirken davalı Kurum tarafından davacının sözleşme ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine aykırı bir şekilde ücretlerin ve ilave tediye ücretinin eksik ödendiği, davacının 2018 yılı ücretleri arasında fark olmadığı, 01.01.2019 tarihinden dava tarihine kadar davacının fark ücret ve fark ilave tediye ücreti alacağının bulunduğu belirtilerek bilirkişi raporundaki hesaplamalar doğrultusunda hüküm altına alınmasına ve davanın kısmen kabulüne kesin olmak üzere karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 52. Hukuk Dairesinin 24.03.2023 tarihli ve 2022/4229 Esas, 2023/363 Karar sayılı kararı ile; davacı işçinin kadroya geçişi aşamasında işverenle imzalanan iş sözleşmesinde açıkça asgari ücretin %34 fazlası ödeneceğinin kararlaştırıldığı, kadroya geçiş aşamasında işverenle imzalanan iş sözleşmesinde asgari ücretin belli bir oranda fazlasının ödeneceği kararlaştırılmışsa sözü edilen kuralın, her asgari ücret artış dönemi için işvereni bağlayacağı, iş sözleşmesinin açık hükmü gereği ücret farkı ve fark ilave tediye alacaklarının kabulüne karar verilmesinin yerinde olduğu belirtilerek davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 08.11.2023 tarihli ve 2023/13111 Esas, 2023/16872 Karar sayılı kararı ile; davalının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, somut uyuşmazlıkta 04.10.2019 tarihli arabuluculuk son tutanağının dava dilekçesine eklenerek 03.12.2019 tarihinde dava açıldığı, buna rağmen hükme esas alınan bilirkişi raporundaki dava konusu fark ücret alacağı ve fark ilave tediye alacağına ilişkin hesaplamaların dava tarihine kadarki dönem için yapılmasının hatalı olduğu, ayrıca davacı ile davalı İdare arasında sürekli işçi kadrosuna geçenlere özgü yapılan tip belirsiz süreli iş sözleşmesinin 7 nci maddesine göre "İşçiye yapılacak ödemelere ilişkin hesap dönemi her ayın 15'i ile bir sonraki ayın 14 üncü günüdür." düzenlemesinin yer aldığı, bilirkişi raporunda ise fark ilave tediye alacağının 2019 yılı ikinci yarının ikinci ilave tediye ödemesi de eklenerek hesaplanmasının hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararı doğrultusunda bilirkişi raporu aldırılarak ücret farkı ve ilave tediye alacaklarının arabuluculuk son tutanak tarihi gözetilerek yeniden hesaplandığı, bu tarihten sonraki dönem için dava şartı gerçekleşmeyen alacak talepleri yönünden dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verildiği açıklanarak ve bozma öncesi gerekçeler tekrar edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; davacının hâlihazırda davalı işyerinde çalışıyor olması nedeniyle kararın kesin nitelikte olmayıp istinaf yolunun açık olduğunu, 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 ve 24 üncü maddeler ile sürekli işçi kadrolarına geçirilen işçilerin ücret ile diğer mali ve sosyal haklarına ilişkin şartların Yüksek Hakem Kurulunca karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesi hükümleri esas alınmak sureti ile belirlendiğini ve müvekkili İdare tarafından ilan edilen esaslar doğrultusunda ve yasal düzenlemelere uygun olarak ödeme yapıldığını, davacının ücretinde herhangi bir azalmaya gidilmediğini, toplu iş sözleşmesinde %4 olarak belirlenen oranın uygulanmasının, kamu yararı gözetilerek mevzuata, usulüne ve hakkaniyete uygun olduğunu, ayrıca zam uygulanacak olan miktarın süregelen şekilde günlük çıplak ücret üzerinden hesaplanmasının da hukuken isabetli olduğu, davacı talebinin yasal bir dayanağı bulunmadığını savunarak kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; talep edilen alacakların dava şartı dikkate alınarak arabuluculuk son tutanak tarihi ile sınırlı olarak hesaplanmasına ve ilave tediye alacağı bakımından hesaplamaya esas alınan döneme ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 375 sayılı KHK'nın geçici 23 üncü maddesi, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

17.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.