"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünde yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine, incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili davacının 01.01.1998 tarihinde davalı nezdinde genel müdür olarak çalışmaya başladığını, 30.04.2001 tarihinde emeklilik nedeniyle istifa ettiğini, bu tarih itibari ile hakları ödenerek çıkışının yapıldığını, aynı gün tekrar işe girişinin yapılarak aynı işyerinde 01.03.2018 tarihine kadar aralıksız olarak davalı bünyesinde çalıştığını, davacının ... sözleşmesinin 01.03.2018 tarihinde hiçbir gerekçe gösterilmeden sonlandırıldığını, davacının en son net 36.900,00 TL ücret aldığını ileri sürerek kıdem tazminatı ve ihbar tazminatının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 01.01.1998 tarihinde davalı Şirket nezdinde genel müdür yardımcısı olarak işe başladığını, 13.09.2001 tarihinden itibaren sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışmaya devam ettiğini, davacının 27.11.2017 tarihinde Şirket yönetimine ilettiği istifa dilekçesi ile hiçbir baskı olmadan şahsından kaynaklı özel sebeplerle 22.01.2018 tarihinde ayrılmak istediğini belirttiğini, işlerini toparlamak amacıyla kendi isteği ile bir süre daha çalıştığını, ... ilişkisinin istifaya dayalı olarak sonlandığını, davacının davalı Şirkette çalışan İ. H.’ye gönderdiği mesajdan da durumun anlaşılacağını, davacının Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) çıkışının istifa kodu ile yapıldığını, davacının ... sözleşmesinin istifa ile sonlanması nedeniyle kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerektiğini, davacı tarafça ücretin net 36.900,00 TL olduğu beyan edilmişse de Mart ayı bordrosundan anlaşılacağı üzere ücretinin brüt 36.900,00 TL olduğunu, davacının talep ettiği faiz oranlarının da hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının 01.05.2001-01.03.2018 tarihleri arasında 16 yıl, 10 ay davalıya ait işyerinde çalıştığı, ücret bordroları dikkate alındığında davacının aylık çıplak brüt ücretinin 36.900,00 TL olduğu, dosya kapsamına göre, dinlenen tanık beyanları, el yazılı istifa dilekçesi, mesaj içerikleri ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında davacının işyerinden kendi isteğiyle ayrıldığı, davalının iddialarını ispat ettiği, istifa nedeniyle işten ayrılan davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının istifa iradesinin varlığının kabulünün hukuka aykırı olduğunu, davalı tanığı İ. H.’nin de kabul ettiği üzere taraflar arasında davacıya ... sözleşmesinin sonlanması ile 320.000,00 TL' lik bir ödeme yapılması konusunda anlaşma yapıldığını, belirtilen rakamın 203.958,27 TL'lik kısmının ... sözleşmesinin sonlandırılmasından sonra yıllık izne ilişkin olarak ödendiğini, davalı tarafından bu açıklama ile yapılan ödemenin taraflarınca da hakkaniyete uygun olarak kabul gördüğünü, işbu rakamın konuşulan 320.000,00 TL'den düşülmesi hâlinde ortaya çıkan 117.000,00 TL civarında rakamın ise esasında davacının hak kazandığı kıdem ve ihbar tazminatına denk geldiğini, davalı uhdesinde işten çıkarılacak olan davacının hak etmiş olduğu kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin alacağının ödeneceğinin taahhüt edildiğini ve davacı tarafından bu anlaşmaya göre 27.11.2017 tarihinde istifa dilekçesi verildiğini, ancak ihbar süresi dolmasına rağmen davacının işten çıkarılmadığını, daha sonra ise davacıya aniden çıkışının verildiğini, 03.08.2019 tarihli bilirkişi raporunda yapılan toplam 135.946,84 TL (kıdem ve ihbar tazminatı) hesaplamanın da taraflar arasında konuşulan rakam ile hemen hemen örtüştüğünü, aksini kesinlikle kabul etmemekle beraber, istifa dilekçesi dikkate alınacak ise istifa dilekçesi sonrasında davacının çalışmaya devam etmesi/ettirilmesi ve sonrasında ... sözleşmesinin sonlandırılmasında artık ... sözleşmesinin ikale yoluyla sona erdiğinin kabul edilmesi gerektiğini, somut olayda işçinin, 17.10.2008 tarihi itibari ile istifa ettiği hâlde, işverence istifa dilekçesinin işleme konulmadığını, işçininde işyerinde 29.11.2008 tarihine kadar çalışmaya devam ettiğini, bu durumda, gerçek bir istifa iradesinden bahsedilemeyeceğini, Yargıtay kararından da anlaşılacağı üzere ihbar süresi dolmasına rağmen çalıştırılan işçinin işten çıkartılmayarak çalıştırılması ile işçinin her hâlükârda kıdem tazminatına hak kazanacağını, davalı işvereninin davacıyı ikna ederek ... sözleşmesini devam ettirip sonrasında aniden çıkışını vermesiyle davacının ihbar tazminatına da hak kazandığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
“…
Somut olayda davacı tarafından verilen 27.11.2017 tarihli dilekçede 22.01.2018 tarihi itibariyle ayrılmak istediğinin işverene bildirildiği, ancak bu tarihte davacının çıkışının yapılmadığı, davacının işten çıkış tarihinin 01.03.2018 olarak 03 işten çıkış kodu ile kuruma bildirildiği, 23.03.2018 tarihinde davacıya izin bedeli olarak 203.024,54 TL ödeme yapıldığı, davacı tarafından bildirilen 22.01.2018 tarihinde davacının çıkışının yapılmayarak çalışmasına devam ettiği bu şeklide davranılarak davacının istifa dilekçesine değer verilmediği ve davacının çalışmaya devam ettiği bu tarihten sonra yapılan fesih işlemi yönünden işveren tarafından haklı ya da geçerli başka bir fesih nedeni olduğu iddia ve ispat edilemediğinden ... akdinin işveren tarafından haklı neden olmadan feshediliği ve davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı görülmekle ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olmadığı. ..” gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; davacının kendi özgür iradesi ile istifa etmek suretiyle işten ayrıldığını, 27.11.2017 tarihinde Şirket yönetimine sunmuş olduğu dilekçede tamamen şahsından kaynaklı özel gerekçelerle 22.01.2018 tarihinden itibaren istifa etmek istediğini beyan ettiğini, işlerini toparlamak amacıyla kendi isteği ile bir süre daha çalıştığını, sonrasında istifa ederek ... sözleşmesini sonlandırdığını, davacının müvekkili Şirkette çalışan İ. H.’ye gönderdiği whatsapp mesaj içeriğinden de durumun anlaşıldığını, zira söz konusu içerikte işleri bitirmeden gitmeyeceğini beyan ettiğini, istifa etmek suretiyle işten ayrılan davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağını, davacının iradesinin fesada uğradığı yönünde ya da istifa dilekçesinin baskı altında alındığına ilişkin herhangi bir iddiasının olmadığını, davacı ile bir kısım alacaklarının ödeneceği yönünde bir anlaşmaya da varılmadığını, davacının iddialarını ispat edebilecek herhangi bir delilin sunulmadığını, davacının istifa sonrası çalışmaya devam etmesi nedeniyle sözleşmenin ikale yolu ile sona erdiğinin kabulü hâlinde de ... sözleşmesinin sona ermesine ilişkin talebin davacıdan geldiğini, müvekkili Şirketin bu yönde bir iradesi olmadığından davacının herhangi bir tazminata hak kazanmasının mümkün olmayacağını, ... sözleşmesinin istifa ile sona erdirildiğinin kabul edilmemesi hâlinde ikale ile sona erdiğinin kabul edilmesini ve davacının taleplerinin reddedilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın kabulüne ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ... sözleşmesinin ne şekilde sona erdiği ve buna bağlı olarak davacının talep konusu kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı ... Kanunu'nun ilgili hükümleri, mülga 1475 sayılı ... Kanunu'nun yürürlükteki "Kıdem tazminatı" kenar başlıklı 14 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararların bozulması, 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.