"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
KARAR : Davanın reddi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2007 tarihinde davalı Bankada kadrolu avukat olarak işe başladığını, çalışma süresi içinde raportör avukat ve müşavir avukat olarak görev yaptığını, davalı Bankanın iş sözleşmesinin eki mahiyetindeki banka iç mevzuatına aykırı olarak alacaklarından %25 oranında kesinti yaparak gelir kaydettiğini, davalının yapılan bu kesintileri gizlediğini ileri sürerek yapılan kesintilerin davalı Bankadan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, taraflar arasında işçi işveren ilişkisi bulunduğunu, müvekkili Bankanın sözleşmeli avukatlar ile imzaladığı sözleşme kapsamında karşı taraf vekâlet ücretinin %50'sini aldığını, bu tutarın bir bölümünün kadrolu avukatlara performans bonusu olarak dağıtıldığını, dava konusu kesintinin işverenin eşit davranma borcunun gereği olduğunu, işverenin söz konusu düzenlemeyi yönetim hakkı kapsamında objektif ve iyiniyetli olarak işyerindeki ücret dengesini korumak amacıyla yaptığını, yapılan kesintilerin davacının çalışma koşullarını esaslı olarak değiştirmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 03.04.2019 tarihli ve 2016/44 Esas, 2019/162 Karar sayılı kararı ile; vekâlet ücretlerinin nasıl dağıtılacağına ilişkin düzenlemelerdeki esasların davalı Bankanın tek taraflı tasarrufu ile davacı işçi aleyhine değiştirildiği, ödemelerin miktarının düşürülüp ayrıca belli bir oranda da kesinti yapıldığı, bu kesintinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 22 nci maddesi kapsamında işyeri uygulaması ile oluşan çalışma koşullarında esaslı değişiklik niteliğinde olduğu, davacının bu değişikliklere yazılı onayının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesinin 21.09.2023 tarihli ve 2019/1971 Esas, 2023/1368 Karar sayılı kararı ile; davacının davalıya ait işyerinde 01.11.2007-04.03.2016 tarihleri arasında çalıştığı, davalı Bankanın Mayıs 1999 tarihli Takip İşleri Uygulama Esasları (Takip İşleri Genelgesi) 46 ncı maddesinin (a) bendine göre başka daimi kadrolu avukatların takip ettikleri işlerden dolayı fiîlen tahsil edilen vekâlet ücretlerinin Hukuk Müşavirliği Yönetmeliği'nin 12 nci maddesi gereğince yarısının işi takip ve sonuçlandıran avukata ödeneceği, bu vekâlet ücretinin diğer yarısının ise müşavirlerin, raportör avukatların ve avukatların performansı göz önünde tutulmak suretiyle başhukuk müşavirinin takdir ve onayına bağlı olarak dağıtılması için muhasebe müdürlüğüne "herhangi bir kesinti yapılmaksızın maledileceğinin" kararlaştırıldığı, 46 ncı maddesinin (b) bendinde ise, davalı Bankanın devamlı kadrosunda olmayıp, gerek duyulduğu zaman ve yalnız belirli veya bazı işlere ilişkin olmak kaydıyla sözleşme serbestisi çerçevesinde geçerli usullere göre avukatlık hizmet ve ücret sözleşmesi kapsamında istihdam edilen avukatların vekâlet ücreti sözleşmelerinde mahkeme ve icra dairelerince hüküm altına alınan vekâlet ücretinin yarısının bu sözleşmeli avukatlara, diğer yarısının ise hukuk müşaviri, müşavir ve avukatlara ait olduğunun kararlaştırıldığı, bu esasların davalı Bankanın tek taraflı tasarrufu ile davacı işçi (avukat) aleyhine değiştirildiği ve 2006 yılında dağıtılan %50 oranındaki karşı taraf vekâlet ücretinin %25'e düşürülüp, geri kalan %25'inin davalı Bankaya gelir kaydedildiği, 2009 yılında ise dağıtılan %25 ücretten %30 oranında kesinti yapıldığı, tüm bu kesintilerin 4857 sayılı Kanun'un 22 nci maddesi kapsamında işyeri uygulaması ile oluşan çalışma koşullarında esaslı değişiklik mahiyetinde olup, davalı bünyesinde iş sözleşmesiyle çalışan davacı avukatın bu değişikliklere ilişkin yazılı muvafakatinin bulunmadığı, davalı Bankanın tek taraflı tasarrufuyla davacı aleyhine yaptığı bu değişikliklerin davacı avukatı bağlamayacağı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 23.01.2024 tarihli ve 2023/18900 Esas, 2024/878 Karar sayılı kararı ile; davalı tarafından karşı taraf vekâlet ücretlerinden yapılan %25’lik kesintiye ilişkin değişikliğin, davacının işe giriş tarihinden önce yapıldığı, bu durumda davacının işe başladığı tarihte vekâlet ücretlerinden %25 oranında kesinti yapıldığı, davacının çalışmaya başlamasından önce işverence son verilen işyeri uygulamasına göre talepte bulunulması ve karşı taraf vekâlet ücretinden %25'lik kesinti yapıldığı gerekçesiyle alacak hesaplanmasının isabetli olmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararı doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; davalının davacının işe başlama tarihinden önce kesinti yapılmasına dair bir işyeri uygulaması bulunmadığını, bu yönde bir belge sunulmadığını, davacının işe başladığı tarihte yürürlükte olan iç yönetmeliklerde kesintiye dair bir düzenleme bulunmadığını, iç yönetmeliklerdeki çalışma şartlarının geçersiz olabilmesi için davacıya bildirim yapılması ve onayının alınması gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacıya ödenmesi gereken ücret benzeri alacaklardan yapılan kesintinin çalışma koşullarında esaslı değişiklik olup olmadığı ve kesintinin davacıya ödenmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı Kanun'un "Çalışma koşullarında değişiklik ve iş sözleşmesinin feshi
" kenar başlıklı 22 nci maddesi şu şekildedir:
"İşveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. İşçi değişiklik önerisini bu süre içinde kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli bir nedene dayandığını veya fesih için başka bir geçerli nedenin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. İşçi bu durumda 17 ila 21 inci madde hükümlerine göre dava açabilir.
Taraflar aralarında anlaşarak çalışma koşullarını her zaman değiştirebilir. Çalışma koşullarında değişiklik geçmişe etkili olarak yürürlüğe konulamaz."
3. 4857 sayılı Kanun'un 32 nci maddesi.
4. Dairemizin 21.06.2022 tarihli ve 2022/5798 Esas, 2022/8082 Karar; 27.04.2021 tarihli ve 2021/2380 Esas, 2021/8488 Karar sayılı kararları.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
15.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.