Logo

9. Hukuk Dairesi2024/10257 E. 2024/14525 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İhtiyari arabuluculuk tutanağının geçerliliği, davalılar arasındaki iş ilişkisinin niteliği ve davalılar lehine hükmedilen avukatlık ücretinin miktarı uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin, ihtiyari arabuluculuk tutanağının geçersizliğine ve davalı ... AŞ hakkında arabuluculuk şartının yerine getirilmemesi nedeniyle davanın reddine ilişkin kararında isabetsizlik bulunmadığı, ancak ... Madencilik AŞ hakkındaki davanın reddinde usuli kazanılmış hak gözetilerek karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

KARAR : Davanın usulden reddi

TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri

Taraflar arasında Taşköprü Asliye Hukuk (İş Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulü ile arabuluculuk tutanağının iptaline, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi.

Davacı ve davalı ... Madencilik İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ (... Madencilik AŞ) vekillerince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 05.11.2024 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı vekili Avukat ... ile davalı ... Madencilik AŞ vekili Avukat Müge Ece Akarsu, davalı ... AŞ (Acacia Maden AŞ) vekili Avukat Yıldıray Taş geldiler.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 500 civarında işçi ile birlikte "Maden Açık Ocak İşletmesi ... Mahellesi ... Caddesi No: 26/A .../..." adresinde bulunan maden ocağında ... Madencilik AŞ nezdinde sigortalı olarak çalışmakta iken işveren tarafından 29.04.2019 tarihinde iş sözleşmesinin haksız şekilde sonlandırıldığını, davalı işverenin müvekkili ile birlikte 500'e yakın çalışandan işçilik alacaklarını eksik ödemek istemesi ya da hiç ödemek istememesi nedeniyle ibraname almaya çalıştığını, davacının ihtarnameler ile davalı Şirketlerden alacağını talep etmesine rağmen ödeme yapılmadığını belirterek öncelikli olarak davalı ... Madencilik AŞ yönünden açılan arabuluculuk tutanağının iptaline, müvekkilinin ücret, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil, yıllık izin, iş arama izin ücreti alacakları ile kıdem, ihbar tazminatı ve kötüniyet tazminatlarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... Madencilik AŞ vekili cevap dilekçesinde; davacının dava konusu ettiği tüm taleplerin zamanaşımına uğradığını, taraflar arasında geçerli bir arabuluculuk anlaşması bulunmakta olduğunu, daha önce arabuluculuk anlaşma belgesine konu edilen hususlara ilişkin olarak yeniden dava açılmasının mümkün olmadığını, işbu davada davacının işçilik hak ve alacaklarına ilişkin olarak bir karar verilebilmesi için öncelikle anlaşma belgesinin iptali gerektiğini, bu talebin tefrik edilerek incelenmesi, işçilik hak ve alacakları yönündeki taleplerin incelendiği davada ise dava açılmadan önce dava şartı arabuluculuk kapsamında arabuluculuğa müracaat edilmemiş olması sebebiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... AŞ vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Şirket ile davacı arasında arabuluculuk görüşmeleri gerçekleşmediğinden dava şartı yokluğu nedeniyle davanın müvekkili Şirket yönünden usulden reddi gerektiğini, davacı ile diğer davalı ... Madencilik AŞ arasında yapılan arabuluculuk görüşmeleri neticesinde tarafların işe iade, ücret, fazla çalışma alacağı, ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin, ulusal bayram ve genel tatil alacağı, hafta tatili alacağı, asgari geçim indirimi, kıdem tazminatı, işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süreler bakımından anlaşıldığını, davacının arabuluculuk tutanakların iptaline ilişkin dava ile işçilik alacaklarına ilişkin davayı birlikte açmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu, dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, diğer davalı ... Madencilik AŞ ile müvekkili Şirket arasında 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2 nci maddesi anlamında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığından davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, davacı işçi ile müvekkili Şirket arasında iş sözleşmesi bulunmadığından işçi işveren ilişkisinden söz edilemeyeceğini, davacının kötüniyetli olduğunu, müvekkili Şirketin iş güvencesi kapsamında sayıldığı için davacının kötüniyet tazminatı bakımından taleplerinin reddi gerektiğini, davacının özlük dosyasının bulunmadığını, müvekkili Şirket yönünden arabuluculuk dava şartı gerçekleşmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Taşköprü Asliye Hukuk (İş Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesinin 17.06.2022 tarihli ve 2022/107 Esas, 2022/124 Karar sayılı kararı ile; davacının, davalı ... Madencilik AŞ işyerinden çıkış tarihinin 29.04.2019 olduğu, dosya arasında yer alan ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanak tarihinin 29.04.2019, arabuluculuk sürecinin başladığı tarihin ise 29.04.2019 olduğu, davacının işten çıkışının yapıldığı gün arabuluculuk sürecinin başlatıldığı anlaşılmakla 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 420 nci maddesi uyarınca usulune uygun ibranameden söz edilemeyeceği gibi davacının ihtiyari arabulucuya başvurduğuna ilişkin davacıya ait herhangi bir dilekçenin de dosyada bulunmadığı, ihtiyari arabuluculuk tutanağında tarafların karşılıklı olarak birbirlerini ibra ettikleri belirtilmiş olup yasal düzenleme nazara alındığında işçinin başvurusu bulunmadan ibra niteliğinde arabuluculuk tutanağı düzenlendiği, alınan bu ibra niteliğindeki tutanağın tarih ve içeriği itibarıyla arabuluculuğa ve niteliği itibarıyla da cebri icraya elverişli olmadığı, sonuç olarak geçersiz olduğu; ancak davanın açıldığı tarih itibarıyla yürürlükte olan 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun (7036 sayılı Kanun) 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan arabuluculuk dava şartı gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan reddine dair karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 16.05.2023 tarihli ve 2023/250 Esas, 2023/1839 Karar sayılı kararı ile; davacının, işverenin başvurusu üzerine yapılan arabuluculuk görüşmelerinin usulüne uygun olmadığı iddiası ile açtığı davada Mahkemece yasal düzenlemeye uygun arabuluculuk görüşmelerinin yapılmadığı kabul edilmiş olmakla, davacının davalı ... Madencilik AŞ'ye karşı arabuluculuk tutanağının iptaline yönelik talebi hakkında karar verilmemesinin hatalı olduğu, davalı Şirketler arasındaki işin anahtar teslimi iş olmadığı, arabuluculuğa dair sürecin serbest iradeleri ile yapılmadığı kabul edilerek geçersizliğine dair tespit sebebiyle, tarafların serbest iradeleri ile bir araya gelerek dava konusu alacaklar konusunda yaptıkları bir arabuluculuk sürecinin olmadığının kabulünün zorunlu olduğu, bu nedenle Mahkemenin verdiği "dava şartı yokluğundan davanın reddi" kararının usul ve kanuna uygun olduğu, reddedilen alacak tutarı dikkate alınarak davalılar lehine belirlenen avukatlık ücreti tutarının doğru olduğu, ancak ret sebepleri aynı olan davalılar lehine tek vekâlet ücreti yerine ayrı ayrı vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçeleriyle davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle arabuluculuk tutanağının iptaline, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 23.01.2024 tarihli ve 2023/18603 Esas, 2024/864 Karar sayılı ilâmı ile; Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli kararında özetlenen davacı vekilinin dava dilekçesi ve İlk Derece Mahkemesinin gerekçesi ile davacının iş sözleşmesinin feshi ve ihtiyari arabuluculuk görüşmesine ilişkin tarihlerin dosya kapsamı ile uyumlu olmadığı, Bölge Adliye Mahkemesince anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte gerekçe içeren bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkeme gerekçeli kararında "UYAP sistemi üzerinden yapılan SGK sorgulamasında ve SGK ... İl Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabında davacının, davalı ... Maden A.Ş'de işten çıkış tarihinin 29/04/2019 olduğu, dosya arasında yer alan ihtiyari arabuluculuk tutanağı incelendiğinde, tutanak tarihinin 29/04/2019 tarihi olduğu, arabuluculuk sürecinin başladığı tarihinde 29/04/2019 tarihi olduğu, davacının işten çıkışının yapıldığı gün arabuluculuk sürecinin başladığı anlaşılmakla TBK 420.maddesi uyarınca usulüne uygun ibranameden söz edilemeyeceği gibi davacının ihtiyari arabulucuya başvurduğuna ilişkin davacıya ait herhangi bir dilekçenin de dosyada bulunmadığı, ihtiyari arabuluculuk tutanağı ile tarafların karşılıklı olarak birbirlerini ibra ettikleri anlaşılmış olup, yasal düzenleme nazara alındığında somut olayda işçi ve işveren olan taraf arasında işçinin başvurusu bulunmadan ibra niteliğinde arabuluculuk tutanağı düzenlendiği, alınan bu ibra niteliğindeki tutanağın tarih ve içeriği itibariyle arabuluculuğa ve niteliği itibariyle de cebri icraya elverişle olmadığı, sonuç olarak geçersiz olduğu anlaşılmıştır.” gerekçesiyle arabuluculuk tutanağının geçersiz olduğunun tespit edildiği; bu nedenle Mahkemenin verdiği kararda arabuluculuk tutanağının iptaline karar verilmeden arabuluculuğun usulüne uygun olarak yapılmaması sebebiyle iptaline karar vermek ve ret gerekçesi aynı olan davalılar lehine tek vekâlet ücretine hükmetmek gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile arabuluculuk tutanağının iptaline, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; davalılardan ... Madencilik AŞ bakımından dava konusu alacakların esas bakımından incelenmesi gerektiğini, bu davalı bakımından davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, arabuluculuk tutanağının iptaline karar verilmesine göre taraflarına vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, davalılar lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı ... Madencilik AŞ vekili; arabulucu önünde yapılan anlaşmada ibraya ilişkin 6098 sayılı Kanun’un 420 nci maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığını, arabuluculuk anlaşma belgesinin tarafsız bir arabulucu önünde ve tarafların ... iradeleri neticesinde düzenlenerek imza altına alınmakla geçerli olduğunu, belge içeriğinin davacı yanca okunarak kabul edildiğini ve imzalandığını, mutabık kalınan bedelin davacıya tutanakta belirtilen tarihte ödendiğini ve bu süreçte hiçbir itirazda bulunulmadığını, yapılan ödeme ile birlikte de arabulucu anlaşma belgesinin içerik bakımından da icra edildiğini, arabulucu ücretinin düşük olarak kararlaştırılmayıp müvekkili Firma tarafından ödendiğini, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin (AAÜT) 7 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre lehlerine takdir edilen avukatlık ücretinin eksik olduğunu belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.

3. Davalı ... AŞ vekili; davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığını, işin anahtar teslimi olduğunu, bu nedenle asıl işveren sıfatı bulunmayan müvekkili Şirket yönünden davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, arabuluculuk anlaşma tutanaklarının ibra değil mahkeme dışı sulh sözleşmesi niteliğinde olduğunu, arabulucu önünde yapılan anlaşmalara ibraname hükümlerinin uygulanamayacağını, davacı ile davalı ... Madencilik AŞ arasında imzalanan arabuluculuk tutanağının geçerli olması ve işçiye tüm hak ve alacaklarının ödenmesi nedeniyle artık anlaşılan hususlar dava konusu edilemeyeceğinden işbu davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili Şirket lehine AAÜT gereğince 450,00 TL avukatlık ücretine hükmedilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek emyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptali ile davalılar lehine hükmedilen avukatlık ücretine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 7036 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin birinci fıkrası, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 17 ve 18 inci maddeleri, 6098 sayılı Kanun'un 30 vd. maddeleri, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri.

3. Dairemizin 14.12.2022 tarihli ve 2022/16498 Esas, 2022/16753 Karar sayılı ilâmında usuli kazanılmış hak ilkesi şu şekilde açıklanmıştır:

"...

3. Bilindiği üzere 6100 sayılı Kanun'da usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibarıyla bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.

4. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı karar). Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usuli kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 04.02.1959 tarihli ve 1959/13 Esas, 1959/5 Karar sayılı karar).

..."

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Bölge Adliye Mahkemesince; davacı ile davalılardan ... Madencilik Şirketi arasındaki ihtiyari arabuluculuk anlaşma belgesinin geçersizliğine ilişkin gerekçede yapılan değerlendirme ile anlaşma belgesinin geçersiz olduğuna karar verilmesinde ve ihtiyari arabuluculuk anlaşma belgesinin tarafı olmayan davalı ... AŞ hakkındaki davanın 7036 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesine göre arabuluculuk dava şartı yerine getirilmediğinden usulden reddedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı ... Madencilik AŞ hakkındaki dava yönünden işin esasına girilmesi gerekirken, davacı tarafından 7036 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesine göre arabuluculuk dava şartının yerine getirilmemesi nedeniyle bu davalı yönünden de davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi ise hatalı olmuştur.

Ne var ki önceki kararın davacı tarafından temyiz edilmemesine göre davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğundan, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.

3. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davacı yararına takdir edilen 28.00,00 TL duruşma vekâlet ücretinin ... Madencilik İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ'ye yükletilmesine,

Davalılar yararına takdir edilen 28.00,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.