Logo

9. Hukuk Dairesi2024/2295 E. 2024/3812 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının yurt dışı şantiyesinde çalıştığı iş sözleşmesinin feshi nedeniyle açtığı alacak davasında uygulanacak hukuk, davanın süresinde açılıp açılmadığı ve vekâlet ücretine hükmedilip hükmedilmeyeceği hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Uyuşmazlığa Rusya hukukunun uygulanması gerektiği, davacının iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392. maddesinde öngörülen 3 aylık hak düşürücü süreye tabi olduğu ve davanın bu süre geçtikten sonra açılması nedeniyle reddi gerektiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2763 E., 2023/3811 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında Ankara 30. İş Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili davacının davalı Şirketin yurt dışı şantiyelerinde çalıştığını, üç öğün yemek ve barınmanın işverence karşılandığını, iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Şirketin çalışanı olmadığını, husumet itirazında bulunduklarını, davacın iddialarının haksız ve dayanaksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Ankara 30. İş Mahkemesinin 08.10.2020 tarihli ve 2019/18 Esas, 2020/310 Karar sayılı kararı ile; toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuna dayanılarak iş sözleşmesinin haklı nedenlerle sonlandırıldığının işverence ispat edilemediği, bu bağlamda davacının kıdem ve ihbar tazminatı almaya hak kazandığı, ayrıca dosya kapsamından davacının kullanmadığı yıllık ücretli izinleri ile birlikte ödenmemiş fazla çalışma, hafta tatili, ulusal ... ve genel tatil ücretlerinin bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 15.04.2021 tarihli ve 2021/514 Esas, 2021/969 Karar sayılı kararı ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 15.09.2021 tarihli ve 2021/7252 Esas, 2021/11940 Karar sayılı ilâmı ile; 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 27 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında taraflar arasında bir hukuk seçimi anlaşması bulunduğundan uyuşmazlık hakkında Rusya hukukunun uygulanması gerektiği, Rusya hukukunun dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığı üzere aynı zamanda mutad işyeri hukuku olduğu, hâl böyle olunca gerekirse Rusya hukukunda uzman bir bilirkişiden de rapor alınmak suretiyle dava konusu uyuşmazlık bakımından değerlendirme yapılması ve dosya kapsamındaki delil durumu birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin 29.03.2023 tarihli ve 2021/2962 Esas, 2023/755 Karar sayılı kararı ile; bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama devam ederken davalı vekilince 13.12.2022 tarihli dilekçe ile somut uyuşmazlıkta Türk hukukunun uygulanmasının talep edildiği, buna göre her ne kadar Yargıtay bozma ilâmı doğrultusunda bireysel iş sözleşmesine dayalı olarak taraflar arasında hukuk seçimi yapıldığı kabulü ile Rusya Federasyonu iş mevzuatının temini için gerekli araştırmalar yapılmış ve yeterli mevzuata ulaşılamamış ise de davalı ve davacı vekilinin beyan dilekçeleri ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 26 ncı maddesinde düzenlenen sözleşme özgürlüğü kapsamında tarafların yargılama aşamasında dava konusu uyuşmazlığa uygulanacak hukuk açısından Türk hukukunun uygulanması yönünde iradelerinin birleştiği, uygulanacak hukuka ilişkin taraflar arasında anlaşmazlık kalmadığı gerekçesiyle bozma öncesi gibi davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 14.06.2023 tarihli ve 2023/10515 Esas, 2023/9144 Karar ilâmı ile; dosya kapsamına göre cevap dilekçesinde dava konusu alacaklar hakkında yabancı hukukun uygulanması gerektiği savunulmuş olup yabancı hukuka yönelik yapılan bozma sonrası yargılamada tarafların Türk hukukunun uygulanacağı konusunda anlaşmasının davanın esasına girilmiş olduğundan geçerli olmadığı, bu durumda usuli kazanılmış haklar korunmak ile birlikte bozma ilâmının gereğinin yerine getirilmesi gerektiği, bozma ilâmına uyulmasına karar verildiği hâlde bozma kapsamı yerine getirilmeksizin karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

D. Bölge Adliye Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuyla Rusya Federasyonu İş Kanunu'na göre davacının tazminat ve ücret alacaklarının belirlendiği, davalı vekilinin yasal süresinde sunduğu cevap dilekçesinde ileri sürdüğü zamanaşımı def'i gözetilerek fazla çalışma, hafta tatili, ulusal ... ve genel tatil alacaklarının hesaplandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücretinin her çalışma dönemi için ayrı ayrı hesaplanması gerektiğini, davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini, uyuşmazlığın çözümünde Türk hukukunun uygulanması gerektiğini, brütleştirmenin hatalı yapıldığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; Yargıtay kararları ile de ... olduğu üzere Rusya iş hukukunda zamanaşımı süresinin 3 ay olduğunu, davanın zamanaşımına uğraması nedeniyle reddi gerektiğini, husumet itirazları bulunduğunu, ücret miktarı ve hizmet süresinin hatalı belirlendiğini, davacının dava konusu alacaklara hak kazanmadığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, davanın süresinde açılıp açılmadığı ve vekâlet ücretine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 5718 sayılı Kanun'un 2, 5, 8, 27, 40 ve 44 üncü maddeleri.

3. Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesi şu şekildedir:

“Çalışan, hakkının ihlal edildiğini öğrendiği veya öğrenmesi gerektiği günden itibaren üç ay içinde bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma hakkına sahiptir.

İşveren, çalışanın işletmeye verdiği zararın tazminine ilişkin uyuşmazlıklarda, zararın tespit edildiği tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye gitme hakkına sahiptir.

Bu maddede belirtilen sürelerin geçerli bir nedenle kaçırılması durumunda, bu süreler mahkeme tarafından tekrar başlatılabilir.”

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Maddi hukukun bir müessesesi olan zamanaşımı, 5718 sayılı Kanun'un 8 inci maddesi uyarınca hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tâbidir. Hakkın özüyle bağlantılı olması nedeniyle hak düşürücü sürelerin de hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanacak hukuka tâbi olduğu kabul edilmelidir.

3. İş sözleşmesinden doğan taleplerde, talebin tâbi olduğu hukukun (esasa uygulanan hukuk) zamanaşımı ve hak düşürücü süre bakımından da yetkili olduğu dikkate alındığında Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bu konudaki hükümlerinin uyuşmazlıkta uygulanması, 5718 sayılı Kanun'un 2 ve 8 inci maddelerinin bir gereğidir.

4. Somut uyuşmazlıkta; davacı işçi 08.08.2007-23.02.2015 tarihleri arasında aralıklı olarak çalışmış olup bozma ilâmlarında belirtildiği üzere davacının çalışması Rusya hukukuna tâbidir. Davalıya ait yurt dışı işyerlerinde aralıklı olarak çalışan davacının iş sözleşmesinin 23.02.2015 tarihinde sona erdiği, davanın ise 11.01.2019 tarihinde açıldığı, dolayısıyla Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesine göre dava tarihi itibarıyla bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma süresi olan 3 aylık sürenin dolduğu anlaşılmaktadır. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince davacının Rusya hukukuna tâbi çalışmasına ilişkin alacak taleplerinin mahkemeye başvurma süresinin geçmesi nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde taleplerin kabulüne karar verilmesi hatalıdır.

5. Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyulması hâlinde, bozmaya uygun şekilde yargılama yapılıp hüküm kurulurken Dairenin önceki uygulamasına güvenerek dava açan davacı aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiği gözden kaçırılmamalıdır.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.