"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ : ... 3. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
LK DERECE MAHKEMESİ : ... 4. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen karar, süresi içinde duruşmalı olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369. maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı -Karşı Davalının İstem ve Cevabının Özeti:
Davacı-karşı davalı davalı işyerinde 22.06.1995 tarihinde çalışmaya başladığını, kilise bahçesindeki müştemilatta lojman tahsis edildiğini, kilisenin genel bakım ve temizliği, ibadet ve özel günler için kilisenin hazırlanması, ritüellerin yerine getirilmesine yardım, hafta içinde ibadet etmek isteyenlere kiliseyi papazın izniyle açmak, gece-gündüz kilisenin güvenliği, bahçe bakımı gibi işlerde çalıştığını, 07.00-24.00 saatleri arasında görev yaptığını, herhangi bir hafta tatili yapmadan tüm dinî ve millî bayramlarda çalıştığını, kendisine tahsis edilen lojman karşılığında sözde kira alacağına mahsuben ücret ödenmediğini, lojmanın sosyal hak olduğunu, 01.08.2011 tarihinde gönderilen ihtarname ile lojmanı boşaltmasının istendiğini, bu ihtarnamede iş ilişkisinin kısmen kabul edildiğini, iş sözleşmesinin ise 09.09.2011 tarihinde feshedildiğini, mahkeme kararıyla 20.03.2013 tarihinde zorla lojmandan çıkarıldığını, davacının iş sözleşmesinin haksız feshedildiği tarihten sonra da 20.03.2013 tarihine kadar görevini sürdürdüğünü ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile diğer bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiş; karşı davanın reddini istemiştir.
Davalı -Karşı Davacının İstem ve Cevabının Özeti:
Davalı-karşı davacı; davacı-karşı davalının kilise müştemilatında 1999 yılından itibaren, eşinin sağlık sorunları ve ağır bakım giderlerini karşılama güçlükleri nedeniyle ikamet etmesinin kabul edildiğini, karşılığında kilisenin ayin ve halka ziyaret için açık olduğu cumartesi günlerinde kilisenin girişi ve iç temizliğini yapmasının kararlaştırıldığını, Ocak 2011’de kilisede hırsızlık girişimi olması ile tarihi vitrayın kırıldığı sıralarda davacının bir düğün nedeniyle kilise ve müştemilatında bulunmadığını, 23.06.2011 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayında tarihî değere sahip 12 şamdanın çalınması esnasında da yine bir düğün eğlencesinde olduğunu, çok yakın tekrarlanan bu olaylardaki sorumsuz davranışları nedeniyle çekilen ihtarname ile ikametine verilen taşınmazı terk etmesinin talep edildiğini, diğer taraftan başrahibin Bornova/... Vergi Dairesi tarafından 26.07.2011’de vergi borcunu görüşmek üzere davet edildiğini, görüşmede 39.585,17 TL vergi borcu olduğunun öğrenildiğini, 24.05.2010 tarihinde tebliğe çıkarılan ödeme emrine davacının beyanının şerhi düşüldüğünü ve ilanen tebligat yapıldığını, takdir komisyonuna başvuru hakkının kaybedilmesi nedeniyle tahakkuk ettirilen vergi, faiz ve gecikme cezasının ödenmek zorunda kalındığını bu sebeplerle feshin haklı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiş, iş sözleşmesinin 09.09.2011 tarihinde sonlandığını bu tarihten sonra davacı karşı davalının fuzuli şagil olduğunu ve kiliseyi uğrattığı zararlardan sorumlu olduğunu ileri sürerek kilise bahçesi kuyusunun dava dışı Yusuf Küçükceylan’a temini bedeli, kilise müştemilatından su motoru için sağlanan elektrik bedeli, vitray tamiri,şamdan bedeli, 17 aylık kira bedeli, kilise müştemilatının elektrik sisteminin onarım bedeli ve kilise vergi borcu cezasının faiz ve yargılama giderleriyle birlikte davalı karşı davacıdan tahsilini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, toplanan kanıtlara göre ve bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı gerekçe ile iş sözleşmesinin haklı bir sebep olmadan işverence sonlandırıldığı, ödenmeyen yıllık ücretli izin, ücret alacağı, asgari geçim indirimi ve ulusal bayram ve genel tatil günleri alacaklarının olduğu ancak hafta tatili ve fazla çalışma ücreti alacaklarının ispatlanamadığı; karşı dava yönünden haksız işgal tazminatının kabulü diğer taleplerin ise reddi gerektiği gerekçeleriyle dava ve karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu :
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, işverence yapılan feshin haklı olduğu gerekçesiyle davalı-karşı davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar verilerek İlk Derece Mahkemesi kararı belirtilen yönden davalı lehine bozularak ortadan kaldırılmış ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
Dairemizin Bozma Kararının Özeti:
Dairemizce taraf temyizi üzerine duruşmalı yapılan temyiz incelemesi sonucunda; karşı dava yönünden davacı ve davalının temyiz istemlerinin ayrı ayrı, 6100 sayılı Kanun'un 362/1-(a), 366. ve 352. maddeleri uyarınca kesinlik sebebiyle reddine; asıl dava yönünden ise kıdem ve ihbar tazminatının hüküm altına alınması gerekirken Bölge Adliye Mahkemesince bu taleplerin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma kararı sonrası Bölge Adliye Mahkemesi kararının özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda, Dairemizin 09/03/2018 tarihi 2017/2121 esas ve 2018/338 karar Sayılı kararının ortadan kaldırılmasıyla ... 4. İş Mahkemesinin 21/07/2017 tarih 2013/295 esas ve 2017/381 sayılı kararına karşı davacı-karşı davalının ve davalı-karşı davacının istinaf başvurusunun HMK.353/b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili yasal süresi içerisinde temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/(1)b bendi uyarınca istinaf isteminin esastan reddine karar verilebilmesi, doğrudan ilk derece mahkemesinden gelen bir karar üzerine istinaf incelemesi yapılıyor olması halinde mümkündür. Yargıtay tarafından temyiz incelemesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin işin esasına girerek yeniden hüküm kurduğu bir kararın HMK 373/1 gereği “bozularak ortadan kaldırılmasına” karar verilmez; böyle bir durumda Yargıtay Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK 373/2 gereği “bozulmasına” karar verilir ve dosya aynı madde gereği Bölge Adliye Mahkemesine gönderilir. Bölge Adliye Mahkemesince; bu durumda, HMK 373/3 gereği duruşma açılarak taraflara duruşma günü tebliğ edilir, taraflardan bozmaya karşı diyecekleri sorulduktan sonra bozma ilamına uyulup uyulmayacağı konusunda bir karar verilir.
Bozma kararına uyan Bölge Adliye Mahkemesi, bozma kapsamı doğrultusunda tahkikat yapıp yeni bir nihai karar vermek zorundadır. ( PEKCANITEZ Hakan/ ATALAY Oğuz/ÖZEKES Muhammet, Medeni Usul Hukuku, 9.bası, Onikilevha, ... 2021, sf.541; ARSLAN Ramazan/YILMAZ Ejder/ TAŞPINAR AYVAZ Sema/ HANAĞASI Emel, Medeni Usul Hukuku, 6.Baskı, Yetkin Yayınları, ... 2020, sf. 637; KURU Baki, Medeni Usul Hukuku El Kitabı Cilt II, Yetkin Yayınları, ... 2020, sf.1437.)
İlk Derece Mahkemesinin 21.07.2017 tarihli kararı; Bölge Adliye Mahkemesinin 09.03.2018 tarihli kararı ile kaldırılarak yeni bir hüküm kurulduğuna, Bölge Adliye Mahkemesinin bu kararı da Dairemizce 08.04.2021 tarihinde bozulduğuna göre; Yargıtay bozma ilamından sonra Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yeniden hüküm oluşturulması gerekirken; bozma kararı öncesi Bölge Adliye Mahkemesi tarafından ortadan kaldırılan 21.07.2017 tarihli İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgililere iadesine, 04.10.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.