"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 12. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince karşı davanın tefrikine karar verilmiş; Mahkemenin 04.....2021 tarihli ve 2021/206 Esas, 2021/166 Karar sayılı kararı ile tefrik edilen dava yönünden arabuluculuk dava şartı gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 04.11.2021 tarihli ve 2021/2110 Esas, 2021/333 Karar sayılı kararı ile arabuluculuk dava şartının yerine getirilmiş olduğu belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Kaldırma kararı sonrasında karşı dava, İlk Derece Mahkemesinin 12.11.2021 tarihli ve 2021/492 Esas, 2021/400 Karar sayılı kararı ile işbu dava ile birleştirilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince birleştirme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davanın kısmen kabulüne; karşı davanın (birleşen davanın) ise reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Dosya içeriğine göre asıl dava bakımından hüküm altına alınan ve davalı-karşı davacı bakımından temyize konu edilen miktar 10.816,46 TL olup bu miktarın 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı-karşı davacı vekilinin asıl dava yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı-karşı davacı vekilinin karşı dava (birleşen dava) yönünden temyiz talebinin; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde 11.10.2018-20.10.2020 tarihleri arasında mobilya imalatçısı-delik delme operatörü olarak en son aylık net 3.100,00 TL ücret ile çalıştığını, ücretin asgari ücret kadarının bankadan kalanın elden ödendiğini, davacının sigortalılık bildirimlerinin asgari ücret üzerinden yapıldığını, davacının görev tanımı dışında işlerde çalıştırıldığını, davalı işyerinde haftada 6 gün 08.00-18.30 saatleri arasında çalıştığını, haftalık 45 saatin üzerinde çalışması bulunduğunu, ayrıca mobilya sektöründe işlerin yoğun olduğu Nisan ile Ekim ayları arasında da haftanın 3-4 gününde günlük 3-4 saat fazla çalışma yaptığını, ... bayram ve genel tatilllerde de çalışmaya devam ettiğini, söz konusu çalışmalarının karşılığının ödenmediğini, çalıştığı süre boyunca davacıya yıllık izinlerinin de kullandırılmadığını, çalışma koşullarının iyileştirilmesi talebi ile işçi alacaklarının ödenmesi yönündeki talebin işletme müdürü tarafından reddedilmesi üzerine davacının ... sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, ücret alacağı, fazla çalışma ücreti ile ... bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-karşı davacı vekili cevap dilekçesinde; davanın kısmi dava olarak açılmasında hukuki menfaat bulunmadığını, davacının davalı işyerinde 11.10.2018-20.10.2020 tarihleri arasında üretim bölümünde asgari ücretle çalıştığını, ücretlerin tamamının bankadan ödendiğini, elden ücret ödemesi yapılmadığını, davacının tüm ücretlerinin ödendiğini ve ücret alacağının bulunmadığını, bu durumun imzalı ücret hesap pusulaları ve banka ödemeleri ile sabit olduğunu, davacının işyerinde fazla çalışmasının bulunmadığını ve çalışma süresi boyunca yıllık izinlerini kullandığını, davalı işyerinde ... bayram ve genel tatil günlerinde çalışma yapılmadığını bu nedenle davacının söz konusu ücret alacaklarına da hak kazanamadığını, 20.10.2020 tarihinde işçilerle yapılan toplantıda işyerinde çalışma saatleri içerisinde sigara içmenin ve özel telefon görüşmesi yapmanın ... akışını bozduğunun ve bu davranışların yasaklandığının işçilere bildirildiğini, davacı ve 6 işçinin bu şartları kabul etmeyerek kendi istekleri ile ihbar sürelerine uymaksızın işi bıraktıklarını, bunun üzerine davacıya ve diğer işçilere ihtarname gönderilerek üretim bölümünde işlerin sekteye uğrayacağından ve alınan siparişlerin yetişmeyeceğinden söz edilerek işe dönmelerinin talep edildiğini; ancak gönderilen ihtarnameye rağmen davacının herhangi bir mazeret bildirmeksizin işe devam etmediğini, bu nedenle davacının ... sözleşmesinin ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı davranışı nedeni ile 31.10.2020 tarihinde feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Davalı-karşı davacı vekili cevap dilekçesi ile davacıya yöneltmiş olduğu karşı davasında (birleşen davasında); davacı ile birlikte toplam 6 işçinin aynı anda haksız yere işi bırakmaları sebebiyle zor durumda kaldığını, önceden aldığı siparişlerin ve diğer üretim işlerinin aksadığını ileri sürerek ihbar tazminatı, 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 439 uncu maddesinde düzenlenen tazminat ile söz konusu tazminata ek olarak işyerinin toplu olarak terk edilmesi sebebiyle maddi ve manevi tazminat alacaklarının davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının davalıya ait işyerinde 11.10.2018-20.10.2020 tarihleri arasında günlük brüt 136,35 TL ücret ile çalıştığı, davacının sigorta primlerinin eksik ücret üzerinden yatırılması, çalışma şartlarının uygulanmaması, ücret alacaklarının ödenmemesi nedeni ile ... sözleşmesini haklı sebeple feshettiğinden kıdem tazminatına hak kazandığı, davacının bakiye 5 günlük kullandırılmayan yıllık izin ücreti alacağı ve bakiye ücret alacağının bulunduğu; ancak dosya kapsamında dinlenilen tanık beyanlarına göre davacının işyerinde fazla çalışma yaptığını, ... bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını ispatlayamadığından söz konusu alacaklara hak kazanamadığı gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne; davacının ... sözleşmesini haklı nedenle feshettiği dikkate alındığında davalı-karşı davacının ihbar tazminatı talebinin reddi gerektiği, davalı Şirketin üretimin aksadığına, maddi zarara ilişkin ispat yükünü yerine getirmediği, maddi ve manevi tazminat taleplerinin ispatlanamadığı gerekçesiyle karşı davanın (birleşen davanın) reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-karşı davacı vekili; davacı tanıklarının davacı ile menfaat birliği içinde olduğundan beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğini, davalı tanıklarının tüm ödemelerin bankadan yapıldığına ilişkin beyanlarına itibar edilmesi gerektiğini, herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin davalı tanıklarının beyanlarına itibar edilmemesinin hatalı olduğunu, davacının iddiasını ispat edemediğini bu nedenle kıdem tazminatının reddi gerektiğini, davacı son ay 20 gün çalıştığından yalnızca 20 günlük ücretinin ödendiğini, davacının asgari ücretin dışında elden ödeme aldığı hususunu tanık beyanları dışında somut delille ispat edemediğini, yıllık izinlerin tamamının kullandırıldığını dolayısıyla asıl davanın reddi gerektiğini; karşı dava (birleşen dava) yönünden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacı tarafından herhangi bir haklı neden olmaksızın ... taraflı ... sözleşmesinin sonlandırılması sebebiyle Şirket lehine ihbar tazminatı hükmedilmesi gerektiğini, karşı davadaki (birleşen davadaki) maddi tazminat talebi ile ilgili olarak araştırma ve inceleme yapılmadan karar verildiğini, davacı ile birlikte aynı anda 6 işçinin işi bıraktığını ve müvekkili firmanın işin bırakıldığı tarihteki üretiminin ciddi şekilde aksadığını, üretim bandında yaşanan boşluğun telafisinin bir aydan fazla zaman aldığını ve müvekkili firmanın bu süreçte eleman eksikliğinden dolayı zarara uğramaya devam ettiğini, karşı davanın (birleşen davanın) kabulü gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve asıl davanın reddi, karşı davanın (birleşen davanın) kabulü istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin olay ve hukuki değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı vekili; davacı tarafın herhangi bir neden olmaksızın ... taraflı işi bırakması nedeni ile müvekkili Şirket lehine ihbar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, ayrıca maddi tazminat ile ilgili herhangi bir araştırma yapılmaksızın karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ... sözleşmesinin sona erme şekli ile buna bağlı olarak davalı-karşı davacı vekilinin ihbar tazminatı ile 6098 sayılı Kanun'un 439 uncu maddesinde öngörülen tazminata hak kazanıp kazanmadığına ve davalı-karşı davacı vekilinin maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı ... Kanunu'nun ilgili hükümleri, 6098 sayılı Kanun'un 439 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararların bozulması, 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
A. Asıl Davanın Temyizi Yönünden
Davalı-karşı davacı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
B. Karşı Davanın (Birleşen Davanın) Temyizi Yönünden
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.