Logo

9. Hukuk Dairesi2024/8346 E. 2024/12813 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri alacakları davasında, bu alacak kalemleri bakımından davanın kısmi dava mı yoksa belirsiz alacak davası mı olarak açıldığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava dilekçesindeki alacak taleplerinin ifadesi, ıslah ve harç tamamlama talepleri ile yapılan harç ödemeleri birlikte değerlendirildiğinde, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil alacakları bakımından davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığının kabulü gerekirken, mahkemece kısmi dava olarak değerlendirilmesi hatalı bulunarak karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü

TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 26. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 05.10.2021 tarihli kararı ile uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Bölge Adliye mahkemesince hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam alacak miktarının Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 01.10.2024 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... geldiler.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı Şirketler bünyesinde 12.03.2013-17.09.2016 tarihleri arasında Türkmenistan’da makineci olarak yol yapım ve asfaltlama iş sözleşmesi ile çalıştığını, en son ücretinin net 2.200,00 USD olduğunu, iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini ve ihbar tazminatı ödenmediğini, davacının 07.00-21.00/22.00 saatleri arasında çalıştığını, kimi dönemde de uzun süre gece vardiyasında 19.00-07.00 saatleri arasında çalıştığını, fazla çalışma ücretinin ödenmediğini, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, kıdem tazminatının tam ve eksiksiz ödenmediğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının ücretinin sözleşme uyarınca 1.167,00 USD olduğunu, davacıya kıdem ve ihbar tazminatlarının ödendiğini, davacının 08.00-18.00 saatleri arasında çalıştığını, davacının yaptığı fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil günleri ve hafta tatili çalışmalarının kendisine ödendiğini, davacıya 570,27 USD sehven yıllık ücretli izin ödendiğini, hesaplamalardan mahsup edilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesi kararı sonrasında yapılan yargılama sonucunda, davacı iddiaları ile uyumlu tanık beyanı doğrultusunda davacının ücret iddiasının doğrulandığını, bilirkişi raporunun ilk seçeneğinde belirtildiği şekilde davacının aylık 2.200,00 USD ücret aldığı, davalı işverence davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ödemesi yapıldığı, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, tanık beyanlarına göre fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ispatlandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; Bölge Adliye Mahkemesi kararı sonrasında da TL talep edilen alacakların yine USD olarak hüküm altına alındığını, ücret ve ekleri konusunda ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu, dosya içeriğinde yer alan İŞKUR sözleşmesinin yazılı delil olup aksinin davacı tarafından yazılı delil ile ispatlanması gerektiğini, bu hususta bir evrakın dava dosyasında yer almadığını, bilirkişinin ücret olarak dayanak gösterebildiği tek hususun işverene karşı davası bulunan tanık beyanları olduğunu ve tanık beyanları haricinde ücret iddiasını destekleyen başkaca bir delilin mevcut olmadığını, davacının önceki dönem ücreti hesaplanırken davacının son ücretinin geriye doğru asgari ücrete oranlanarak hesaplama yapılması gerektiğini, davacının davalı Şirket nezdinde hak ve alacağının bulunmadığını, arada oluşan farkın davalı Şirket tarafından ücret iddiasının dikkate alınmamasından ve net-brüt ücret ayrımından kaynaklandığını, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil çalışması yapıldığına dair ispat külfetinin davacı tarafın üzerinde olduğunu, davacı tarafından fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil çalışması yapıldığına ve ücretlerin ödenmediğine dair sunulmuş herhangi bir yazılı delilin söz konusu olmadığını, zamanaşımı def'i değerlendirildiğinde 09.03.2015-30.04.2016 tarihleri arasının hesaplanması gerektiğini, hükme esas alınan raporda zamanaşımına dair hesaplamanın nasıl yapıldığının görülmediğini, davacı ile birebir çalışması olmayan, çalışma süreleri aynı olmayan ve işverene karşı davası bulunan tanık beyanlarına dayanılarak karar verilmesinin mümkün olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kısmi dava olarak açılan davada Dairelerince verilen ilk karar sonrası bilirkişi tarafından ıslaha yönelik zamanaşımı def'i yönünden yapılan hesaplamanın denetime elverişli olmadığı, dava dilekçesinde davacı tarafından alacakların TL olarak talep edildiği, bilirkişi tarafından fesih tarihindeki kurdan dönüştürülmek üzere alacaklarının hesaplanması gerekirken, doğrudan USD üzerinden hesaplanmasının hatalı olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; dava konusu alacakların niteliklerinin dava dilekçesinin talep-sonuç bölümünde ayrı ayrı açıklama ile belirtildiğini, belirsiz alacak olarak açılan fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacakları bakımından "ıslah" açıklamasında bulunmadıklarını, eksik harcı tamamlayacaklarını ifade ettiklerini, bu alacaklar bakımından da tamamlama harcı yatırdıklarını, bu şekilde kısmi dava ve belirsiz alacak davası olarak açılan taleplerin ayrı ayrı belirtildiğini, her ne kadar dava dilekçesinde para miktarları TL cinsinden talep edilmişse de sonradan alınan bilirkişi raporu üzerine bu hususta sehven hataya düştüklerinden alacakları USD olarak talep ettiklerini belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekilinin temyiz dilekçesi miktardan reddedildiğinden temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; dava konusu fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının belirsiz alacak davası olarak açılıp açılmadığı ve davacının fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ispatı noktalarındadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 41, 44, 46, 47 ve 63 üncü maddeleri.

3. 6100 sayılı Kanun'un "Belirsiz alacak davası" kenar başlıklı 107 nci maddesi şu şekildedir:

"(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.

(2) (Değişik:22/7/2020-7251/7 md.) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda, hâkim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir. Aksi takdirde dava, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanır.

(3) (Mülga:22/7/2020-7251/7 md.)"

4. Dairemizin belirsiz alacak davasına ilişkin ilkelerinin açıklandığı 26.09.2023 tarihli ve 2023/6195 Esas, 2023/12941Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılabilmesi için, davanın açıldığı tarih itibarıyla uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafça belirlenememesi gereklidir. Belirleyememe hâli, davacının gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen miktar veya değerin belirlenmesinin kendisinden gerçekten beklenilmemesi durumuna ya da objektif olarak imkânsızlığa dayanmalıdır. Davacının alacağının miktar veya değerini belirleyebilmesi için elinde bulunması gerekli bilgi ve belgelere sahip olmaması ve bu belgelere dava açma hazırlığı döneminde ulaşmasının da (gerçekten) mümkün olmaması ve dolayısıyla alacağın miktarının belirlenmesinin karşı tarafın elinde bulunan bilgi ve belgelerin sunulmasıyla mümkün hâle geleceği durumlarda alacak belirsiz kabul edilmelidir. Alacağın miktarının belirlenebilmesinin hâkimin takdirine bağlı olduğu durumlarda hukuki imkânsızlık söz konusu olur. Bu durumda davacı alacaklı, hâkimin takdir yetkisini nasıl kullanacağını bilemeyeceği için davanın açıldığı tarihte alacağının miktarını belirleyebilecek durumda değildir.

2. Alacağın hangi hâllerde belirsiz, hangi hallerde belirli veya belirlenebilir olduğu hususunda kesin bir sınıflandırma yapılması mümkün olmayıp her bir davaya konu alacak bakımından somut olayın özellikleri nazara alınarak sonuca gidilmesi gereklidir.

3. Somut uyuşmazlıkta dava konusu fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları bakımından davanın kısmi dava olarak açıldığı kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Ne var ki dava dilekçesinde, kıdem ve ihbar tazminatları bakımından "yapılacak yargılama ile toplanacak deliller neticesinde ortaya çıkacak alacağımıza ait fazla miktarların, ıslah ederek talebimize ekleyip arttıracağımızdan, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla..." şeklindeki, dava konusu fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil alacakları bakımından ise "yapılacak yargılama ile toplanacak deliller neticesinde ortaya çıkacak alacağımıza ait fazla miktarların, herhangi bir iddia genişletme yasağına tabi kalmadan, harcını yatırarak, eksik harcı tamamlayarak talebimize ekleyeceğimizden fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla..." şeklindeki açıklama ile talepte bulunulduğu; 07.03.2020 tarihli ıslah ve harç tamamlama talepli dilekçede ise ihbar tazminatı bakımından ıslah talebinde, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları bakımından ise harç tamamlama talebinde bulunulduğunun belirtildiği ve ıslah harcı ve tamamlama harcı yatırılmak suretiyle alacak taleplerinin miktarının artırıldığı dikkate alındığında; fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları bakımından davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığının kabulü gerekmektedir.

Hâl böyle olunca Bölge Adliye Mahkemesince fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları bakımından davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı kabul edilerek karar verilmesi gerekirken sözü edilen alacak kalemleri bakımından da davanın kısmi dava olarak açıldığının kabul edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı Temyizi Yönünden

Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalı tarafa iadesine,

B. Davacı Temyizi Yönünden

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davacı yararına takdir edilen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.