"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/3474 E., 2022/1262 K.
DAVA TARİHİ : 03.07.2015
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü
TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri
İLK DERECE MAHKEMESİ : Iğdır 1. Asliye Hukuk (...) Mahkemesi
SAYISI : 2015/341 E., 2019/479 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından reddedilen ve davacı tarafça temyize konu edilen miktarın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince karar tarihi itibarıyla bölge adliye mahkemeleri tarafından verilen kararların kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla; davacı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının, müvekkili Bankanın Iğdır şubesinde gişe yetkili yardımcısı olarak 20.08.2008 tarihinden itibaren ... sözleşmesi ile çalıştığını, Iğdır şubesinde gerçekleştirilen usulsüz işlemlerin tespiti için teftiş yapıldığını, 22.04.2015 tarihli soruşturma raporunda davalının 2013 yılı Ocak ayından 2015 yılı Mart ayına kadar döviz alım satım işlemi yaptığı ve bu şekilde davacının zararına sebebiyet verdiğinin tespit edildiğini, davalının, personel yönetmeliği ile sadakat ve özen borcuna aykırı hareket ettiğini ileri sürerek 154.779,29 TL'nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin mevduat hesap sözleşmesi sebebiyle davacının müşterisi olduğunu, müvekkilinin kendi hesapları üzerinden döviz alım satımı yapmasının olağan bir işlem olduğunu, kendi hesabı üzerinden işlem yapan davalının haksız kazanç sağladığından söz edilemeyeceğini, davacının ticari bir şirket olduğunu, sunduğu hizmet karşılığında kâr edebileceği gibi zarar da edebileceğini, davalının elde ettiği kârın davacı için zarar teşkil etmesinin söz konusu olmadığını, davalının Banka personeli olmasının kendi hesapları üzerinden işlem yapmasına engel bir durum olmadığını, davacı tarafından Banka personeline yapılan herhangi bir uyarının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının kişisel hesaplarına öncelikle para yatırdığı, daha sonra döviz kurlarının seyrini 10 saniyede bir güncelleyen internet sitesinden dövizin yukarı ya da aşağı yönlü hareketini takip ettiği, bu işlem öncesinde banka döviz sistemindeki döviz kurunu 3 dakika boyunca sabitlediği, dövizin yukarı ya da aşağı yönlü hareketine bağlı olarak döviz alım ve satım işlemi yaptığı, böylece dövizin yukarı yönlü seyrine göre döviz alınması hâlinde piyasa fiyatına göre daha düşük kur üzerinden döviz aldığı, alım işleminin hemen sonrasında hesaptaki dövizin güncel kur üzerinden satıldığı, aynı işlemin dövizin aşağı yönlü seyri hâlinde de uygulandığı, bu işlemler sebebiyle davacı Bankanın zararının oluştuğu, davacının sadakat borcuna aykırı davranışı sebebiyle davacı işverenin uğradığı zarardan sorumlu olduğu, her ne kadar davalı, davacı Bankanın denetim görevini ihmal ettiği yönünde savunmada bulunmuş ise de kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı ilkesi kapsamında müterafik kusurun söz konusu olmadığı gerekçesiyle dosya içerisine alınan bilirkişi raporları kapsamında talep gibi davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; dosyada gerek olmamasına rağmen iki kere bilirkişi raporu aldırıldığını, ilk bilirkişi raporunda da yer aldığı üzere müvekkili tarafından Bankanın zararına yapılmış bir işlem bulunmadığını, banka mevzuatında çalışanların döviz alıp satmasını yasaklayan bir hüküm bulunmadığını, dava konusu işlemler sistem üzerinden görülmesine rağmen Bankanın hiçbir birimi tarafından kendisine yapılan bir uyarı olmadığını, Bankanın gerekli denetimi ve önlemleri yerine getirmeyerek bu işlemlerin oluşmasına bizatihi kendisinin sebebiyet verdiğini, birinci rapor yerinde iken ikinci bir rapor aldırıldığını, bu defa sunulan belgeler dikkate alınarak rapor düzenlenmesi belirtilmek sureti ile davanın açılma zamanında ve verilen sürede sunulmayan evrak ve belgelerin bilirkişi incelemesine tâbi tutulduğunu belirterek kararın kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının diğer Banka müşterilerinden farklı olarak bankacılık SET sistemini kendi lehine kullanıp döviz alım satım işlemi yaparak kendi lehine bir avantaj sağladığı, bu davranışın davacı Şirketin zarara uğramasına sebep olduğu, bunun başkaca banka döviz hesabı müşterilerince öğrenilmesinin de ... kuruluşu olan Bankanın itibarını zedelediği, davacının doğruluk ve bağlılığa uymayan ... sarsıcı davranışta bulunduğu, ayrıca davalının bu eyleminin 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 396 ncı maddesi ve 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 25 inci maddesinin (II) numaralı bendine aykırı olduğundan zararı karşılamak zorunda olduğu, fakat Mahkemenin kusura ilişkin değerlendirmesinin hatalı olduğu, davacı Bankanın yapılan işlemleri engelleyecek şekilde sistemsel tedbir ve sınırlamaları daha öncesinde almayıp bu tür işlemlerin personeli tarafından yapılmasının kontrol edilmesini sağlayıcı süreçleri işletmemek, personelin kendi döviz hesaplarında yapacağı işlemleri miktar, süre ve adet olarak sınırlamamak şeklindeki davranışlarının onun müterafık kusuruna sebep olduğu da gözetilerek davacının %30 müterafik kusurunun dikkate alınarak zarar tazmini yoluna gidilmesi gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece gerek olmamasına rağmen iki kere bilirkişi raporu aldırıldığını, ilk bilirkişi raporunda da yer aldığı üzere müvekkili tarafından Bankanın zararına yapılmış bir işlem bulunmadığı yönündeki tespit yerindeyken ikinci bir bilirkişi raporu aldırılmasının usule aykırı olduğunu, yapmış olduğu işlemler sistemden görünmesine rağmen kendisine herhangi bir uyarı yapılmadığını, bu durumunun Bankanın kurtulamayacağı bir kusur olduğunu, davacı Bankanın zarar etmediğini, bilakis kâr etmiş olduğunun dahi düşünülebileceğini, ikinci bilirkişi raporunun hükme esas alınmaması gerektiğini savunarak kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı işçinin eylemleri sebebiyle davacı Banka zararından sorumlu olup olmadığı hususundadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 4857 sayılı Kanun'un 25 inci maddesi, 6098 sayılı Kanun'un 52 nci, 396 ncı ve 400 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Yukarıda açıklanan sebeplerle;
A. Davacı Temyizi Yönünden
Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davacıya iadesine,
B. Davalı Temyizi Yönünden
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.