"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 2. İş Mahkemesi
MAHKEMESİ : Eskişehir 2. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin asıl ve birleşen davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; müvekkili davacının davalının değişen alt işverenleri nezdinde 12.08.2013 tarihinde yol çalışmalarında işçi olarak çalışmaya başladığını ve dava tarihinde çalışmaya devam ettiğini, her ne kadar davalı ... Müdürlüğünden ihale alan dava dışı firmalara bağlı çalışıyor görünmekteyse de gerçekte davalı Kurumun asıl işçisi konumunda olduğunu, davalı Kurumun asli görevlerini yerine getirmek için gerekli iş gücünü ihale yoluyla işçi temin etmek suretiyle sağladığını, davalı ile alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu, daha önce muvazaa tespitine ilişkin olarak 544 işçi tarafından açılan davada Ankara 6. İş Mahkemesinin 2012/100 Esas, 2012/964 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiğini, söz konusu kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2013/805 Esas, 2013/1031 Karar sayılı kararı ile onandığını, davacının sendika üyesi olduğunu ve üyeliğin işverene bildirilmesine rağmen toplu iş sözleşmesinden yararlandırılmadığını ve davacının ödenmeyen işçilik alacakları bulunduğunu ileri sürerek davacının baştan itibaren davalı ... Müdürlüğünün işçisi olduğunun tespiti ile ücret farkı, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti, asgari geçim indirimi alacağı, ücret zammı alacakları, iyileştirme alacağı, hizmet primi alacağı, ilave tediye ücreti, kar mücadelesi zammı, ekip başılık zammı, vardiya zammı, yemek ve koruyucu madde yardımı, sosyal yardım, yıpranma ödeneği alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı vekili, davalılar ... ve ... İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret AŞ (... İnşaat AŞ) aleyhine Eskişehir 2. İş Mahkemesinin 2019/677 Esas sayılı dosyasına kayıtlı olarak açmış olduğu dava dilekçesinde; davacı müvekkilinin ücret alacaklarının tam ve zamanında ödenmemesi nedeniyle iş sözleşmesini 08.04.2019 tarihinde gönderdiği ihtarname ile haklı sebeple feshetmiş olduğunu, buna karşın hak kazanmış olduğu tazminat ve işçilik ücret alacaklarının halen ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile ücret ve asgari geçim indirimi alacağı, yıllık ücretli izin, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ve hafta tatili ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili asıl ve birleşen davaya yönelik cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'i ileri sürdüklerini, birleşen dava yönünden derdestlik itirazında bulunduklarını, davalının ihale makamı olduğunu, bu nedenle husumet itirazında bulunduklarını, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun (6001 sayılı Kanun) hükümleri göz önüne alındığında sorumluluklarının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... İnşaat AŞ vekili birleşen davaya yönelik cevap dilekçesinde; davacının iş sözleşmesinin devamsızlık nedeniyle işveren davalı Şirket tarafından haklı nedenle feshedildiğini, davacının ücret alacaklarının bulunduğu iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacının ücretlerinin banka kanalı ile eksiksiz ödendiğini, haftalık çalışma saatinin 45 saatin altında olduğunu, davalı işyerinde ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma yapılmadığını, davacının somutlaştırma yükümlülüğü yerine getirilmeksizin, soyut ve genel ifadelere dayalı hak talebinin haksız ve dayanaksız bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı nezdindeki hizmet süresi içinde çalıştığı işverenler ile davalı arasındaki hizmet alım sözleşmeleri ve Dairemizin 30.03.2022 tarihli ve 2022/3443 Esas, 2022/4200 Karar sayılı kararı dikkate alındığında, davalı ile alt işverenler arasında kurulan ilişkinin muvazaaya dayanmadığı, yanı sıra dinlenen tanık beyanlarına göre davacının çalıştığı dönemde fazla çalışma yaptığı, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmalarının olduğunun anlaşıldığı ve 07.11.2022 tarihli bilirkişi raporunun (B) seçeneğinde yapılan hesaplamaya itibar edildiği belirtilerek asıl dosya yönünden, raporda belirlenen tutarlar; birleşen dosya yönünden, taleple bağlılık ilkesi gereği dava dilekçesinde talep edilen miktar üzerinden olmak üzere bilirkişi raporu doğrultusunda asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalı ... vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususlarla birlikte 07.11.2022 tarihinde yapılan keşif sonrasında düzenlenen bilirkişi raporunda, yapılan işin asıl iş kapsamında olması, davalı Kurumun işçilerinin de aynı işi yapması sebepleriyle muvazaa olgusunun sabit olduğunun belirtildiğini, ayrıca davacı ile işyerinde aynı işi yapan diğer işçilerin istihdam edildiği firmalarla kurulan hukuki ilişkilerin muvazaalı olduğu yönündeki Ankara 6. İş Mahkemesinin 2012/100 Esas, 2012/964 Karar sayılı kararının Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2013/805 Esas, 2013/1031 Karar sayılı kararı ile onandığını, muvazaa olgusunun sabit olduğunu, ücret farkı alacağının ve dava konusu sendikal alacakların kabul edilmemesinin ve kabul edilen alacak kalemlerinin de davalının kadrolu işçilerinin aldığı ücret üzerinden hesaplanmamasının hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı ... vekili; davanın husumetten reddi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, ıslah tarihi itibarıyla bir kısım alacakların zamanaşımına uğradığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bilirkişi heyet raporunda davacının davalı nezdindeki hizmet süresi içindeki çalıştığı işverenler ile davalı arasındaki hizmet alım sözleşmeleri ve şartnameleri incelenerek sözleşmelerin muvazaalı olduğu belirtilmiş ise de hizmet alım sözleşmesinde asıl işverene verilen yetkilerin denetleme yetkisi kapsamında kaldığı, bu kapsamda bir kısım işveren yetkilerinin kullanılmasının muvazaanın varlığını göstermeyeceği, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden yerinde bulunduğu gerekçesiyle davacı vekili ve davalı ... vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelere dayanarak ve resen dikkate alınacak nedenlerle, davanın kabulüne karar verilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı Kurum ile alt işveren Şirketler arasındaki hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının talep edilen alacaklara hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2 nci maddesinin yedi ve sekizinci fıkraları, 6001 sayılı Kanun'un mülga 4 üncü maddesi ile 15.07.2018 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 211 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle temyiz nedenleri ile temyiz edenin sıfatına göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde davacı vekili tarafından ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.