Logo

9. Hukuk Dairesi2024/11036 E. 2024/12310 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı işveren tarafından sağlık sebebiyle yapılan iş sözleşmesi feshinin haklı olup olmadığı ve davacının işe iade talebinin yerindeliğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesinin, davacının sağlık durumunun ağır ve tehlikeli işlerde çalışmasına engel teşkil ettiğine dair raporlar ve davalı işverenin başka bir pozisyonda çalıştırma imkanının bulunmadığı hususu değerlendirilerek davacının işe iade talebini reddeden kararında hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek, temyiz itirazlarının reddine ve İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2018/464 E., 2023/278 K.

KARAR : Davanın reddi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen işe iade davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde 09.02.2004 - 07.03.2017 tarihleri arasında çalıştığını, işyerinde çalıştığı esnada iki kez baygınlık geçirdiğini, bunun üzerine muayene olduğunda davalı işyeri hekiminin 02.03.2017 tarihli raporunda müvekkilinin ağır ve tehlikeli işlerde çalışmasında sakınca olduğunu bildirildiğini, davalı işyeri hekimin raporu esas alınarak müvekkilinin iş sözleşmesine son verildiğini, yapılan iş sözleşmesinin feshinin haksız olduğunu ileri sürerek feshin geçersizliğinin tespiti ile müvekkilinin işe iadesine, dava süresine ilişkin 4 aylık ücret ve diğer haklarla, işe başlatılmaması durumunda 8 aya kadar ücret tutarında tazminatın davalıdan tahsili gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının davalı işyerine ait torba üretim tesislerinde 09.02.2004 tarihinde işçi olarak çalışmaya başladığını, davacının davalı Şirkette iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin tehlike sınıfları listesinde yer alan 22.22.43 kodlu tehlikeli işler sınıfında yer aldığını, sağlık durumu göz önünde bulundurularak feshin son çare olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 02.06.2017 tarihli ve 2017/412 Esas, 2017/527 Karar sayılı kararıyla; hastalık sebebiyle işverenin iş sözleşmesini haklı nedenle feshetmesinin bazı şartlara bağlı olduğu, somut olayda bu şartların sabit olmadığı, bu sebeple işveren tarafından yapılan feshin haklı bir nedene dayanmadığı, hastalığın geçerli bir fesih sebebi de oluşturmadığı, davalı işverenin iş sözleşmesini feshetmeden önce işçiyi sağlık durumuna uygun bir işte çalıştırma olanağı olmadığını da ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 25.10.2017 tarihli ve 2017/2234 Esas, 2017/1613 Karar sayılı kararıyla; davacının sağlık durumunun işin mahiyeti gereği iş güvenliği için tehlike oluşturduğunu bir an için kabul görse de davacının başkaca bir pozisyon veya yerde tasarruf imkânı bulunmadığı yönündeki savunmanın soyut mahiyette kaldığı, feshin son çare ilkesine uygun davranıldığının ispat yükü kendisine düşen davalı tarafça gerçekleştirilemediği, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, mantıksal ve hayatın olağan akışına uygun, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, İlk Derece Mahkemesince dava dosyasındaki delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 22.Hukuk Dairesinin 28.02.2018 tarihli ve 2018/2341 Esas, 2018/5199 Karar sayılı kararıyla; davacının tespit edilen hastalığının derecesi tedavi edilip edilemeyeceği, hastalığının işini yapmasına engel teşkil edip etmeyeceği, başka bir birimde çalışma imkânı olup olmadığı ve işyerinde çalışmasında sakınca bulunup bulunmadığı yönünde sağlık kurulu raporu aldırılıp, davacının sağlık probleminin işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyip etkilemediği ve hastalığının iş sözleşmesinin devamını engelleyecek nitelikte olup olmadığı değerlendirildikten sonra karar verilmesi gerekirken bu husus gözetilmeden karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı işyeri doktorunun davacının tedavi kağıdı üzerine ağır ve tehlikeli işlerde çalışamayacağına dair rapor verdiği, davacının torba üretim tesislerinde yaptığı işin ağır ve tehlikeli işler sınıfından olduğu, davacının işyerinde bayıldığı, Adana Dr. ... Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi Nöroloji Polikliğince 23.02.2017 tarihinde düzenlenmiş raporda davacıya bayılma-epileptik nöbet hastalığı teşhisi konulduğu, işyeri hekimi tarafından düzenlenen raporda davacının ağır ve tehlikeli işlerde çalışmasında sakınca olduğunun belirtildiği, Adli Tıp Kurumu (ATK) raporunda davacının hastalığının epilepsi olması nedeni ile ağır tehlikeli ve vardiyalı işlerde çalışmasının sakıncalı olduğu belirtildiği, davalı işyerinin tehlikeli işler sınıfında olduğu, fesih tarihi itibarıyla feshin davacıda bulunan hastalık nedeni ile sağlık sebebine dayalı olarak yapıldığı, sağlık sebebi ile fesih koşullarının oluştuğu ve haklı nedenle fesih halinde feshin son çare olması gerektiği ilkesinin uygulama olanağının bulunmadığı, işverence yapılan feshin haklı fesih olarak değerlendirildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin 05.06.2024 tarihli ek kararıyla; 02.11.2023 tarihli karar ile davanın reddine karar verildiği ve bu nedenle kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiği, hükmün (6) numaralı bendinde de davalı lehine vekâlet ücretine hükmedildiği ancak "davalıya verilmesine" yazılması gerekirken sehven harf hatası yapılarak "davacıya verilmesine" yazıldığı gerekçesiyle davalı vekilinin tashih talebinin kabulü ile 02.11.2023 tarihli gerekçeli kararın (6) numaralı hükmünün "Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine" şeklinde tashihine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; müvekkilinin tespit edilen hastalığının derecesi, tedavi edilip edilemeyeceği, başka bir birimde çalışma imkânı olup olmadığı hususu değerlendirilmeden karar verildiğini, müvekkilinin sağlık durumunun işin mahiyeti gereği iş güvenliği için tehlike oluşturduğu ATK raporu ile tespit edilmiş olsa dahi müvekkilinin başkaca bir pozisyon veya yerde tasarruf imkânı bulunmadığı yönündeki davalı Şirket savunmasının soyut mahiyette kaldığını, feshin son çare ilkesine uygun davranıldığının ispat yükü üzerinde olan davalı tarafından yerine getirilmediğini, müvekkilinin davalı Şirketten haksız olarak çıkartıldıktan sonra çalışmaya devam ettiğini, davalı Şirket bünyesinde müvekkili için uygun bir pozisyon olduğunu düşündüklerini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı işveren tarafından yapılan feshin haklı veya geçerli nedene dayanıp dayanmadığı ile davacının işe iade isteminin yerinde olup olmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 18, 19, 20, 21 ve 25 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.09.2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.