"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 31. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... ... 8. ... Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabülü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince 17.03.2022 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiştir.
Ek karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesince dava miktarı dikkate alınarak temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiş ise de dosya kapsamına göre somut davada işyerinde hâlen çalışmaya devam eden davacının haklarını ileriye etkili şekilde etkileyecek nitelikte olması karşısında verilen kararın kesinlik sınırının altında kaldığından söz edilemeyeceğinden, hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen miktar itibarıyla kesinlik sınırına bakılmaksızın temyizinin olanaklı bulunduğu kabul edilmelidir. Bu durumda temyiz dilekçesinin miktardan reddine ilişkin ek kararın hatalı olduğu anlaşılmakla; 17.03.2022 tarihli ek kararın bozularak ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekir.
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, ek kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle 02.05.2011 yılından beri davalı işverene ait işyerinde çalıştığını, 2015-2017 yılları arasına ilişkin ilave tediye alacağını talep ettiğinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına görüş sorulduğunu ve gelen görüş sonucuna göre 08.03.2017 tarih, 2017/10 sayılı mütevelli heyet toplantısının 14 sıra numaralı kararı ile ... mahkemesine başvurması kararı alındığını, davacının davalı işyerinde kamu işçisi olarak görev yaptığını, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun
(6772 sayılı Kanun) gereği alması gereken 2015-2016-2017 yıllarına ait toplam brüt 27.709,36 TL ilave tediye alacağının tarafına ödenmesi gerektiği hâlde bu güne kadar ödenmediğini iddia ederek ilave tediye alacağının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle davalı Vakfın 3294 Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu (3294 sayılı Kanun) gereğince vakıf senedi ile özel hukuk tüzel kişiliği şeklinde kurulduğunu, vakıfların karar organının vakıf mütevelli heyeti olduğunu, davacının 02.05.2011 tarihinden beri 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu (5510 sayılı Kanun) hükümlerince 4/A'lı süresiz sözleşmeli personel olarak çalıştığını, davacının 6772 sayılı Kanun'un 1 inci maddesi kapsamında sayılan kamu işçilerine 1 yıl içinde toplam 52 günlük yapılan ek tediye talebinin yerinde olmadığını, sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının özel hukuk tüzel kişiliği olmaları ve vakıf çalışanlarının mütevelli heyeti tarafından işe alınan, ... sözleşmesi feshedilen 5510 sayılı Kanun hükümlerine tâbi 4/A' lı işçilerin kamu işçisi olmamaları nedeni ile davacının talebinin reddi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...İlave tediye alacağının kapsamı, yararlanacaklar, yararlanma şartları, miktarı ve ödeme zamanı 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkındaki Kanun ile düzenlenmiştir. Kanunun 1 inci maddesinde, Devlet ve ona bağlı kurumların hangileri olduğu, ayrıca yararlanacak kişiler açıkça belirtilmiştir.
Dosyadaki tüm bilgi ve belgeler, dosya kapsamına uygun 26/04/2019 teslim tarihli bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının hizmet süresinin başlangıcının 02/05/2011 tarihi olduğu ve ... akdinin halen devam ettiği, davalı Vakfın Yasanın verdiği yetki ile idari işlem ile kurulan ve kamusal yetki ve ayrıcalıklardan yararlanan, gelirlerinin sosyal yardımlaşma ve dayanışma fonundan aktarılan miktarla sağlanan kamu tüzel kişisi olduğu, bu sebeple davalı Vakıfta çalışan davacının 6772 sayılı Kanun kapsamında olduğu ve bu kanun gereği yapılacak ödemelerden yararlanması gerektiği kanaatine varılarak hüküm kurmaya elverişli ve gerekçeli bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının davasının kabulüne dair..." gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle davacı kamu işçisi olmadığından davacıya ilave tediye ödemesi yapılamayacağını, davacının ücretini tavan ücretten aldığı, bu sebeple ilave tediye alacak ... bulunmadığını, ilave tediye alacağının kapsamının, yararlanacakların, yararlanma şartlarının, miktarının ve ödeme zamanının 6772 sayılı Kanun ile düzenlendiğini, 6772 sayılı Kanun'a dayanarak çalışan işçilere ödenecek ücret yönünden her yıl için birer aylık ücret ödenmesinin öngörüldüğünü, ancak Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Teşvik Fonu Kurulunun 2012 yılından itibaren ilave tediye niteliğinde 2 ücret tutarında ikramiye ödenmesine karar verdiğini, bu uygulamanın 2014 yılında Bakanlık tarafından karara bağlandığını, maddeye göre her yılın ocak ve temmuz aylarında birer sözleşme ücreti tutarında ikramiye ödendiği, ancak bu Kanun'a göre ikramiye ilave tediye niteliğinde olduğundan ayrıca ilave tediye ödemesi yapılmadığını, Yargıtay kararlarının da ikramiye alındığı takdirde ilave tediye alınamayacağı şeklinde olduğunu, davacıya ikramiye verildiğinden mükerrer bir şekilde ilave tediye alacağına hükmeden Mahkeme kararının kanuna aykırı olduğu iddialarını ... sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...Somut olayda; davacı, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Başkanlığında çalışmakta olup yukarıda yapılan açıklamalar ışığında davalı kurumun niteliği gözönüne alındığında özel hukuk tüzel kişisi olduğu, nitekim 09/.../2017 tarihinde toplanan İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 2016/3 Esas, 2017/4 Karar sayılı kararında da 30 işçi açısından tüm sosyal yardımlaşma vakıflarının ... işyeri olarak esas alınmadığı, Yargıtay 9.Hukuk Dairesi'nin müstakar içtihatlarında bu hususu kabul ettiği dikkate alındığında ilave tediye isteminin reddedilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
..." gerekçesiyle başvurunun kabülü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesinin önceki kararlarında davaların kabulüne karar vermesine rağmen, somut davada maddi hata sonucu davanın reddine karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, maddi hatanın düzeltilmesi gerektiğini ... sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfında çalışan davacının ilave tediye alacağına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2709 sayılı ... Cumhuriyeti Anayasası'nın 123 üncü maddesi, 6772 sayılı Kanun hükümleri, 3294 sayılı Kanun hükümleri, 5737 sayılı ... Kanunu'ndaki ilgili hükümler.
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 09.....2017 tarihli ve 2016/3 Esas, 2017/4 Karar sayılı kararı.
4. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 19.01.2022 tarihli ve 2022/16 Esas, 2022/583 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ... sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.