"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 12. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : YETKİ TESPİTİNE İTİRAZ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Gelibolu Asliye Hukuk (...) Mahkemesi
Taraflar arasındaki yetki tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; kanunun aradığı koşullar gerçekleşmediği hâlde davalı ... adına verilen toplu ... sözleşmesi yapma yetkisine dair tespit kararı kanuna açıkça aykırı bir işlem olduğundan bu durumun diğer işçilerin anayasal sendikal güvencelerini zedeleyeceğini, işbu karara itiraz etme hakkının salt şekil şartına feda edilmesinin hakkaniyete ve hukuka uygun olmayacağını, toplu ... sözleşmesinin 2709 sayılı T.C. Anayasası'nın (Anayasa) 53 üncü maddesinde düzenlendiğini, yine bu bağlamda 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu'nda (6356 sayılı Kanun) yetki verilebilecek işçi sendikalarının niteliğinin yanı sıra başvuru usulü, nasıl itiraz edebileceği ve ilgili sendikaya Bakanlıkça bir yetki belgesi verilmesi yöntemi öngörüldüğünü, somut uyuşmazlığın işletme düzeyinde olmayıp işyeri toplu ... sözleşmesi hükümlerine tâbi olup bu tür yetki tespitinde başvuru tarihi itibarıyla çalışan işçilerin yarıdan fazlasının ilgili sendikanın kendi üyesi olması gerektiğini, ancak başvuru tarihi olan 16.....2020 tarihi itibarıyla işçi sayısının 20, üye sayısının 10 olduğu dolayısıyla davalı Sendikanın müvekkiline ait işyerinde gerekli çoğunluğu ve diğer yasal koşulları sağlayamadığından davalı Bakanlıkça verilen 26.09.2020 tarihli yetki tespitine dair kararın açıkça hukuki dayanaktan yoksun olduğunun tartışmasız olduğunu, kanunların amacının genel halkın ve toplumun refahını sağlamak olduğunu, söz konusu yetki ile ilgili hükümlerin emredici mahiyette olup bu yönüyle kamu düzenine ilişkin olduğunu, ancak bilindiği üzere, hiçbir hukuk kuralının haksız ve hakkaniyete uygunluk koşuluna aykırı olacak şekilde yorumlanamayacağını ve uygulanamayacağını, hiç kimsenin bu durumdan sınırsız bir şekilde yararlanamayacağını, bu nedenle anılan konu kanunda düzenlenmemiş ise de dava konusu işlemin genel hükümler çerçevesinde kanuna açıkça aykırı olarak verilmiş yeki gaspı niteliğinde olup yok hükmünde olduğunu, bu bağlamda dava konusu maddi gerçekliğe açıkça aykırı olan bir işleme karşı salt süreye ilişkin şekil eksikliğine dayalı olarak yasal başvuru imkânının bulunmadığının kabul edilmesi durumunda, diğer işçilerin sendikal özgürlüğünün daha ağır bir şekilde zedelenip başka bir haksızlığa sebebiyet vereceğini, diğer bir yaklaşımla kadim bir hukuk ilkesine göre biri büyük, diğeri hafif iki zarar söz konusu olduğunda hafif olanın tercih gerektiğinden anayasal gerekliliği olan sendikal güvencenin zayi olmaması için somut olaydaki itiraz süresine ilişkin yasal koşulun ihmal edilebileceğinin değerlendirilebileceğini iddia edilerek 26.09.2020 tarihli ve 1416621 sayılı yetki tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı Bakanlık vekili cevap dilekçesinde; somut olayda açılan dava yetki tespitine itiraz olarak adlandırılsa da Yüksek Hakem Kurulu tarafından toplu ... sözleşmesi bağıtlanmış olup sürecin sona erdirildiğini, ... Cumhuriyeti Anayasasının 54 üncü maddesinin " Toplu ... sözleşmesinin yapılması sırasında, uyuşmazlık çıkması halinde işçiler grev hakkına sahiptirler. Bu hakkın kullanılmasının ve işverenin lokavta başvurmasının usul ve şartları ile kapsam ve istisnaları kanunla düzenlenir. Grev hakkı ve lokavt iyi niyet kurallarına aykırı tarzda, toplum zararına ve milli serveti tahrip edecek şekilde kullanılamaz. Grev ve lokavtın yasaklanabileceği veya ertelenebileceği haller ve işyerleri kanunla düzenlenir. Grev ve lokavtın yasaklandığı hallerde veya ertelendiği durumlarda ertelemenin sonunda, uyuşmazlık Yüksek Hakem Kurulunca çözülür. Uyuşmazlığın her safhasında taraflar da anlaşarak Yüksek Hakem Kuruluna başvurabilir. Yüksek Hakem Kurulunun kararları kesindir ve toplu ... sözleşmesi hükmündedir. Yüksek hakem kurulunun kuruluş ve görevleri kanunla düzenlenir." düzenlemesini içerdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı Sendika vekili cevap dilekçesinde; davanın yetkili mahkemede açılmadığını, yetkili ... mahkemelerinin Gelibolu mahkemeleri değil, davalı Şirketin bağlı olduğu Çanakkale Çalışma ve ... Kurumu İl Müdürlüğünün bulunduğu Çanakkale ... mahkemeleri olduğunu, bu nedenle yetki itirazında bulunduklarını, ayrıca yasal altı ... günlük hak düşürücü sürede dava açılmadığını, 6356 sayılı Kanun'un “Yetki İtirazı“ başlıklı 43 üncü maddesine göre süresinde itiraz edilmediğini, dava dilekçesinde de belirtildiği üzere yetki tespiti yazısının 26.09.2020 tarihli olduğunu, yasal sürede itiraz edilmediğinden yetkinin kesinleştiğini ve davalı Bakanlığın 07.08.2020 tarihli yetki belgesini müvekkili Sendikaya verdiğini ve devamında yasal süreçlerin gerçekleştiğini, davacının tüm bu süreçler yaşanmamış gibi 16.11.2021 tarihinde, tespitten yaklaşık 1 yıl 2 ay sonra yetki tespitine itiraz etmesinin Kanun'daki açık hükme aykırı olduğunu, hak düşürücü süre itirazlarının olduğunu, davanın usulden reddini talep ettiklerini, yine 6356 sayılı Kanun'un “Yetki İtirazı “başlıklı 43 üncü maddesinde ”İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir…” denildiğini, kendilerine gönderilen dava dilekçesi ve diğer belgelerden bu işlemin yapıldığına ilişkin bir kayıt bulunmadığını, eğer söz konusu kayıt yaptırılmadan dava açılmışsa başka bir inceleme yapılmadan davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkili Sendikaya dava dilekçesinin 21.03.2022 tarihinde tebliğ edildiğini, itirazın görevli makam olan Çanakkale Çalışma ve ... Kurumu İl Müdürlüğüne kayıt ettirildiğinin gözükmediğini, davanın esası yönünden ise; kesinleşmiş yetkiye karşı, yukarıda açıkladıkları süreçler yaşandıktan sonra davanın esastan da yasal ve hukuki dayanağı bulunmadığını, yetkinin kesinleştiğini, toplu ... sözleşmesi görüşmelerinin başladığını, Yüksek Hakem Kurulunun bu konuda karar verdiğini, davacının "Somut uyuşmazlık 'işletme düzeyinde' olmayıp, 'İşyeri toplu ... sözleşmesi' hükümlerine tâbi olup, ..." iddiası da olaya ve dosya kapsamına aykırı olduğunu, davacının aynı adreste aynı unvanla iki işyeri için yetki tespiti başvurusu yapılan Haziran 2020 tarihinde, 1026545 SGK Sicil No.lu işyerinde çalışan işçi sayısı bir olduğunu, 1014687 Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Sicil No.lu işyerinde ise çalışan işçi sayısının 19 olduğunu, müvekkili Sendikanın işletmede 10 işçiyi üye yaptığını, dolayısıyla davacının çoğunluk itirazının esastan da yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yetki tespiti kararının 09.07.2020 tarihinde davacı Şirkete tebliğ edildiği, yetki tespitine itiraz edilmemesi üzerine 07.08.2020 ve ....03-E.....sayılı yazı ile davalı Sendikaya yetki belgesi verildiği, toplu ... sözleşmesi görüşmelerinin davalı Sendika ile yürütüldüğü ve Yüksek Hakem Kurulunun 30.....2021 tarihli ve 2021/241 Esas, 2021/479 Karar sayılı kararıyla sonuçlandığı, itiraz için öngörülen altıncı ... gününün 17.07.2020 tarihi olduğu, yasal altı günlük süre 18.07.2020 tarihi itibarıyla sona erdiğinden davanın yasal süre geçtikten sonra açıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; 26.09.2020 tarihli yetki tespitine dair kararın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, toplu ... sözleşmesi yapmaya yetkilendirmenin işyerinde ve işletmede farklı hükümlere tâbi olduğunu, dava konusu maddi gerçekliğe aykırı olan işleme karşı salt süreye ilişkin şekil eksikliğine dayalı olarak yasal başvuru imkânının bulunmadığının kabul edilmesi durumunda diğer işçilerin sendikal özgürlüğünün daha ağır bir şekilde zedeleneceğini, kanuna açıkça aykırı olarak yetkili kılınan davalının anılan haksız yetkisine itirazın süre şekil şartına bağlı olmaksızın öne sürülebileceğini, sendikal güvencenin zayi olmaması için somut olaydaki itiraz süresine ilişkin yasal koşulun ihmal edilebileceğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplu ... sözleşmesi görüşmelerinin davalı Sendika ile yürütüldüğü ve Yüksek Hakem Kurulunun 30.....2021 tarihli kararıyla sonuçlandığı, itiraz için öngörülen yasal altı günlük sürenin 18.07.2020 sona erdiği ve davanın yasal süre geçtikten sonra açıldığı anlaşılmakla İlk Derece Mahkemesi kararının isabetli olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davalı Bakanlıkça verilen 26.09.2020 tarihli yetki tespitine dair kararın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, toplu ... sözleşmesi yapmaya yetkilendirmenin işyerinde ve işletmede farklı hükümlere tâbi olduğunu, dava konusu maddi gerçekliğe aykırı olan işleme karşı salt süreye ilişkin şekil eksikliğine dayalı olarak yasal başvuru imkânının bulunmadığının kabul edilmesi durumunda diğer işçilerin sendikal özgürlüğünün daha ağır bir şekilde zedeleneceğini, kanuna açıkça aykırı olarak yetkili kılınan davalının anılan haksız yetkisine itirazın süre şekil şartına bağlı olmaksızın öne sürülebileceğini, sendikal güvencenin zayi olmaması için somut olaydaki itiraz süresine ilişkin yasal koşulun ihmal edilebileceğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, işletme düzeyindeki olumlu yetki tespitine itiraza ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Toplu ... sözleşmesi kavramı Anayasa'nın 53 üncü maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre “Toplu ... sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” başlıklı maddenin birinci fıkrasına göre “İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu ... sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”
3. Toplu ... sözleşmesi yetkisi ise toplu ... sözleşmesi ehliyetine sahip olan kişi veya kuruluşların mevzuatta öngörülen şartları sağlaması durumunda toplu ... sözleşmesi yapabilme yetkisi olarak ifade edilebilir.
4. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası şöyledir :
“Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu ... sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu ... sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”
5. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki Tespiti İçin Başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi şöyledir:
“(1) Toplu ... sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.
(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı ... günü içinde bildirir.
(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.
(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.
(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”
6. Yine aynı Kanun'un “Yetki İtirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi şöyledir:
“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı ... günü içinde mahkemeye yapabilir.
(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.
(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı ... günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı ... günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.
(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.