"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/868 E., 2023/960 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 30. ... Mahkemesi
SAYISI : 2022/128 E., 2022/900 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 02.01.2013 tarihinden itibaren davalı Kurumun Kastamonu 15. Bölge Müdürlüğü Muhasebe Şube Müdürlüğüne bağlı misafirhane muhasebe departmanında büro personeli olarak muvazaalı asıl işveren alt işveren ilişkisi kapsamında alt işveren işçisi gösterilerek Kurumun asıl işinde çalıştırıldığını, davacının kayden davalı alt işveren Şirketler işçisi olarak gösterilmesine rağmen fiilen davalı Kurumun işçisi olduğunu, davalı Kurum ile alt işveren arasındaki sözleşmenin işçi temini amacıyla yapıldığını ileri sürerek davalı Kurum ile dava dışı alt işverenler arasında kurulan asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunun tespiti ile davacının başlangıçtan itibaren davalı Kurumun işçisi olması nedeniyle ödenmeyen ilave tediye alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunarak davalı ile davacı arasında ... sözleşmesi bulunmadığından davalıya husumet yöneltilemeyeceğini, davalı İdarenin, 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'da (6001 sayılı Kanun) düzenlenen görevleri nazara alındığında, 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesinin yedinci fıkrası hükmünde aranılan yardımcı ... kapsamında ve/veya işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler kapsamında kamu ihale mevzuatı çerçevesinde kurulan ilişkilerin 4857 sayılı Kanun hükümlerine uygun olduğunu, işbu davanın müvekkili İdare yönünden reddi gerektiğini, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin muvazaa olgusunun son sözleşmeler değerlendirilerek yapılması gerektiğine ilişkin içtihadı bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalılar ... Mühendislik Müteahhitlik Planlama ve Ticaret AŞ ile Temat Teknik Ekonomik ve Mali Araştırmalar Tic. AŞ ortak vekili cevap dilekçesinde; müvekkil Şirketlere husumet yöneltilemeyeceğini, davacı ile aralarındaki ... ilişkisinin 21.09.2016 tarihinde son bulduğunu, davacı taleplerinin haksız ve dayanaksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
3. Davalı UBM Uluslararası Birleşmiş Müşavirler Müşavirlik Hizmetleri AŞ vekili cevap dilekçesinde; davalı ve müvekkili arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığını, zira müvekkili Şirketin danışmanlık şirketi konumunda olduğunu, davalı Kuruma ait yol yapım işinin müşavirlik ve denetim işlerinin bütünüyle müvekkili Şirket tarafından yerine getirildiğini, davacının da bu kapsamda müşavirlik işinin icra edilmesi için müvekkili tarafından istihdam edildiğini, davalı Kurumun ihale makamı olduğunu, davacı iddialarının yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; işverenler arasında muvazaalı biçimde asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulmasının önüne geçilmek amacıyla 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinde bazı muvazaa kriterlerine yer verildiği, 6001 sayılı Kanun'un mülga 4 üncü maddesi uyarınca davalı ... Müdürlüğünün yapacağı hizmetlerin başkasından satın alınmasının mümkün olduğu, söz konusu madde uyarınca asıl işin tamamı veya bir bölümünün 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinde ön görülen sınırlamalara tâbi olmaksızın alt işverene verilebileceği, ayrıca 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun (4734 sayılı kanun) 48 inci maddesinde danışmanlık hizmetleri hususunda hizmet alımı yapılabileceğinin düzenlendiği, davalılar arasında yol yapım ve büyük onarım çalışmalarında araştırma, kalite kontrol, yapım, proje kontrol izleme, etüt proje ve taşınmazlar kontrollük ile danışmanlık işlerine dair hizmet alım sözleşmesi imzalandığı, bu hâlde hizmet alımı yapılan işin 6001 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ve 4734 sayılı Kanun'un 48 inci maddesi kapsamında olduğu, bu bağlamda anılan kapsam içerisinde muvazaa denetimi yapılabileceği, söz konusu maddelerin davalı ... Müdürlüğüne tanıdığı yetki, davalı Şirketlerin ayrı bir organizasyon yapısına sahip olduğu, muvazaaya dayanak gösterilen işlemlerinin asıl işveren sıfatının davalı İdareye tanıdığı haklar arasında yer aldığı, Yargıtayın konuya ilişkin emsal kararlarına göre de davacının büro görevlisi muhasebeci olarak çalıştırılmasında muvazaalı bir durum bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci fıkrasında uygulamada karşılaşılan muvazaalı alt işverenlik uygulamalarının sayılmakla birlikte bu hâller dışında da muvazaa iddiasının ileri sürülebileceğinin düzenlendiğini, öncelikle işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl ... bölünerek alt işverenlere verilemeyeceğini, işin bölünebilir olması hâlinde ise ayrılan bölümün bir bütün olarak verilmesi gerektiğini, buna göre asıl işveren yönetim hakkını kullanıyor, ücret ve çalışma koşullarını belirliyor, ... sözleşmesinden doğan borçları yerine getiriyor, söz konusu işçileri işe alıyor, işten çıkarıyor ve onlara disiplin cezası uyguluyor ise olayda muvazaalı alt işveren ilişkisinin ölçütlerinin varlığının kabul edildiğini, yargılama aşamasında dinlenen tanık beyanları ile de davacıların davalı İdarenin işçileri ile aynı ... organizasyonunda birlikte çalıştıkları ve aynı işi yaptıklarının sübut bulduğunu, davacının 02.01.2013 tarihinden bu yana ... Kastamonu 15. Bölge Müdürlüğü, Destek Hizmetleri Şubesi Müdürlüğüne bağlı misafirhane muhasebe departmanında muhasebeci olarak görev yaptığını, davacının istihdamına ilişkin tüm yetkilerin davalı Kurum tarafından kullanıldığını, davacının ... yetkililerinin emir ve talimatları doğrultusunda çalıştığının dosya kapsamı ile sabit olduğunu, asıl işin bir bölümünün bölünerek alt işverenlere verildiğini, ihale konusu işin herhangi bir şekilde teknolojik uzmanlık gerektirmediğini, aksi kabulde dahi işin bütünüyle alt işverene verilmeyip aynı bölümde asıl işverenin davacı ile aynı işi yapan kadrolu işçilerinin de çalıştığını, muvazaa olgusunun emsal yargı kararları ile kabul edildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 6001 sayılı Kanun'un mülga 4 üncü maddesi ve 15.07.2018 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan Bakanlıklara Bağlı, İlgili İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 211 inci maddesi uyarınca, davalı ... Müdürlüğünün yapacağı hizmetleri başkasından satın alınmasının mümkün olduğu, sözü edilen düzenlemeler ile asıl işin tamamı ya da bir kısmının 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci fıkrasında yer alan, asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi hâli için aranan “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektirme” sınırlamalara tâbi olmaksızın alt işverene verilebileceği, bu durumda sadece 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci fıkrası ve 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 19 uncu maddesi çerçevesinde muvazaa denetimi yapılabileceği, somut olayda davacının hizmet alım sözleşmeleri kapsamında muhasebeci olarak davalı İdare bünyesindeki davalılar nezdinde görev yaptığı, alt işverenlerin bağımsız işveren sıfatının bulunduğu ve davalı İdarenin muvazaaya dayanak gösterilen işlemlerinin asıl işveren sıfatının davalı Kuruma tanıdığı haklar kapsamında yer aldığı, davalılar arasında usulüne uygun biçimde kurulmuş asıl işveren alt işveren ilişkisi olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf başvuru dilekçesindeki nedenleri tekrar etmiş ve davalılar arasındaki hizmet alımına dayalı hukuki ilişkinin muvazaalı olduğunu belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl işveren alt işveren arasındaki ilişkinin 4857 sayılı Kanun'a uygun kurulup kurulmadığı veya muvazaaya dayanıp dayanmadığı hususlarındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedi ve sekizinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 19 uncu maddesi, 6001 sayılı Kanun'un mülga 4 üncü maddesi ile 15.07.2018 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 211 inci maddesi
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.