Logo

9. Hukuk Dairesi2024/6581 E. 2024/9959 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının İsrail'de çalıştığı dönemde davalı işverenden kaynaklanan işçilik alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı ve talep edilen alacak kalemlerinin hukuki dayanağının bulunup bulunmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Çalışılmayan günler ücreti talebinin bir kısmı için zamanaşımı def'inin kabulü doğru olmakla birlikte, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının iş sözleşmesinde ayrıca kararlaştırılmasına gerek olmadığı ve bu alacak kalemlerinin de zamanaşımından etkilenmeyen kısımla birlikte kabul edilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/165 E., 2024/479 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 12. İş Mahkemesi

SAYISI : 2018/196 E., 2023/667 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait İsrail'de bulunan inşaat şantiyesinde 2010-2012 ve 2013 yıllarında kalıpçı olarak saatlik 6,50 USD ücretle çalıştığını, İsrail vatandaşı işçilere saatlik 20,00 USD ödeme yapılırken eşit işe eşit ücret ilkesi ihlal edilerek davacıya düşük ücret ödemesi yapıldığını, 07.00-18.00 arasında haftalık 55 saat çalıştırıldığını ancak fazla çalışma ücretinin ödenmediğini, çalışılmayan hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günleri ile hava muhalefeti nedeni ile çalışılmayan günlere dair ücretinin ödenmediğini ileri sürerek; fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile çalıştırılmayan günlerin ücreti ve fark ücret alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; alacakların zamanaşımına uğradığını, Türk mahkemelerinin görevli ve yetkili olmadığını, uyuşmazlığa İsrail hukukunun uygulanması gerektiğini, fazla çalışma ücretinin davacı tarafça da uygulanması istenen İsrail hukukuna göre ödendiğini, iş sözleşmesinde faydalanılan hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil nedeniyle ücret ödeneceğine dair hüküm olmadığını, davacının çalışmasının saat bazında günlük çalışma şeklinde olduğundan çalışılmayan günlere ilişkin ücret ödemesinin olamayacağını ve davacının emsal işçiye ödenen ücret üzerinden fark alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalıya ait İsrail şantiyesinde kalıpçı olarak

21.12.2010-15.01.2012 ve 02.07.2012-19.08.2013 tarihleri arasında çalıştığı, taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesine göre davacının

alacaklarına Türk hukukunun uygulanacağının kararlaştırıldığı, bilirkişi tarafından düzenlenen 24.02.2023 tarihli ek raporda davacının davalı işverenlikteki çalışmasının 19.08.2013 tarihinde son bulduğunun ve alacakların dava tarihi itibarıyla zamanaşımına uğradığının belirtildiği, davaya konu edilen fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile çalıştırılmayan gün ücretinin 5 yıllık zamanaşımına tâbi olduğu ve davanın açıldığı tarih itibarıyla zamanaşımının dolduğu ayrıca davacının fark ücret alacağının olmadığı ve çalıştırılmayan günlere ilişkin ücret alacağının iş sözleşmesinde kararlaştırılmadığı gibi yasal dayanağının da bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava 04.08.2017 tarihinde açıldığından dava zamanaşımının dolduğundan bahsedilemeyeceğini, dava konusu çalışma İsrail'de yapıldığından İsrail hukukunun uygulanması gerektiğini, diğer taraftan davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını ve talep artırım işlemlerinin zamanaşımından etkilenmeyeceğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamında yer alan belgelere göre davacının 21.12.2010-15.01.2012 ile 02.07.2012-19.08.2013 tarihleri arasında davalı nezdinde İsrail ülkesinde çalıştığının tespitinin yerinde olduğu, dosya kapsamında İbranice düzenlenen yasal düzenlemenin değerlendirildiği, bu düzenlemenin İngilizce, Türkçe ve İbranice dillerindeki yazımlarının henüz temyiz incelemesinde bulunan Dairenin 2023/2760 Esas, 2023/3513 Karar sayılı dosyasında da incelendiği ve yapılan karşılaştırmada farklılık bulunmadığı gibi eksik ücret ve fark ücret alacak istemleri hariç diğer alacak istemleri yönünden İsrail ülkesinin ilgili yasal düzenlemesinin uygulandığı, ıslaha konu edilen 02.01.2023 tarihli bilirkişi raporuna davacı tarafın itirazı bulunmadığından eksik ödenen ücret ve fark ücret talebi dışındaki diğer alacak talepleri için yapılan tespitler bakımından davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu, nitekim Mahkeme kararında eksik ücret ve fark ücret alacak talepleri dışındaki diğer alacak talepleri yönünden 24.02.2023 tarihli bilirkişi rapora atıf yapıldığı, sadece eksik ücret alacak talebi yönünden zamanaşımı değerlendirmesinde bulunulduğu, buna göre davacı tarafça itiraza uğramadığı üzere 04.08.2012-18.08.2013 tarihleri arası eksik ücret alacak hesaplamasını kapsamına alan 02.07.2012 tarihli iş sözleşmesinin 6 ncı maddesinde belirtili alacak talebi için Türk hukukunun uygulanmasında ve buna bağlı olarak zamanaşımı hükümlerinin tatbikinde hata görülmediği, diğer yandan iş sözleşmesinde hava muhalefetine dayalı fiilî olarak çalışılmayan günler (usuli kazanılmış hak kapsamında kalan hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil hariç olmak üzere) için ücret ödenmesine ilişkin düzenleme bulunmamasına atfen eksik ödenen ücret alacak talebinin ve ispatlanamayan fark ücret talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekilince, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının dava konusu işçilik alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 46 ve 47 nci maddeleri.

3. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 2 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları şöyledir:

"(1) Hâkim, Türk kanunlar ihtilâfı kurallarını ve bu kurallara göre yetkili olan yabancı hukuku re’sen uygular. Hâkim, yetkili yabancı hukukun muhtevasının tespitinde tarafların yardımını isteyebilir.

(2) Yabancı hukukun olaya ilişkin hükümlerinin tüm araştırmalara rağmen tespit edilememesi hâlinde, Türk hukuku uygulanır.

"

4. 5718 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesinin ilgili bölümü şöyledir:

"...

(3) Hukuk seçimi taraflarca her zaman yapılabilir veya değiştirilebilir. Sözleşmenin kurulmasından sonraki hukuk seçimi, üçüncü kişilerin hakları saklı kalmak kaydıyla, geriye etkili olarak geçerlidir.

..."

5. 5718 sayılı Kanun'un 27 nci maddesinin ilgili bölümü şöyledir:

"...

" (1) İş sözleşmeleri, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgarî koruma saklı kalmak kaydıyla, tarafların seçtikleri hukuka tâbidir.

..."

6. 26.08.1975 tarihli ve 15338 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Yabancı Hukuk Hakkında Bilgi Edinilmesine Dair Avrupa Sözleşmesi.

7. Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünün 01.03.2008 tarihli ve 67/1 sayılı, "Yabancı Hukuk Hakkında Bilgi Edinilmesine Dair Avrupa Sözleşmesinin Uygulanması" konulu Genelgesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut uyuşmazlıkta; dava dilekçesinde diğer taleplerle birlikte çalışılmayan hafta tatili ücreti, çalışılmayan resmî ve dinî bayram tatili günleri ücreti ile hava muhalefeti nedeni ile çalıştırılmayan günlere ilişkin ücretin ödenmediği ileri sürülerek alacak talebinde bulunulmuştur.

3. İlk Derece Mahkemesince alınan 02.01.2023 tarihli ikinci kök bilirkişi raporunda; dava dilekçesinde ayrı birer alacak kalemi olarak talep edilen hafta tatili ücreti ile resmî ve dinî bayram ücreti, farklı bir alacak kalemi olarak talep edilen çalıştırılmayan günlere ilişkin ücret talebi kapsamında değerlendirilerek hesaplama yapılmıştır. Buna göre İsrail hukukuna göre de çalışma süresinin haftalık 45 saat ve çalışılmayan hafta tatili ile resmî ve dinî bayram tatili günleri dâhil aylık 225 saat olduğu belirtilmiş ve ücret bordrolarında 225 saatin altında tahakkuk olan dönemler tespit edilerek toplam 4.582,50 USD çalıştırılmayan günler ücreti hesaplanmıştır. Talep edilen diğer alacak kalemlerine ilişkin olarak hesaplama yapılmamıştır.

4. Davacı vekili 06.02.2023 tarihli talep artırım dilekçesiyle çalıştırılmayan günlere ilişkin ücret talebini ikinci kök bilirkişi raporu doğrultusunda artırmıştır. Davalı vekilinin, davanın belirsiz alacak davası olmadığını belirterek zamanaşımı def'inde bulunması üzerine İlk Derece Mahkemesince ek rapor alınmasına karar verilmiştir. 24.02.2023 tarihli ek bilirkişi raporunda, davalının zamanaşımı def'i değerlendirilerek dava dilekçesinde talep edilen 250,00 USD haricindeki çalıştırılmayan günler ücretinin zamanaşımına uğradığı tespit edilmiştir.

5. İlk Derece Mahkemesince; davaya konu edilen fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile çalıştırılmayan günler ücretinin 5 yıllık zamanaşımına tâbi olduğu ve davanın açıldığı tarih itibarıyla zamanaşımının dolduğu ayrıca davacının fark ücret alacağının olmadığı ve çalıştırılmayan günlere ilişkin ücret alacağının iş sözleşmesinde kararlaştırılmadığı gibi yasal dayanağının da bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.

6. İlk Derece Mahkemesince, davanın belirsiz alacak davası olmadığı dikkate alındığında davalının zamanaşımı def'ine değer verilerek çalıştırılmayan günler ücreti talebine taraflarca imzalanan iş sözleşmesinin "Ücret" başlıklı 6 ncı maddesi uyarınca Türk hukukunun uygulanması ve buna bağlı olarak 5 yıllık zamanaşımı süresinin tatbik edilmesi yerindedir. Ancak dava dilekçesinde talep edilen 250,00 USD çalıştırılmayan günler ücreti miktarı ıslaha karşı zamanaşımı def'inden etkilenmeyecektir. Diğer taraftan 4857 sayılı Kanun'un 46 ve 47 nci maddelerinde çalışılmayan hafta tatili ile ulusal bayram genel tatil günü ücretlerinin ödeneceği açıkça belirtilmiş olup, bu hususun iş sözleşmesinde ayrıca kararlaştırılmasına gerek bulunmamaktadır. Bu itibarla dava dilekçesinde talep edilen ve ıslaha karşı zamanaşımı def'inden etkilenmeyen 250,00 USD çalıştırılmayan günler ücreti talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.