"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/3447 E., 2023/3550 K.
KARAR : Davanın reddi
Taraflar arasında Denizli 3. İş Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirkette bölge sorumlusu olarak çalışırken 05.02.2019 tarihinde telefonuna gelen mesajla işten çıkartıldığını, iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma ücreti ve prim alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (c), (d) ve (e) alt bentleri uyarınca haklı nedenle tazminatsız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, davacının herhangi bir alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Denizli 3. İş Mahkemesinin 12.08.2022 tarihli kararı ile; dosyadaki tutanaklar ve tanık beyanlarına göre ispat yükü kendisine düşen davalı işverenin davacının başka bir işçiye cinsel tacizde bulunması nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini usulünce kanıtladığı, bu durumda davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığı, prim yönünden davacının iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle prim talebinin reddi gerektiği, davacı ile aynı dönem çalışmaları bulunan tanıkların anlatımına göre davacının itibar edilen bilirkişi raporunda ayrıntıları açıklanan dönemlerde fazla çalışma yaptığı ancak davalı işverenin davacının hak kazandığı fazla çalışma ücretini ödediğini usulünce kanıtlayamadığı, fazla çalışma ücreti talebinin makul indirimle kabulü gerektiği sonucuna varılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 26.01.2023 tarihli kararı ile; tanıklar C.S. ve S.T'nin beyanları itibarıyla, iş sözleşmesinin tazminatı gerektirmeyecek şekilde sonlandığı, taraflar arasında davacıya prim ödeneceğine ilişkin bir anlaşmanın bulunduğunun veya bu hususta ödeme yapıldığının ispat edilmediği bu nedenle bu yönden kurulan hükmün isabetli olduğu, tanıklar M.Y. ve S.K'nın beyanlarından davacıyla birlikte çalıştıkları dönemin 2018 ve 2019 yıllarında olduğu anlaşılmış ise de davacının bu dönemde (sürekli aynı yerde bulunmadan) bölge sorumlusu olarak çalıştığı tespit edilmekle, bu tanıkların davacının çalışma düzeni ile ilgili olarak bilgi sahibi olmaları mümkün olmadığından çalışma şeklinin ispat edilmediği değerlendirilerek fazla çalışma ücreti talebinin de reddi gerektiği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine yönelik hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 13.09.2023 tarihli 2023/7061 Esas, 2023/11874 Karar sayılı ilâmı ile; arabuluculuk dava şartı olup dava şartının gerçekleşip gerçekleşmediği her bir alacak bakımından ayrı ayrı değerlendirildikten sonra esasa yönelik inceleme yapılması gerektiği hâlde Mahkemece arabuluculuk müzakerelerine konu edilmeyen prim alacağı bakımından davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde esastan reddinin hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyularak prim alacağı yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, diğer taleplerin esastan reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; feshin haklı nedene dayandığı ispat edildiği ifade edilmesine rağmen bu konuda ispatın bulunmadığını, tanık S.T'nin olay tarihini net hatırlamadığını, ilk sarılma olayını normal karşıladığını, davacının S.T. hakkında 16.01.2019 tarihinde tutanak tutması üzerine hatırlamadığı bir olayı şikâyet konusu yaptığını, tanıkla davacının husumetli olduğunu, eylemin ispat edilemediğini, fazla çalışma alacağına hak kazandığının ispat edildiğini, prim konusunda Mahkemenin yeterli araştırma yapmadığını ileri sürerek davanın kabulü yönünde hükmün bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, prim alacağı yönünden arabuluculuk dava şartının gerçekleşip gerçekleşmediği hususuna ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 4857 sayılı Kanun'un 32 nci maddesi, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.