"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/378 E., 2023/935 K.
KARAR : Davalının istinaf başvurusunun esastan reddi, davacının başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Adıyaman 1. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/266 E., 2023/129 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 15.04.2022 tarihli ve 2020/1240 Esas, 2022/623 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalının başvurusunun esastan reddine, davacının başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 23.06.2012 tarihinde davalıya ait işyerinde kadın hastalıkları ve doğum uzmanı olarak çalıştığını, son aylık ücretinin 20.000,00 TL olduğunu ancak çalışma süresince ücretinin Kuruma eksik bildirildiğini, fazla çalışma yapmasına, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmasına rağmen karşılığı ücretlerin ödenmediğini, davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini, davacının yıllık izinlerini de tam olarak kullanmadığını, prim alacağı bulunduğu hâlde ödenmediğini, sözleşmeye göre 5 aylık ücret tutarında cezai şart düzenlemesi bulunduğunu ileri sürerek kıdem tazminatı, eksik ödenen ücret alacağı, cezai şart bedeli, fazla çalışma, fiks maaş aşımı hak edişi (prim alacağı), ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili, yıllık izin ücretleri ile asgari geçim indirimi alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının iş sözleşmesini haksız olarak feshettiğini, 6 gün içinde iş sözleşmesini feshetmesi gerekirken davacının hak düşürücü süreyi kaçırdığını, sözleşmeyi haksız olarak fesheden tarafın kıdem tazminatı ile cezai şart bedelini talep edemeyeceğini, ücretinin bankaya yatırılan tutarda olduğunu, davacının fazla çalışma yapmadığını ve tatil günlerinde de çalışmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği ve kıdem tazminatına hak kazandığı, kullanmadığı yıllık izin günleri nedeniyle yıllık izin ücretine hak kazandığı, karşılığı ödenmeyen fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin bulunduğu, taraflar arasında imzalanan 23.06.2012 tarihli sözleşmenin "Sözleşmenin Feshi" başlıklı 7 nci maddesinin (E) bendinde "Taraflardan biri sözleşme bitiş tarihinden önce iş bu sözleşmeyi fesih ederse bozan taraf 5 maaş tutarında bedeli karşı tarafa tazminat olarak ödemeyi peşinen kabul ve taahhüt eder.'' şeklinde düzenleme bulunduğu, sözleşme hükmünün sözleşmeyi bozan taraf açısından cezai şart öngördüğü ve iş sözleşmesini fesheden taraf davacı olduğundan cezai şart talebinin reddedildiği, davacının 9 günlük ücret alacağının ödendiği ispat edilemediğinden ücret alacağının kabul edildiği, asgari geçim indirimi talebi yönünden; davacının son ücretinin net 20.000,00 TL olduğunu iddia ettiği, sunulan ücret bordrolarında maaşa dâhil olarak asgari geçim indirimi ödemesi yapıldığı, Mahkemece davacının ücret iddiası kabul edildiğinden bordrolarda belirtilen tutarlar için fark asgari geçim indirimi hesaplaması yapılarak davacının net 6.130,00 TL alacağının bulunduğu ancak bu istem yönünden taleple bağlı kalınarak karar verildiği, yine dava dilekçesinde iddia edilen fix maaş aşımı alacağına ilişkin olarak dosyaya sunulan protokoller gereğince hekimin toplam cirosunun belli bir meblağı geçmesi hâlinde, toplam ciro ile o miktar arasındaki farkın %25'i oranında prim alacağı öngörüldüğü, hesaplamanın dava dilekçesi ekinde sunulan protokol tarihleri ile sınırlandırılarak yapıldığı, dosyaya kazandırılan Medula kayıtlarına göre davacı hekimin dönemsel prim alacağı bilirkişi tarafından 167.992,87 TL olarak hesaplanmış ise de dava dilekçesinde 100,00 TL talep edildiğinden prim alacağı yönünden de taleple bağlı kalınarak karar verildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; ıslah dilekçesinin dikkate alınmamasının yerinde olmadığını, asgari geçim indirimi talebinin hatalı hesaplandığını, taraflar arasındaki sözleşmede cezai şart alacağı düzenlenmesine rağmen bu talebin hiçbir gerekçe gösterilmeksizin reddedildiğini ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, ücret hesabı bir varsayım olduğundan ücret üzerinden yapılan bütün hesaplamaların da yanlış yapıldığını, bilirkişinin davacının taleplerini ve sadece davacı tanıklarının beyanlarını esas alarak, davacı tanıklarının beyanlarını dâhi aşacak biçimde hesaplama yaptığını, davacının kendi isteğiyle davalı Şirketteki işinden istifa ettiğini, dolayısıyla kıdem tazminatına hak kazanmadığını, dinlenen tanık beyanları, bilgi ve belgelerle sabit olduğu üzere davacının ulusal bayram ve genel tatil, yıllık izin alacağı ve ücret alacağının da bulunmadığını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda; dava dilekçesi ve davacı vekilinin beyanları dikkate alındığında, dava konusu tüm alacaklar için eldeki davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, her ne kadar davacı vekilince davanın kısmi dava olarak görülmesi istenilmiş ise de, tam ıslah ile dâhi dava türünün değiştirilmesinin mümkün olmadığı dikkate alındığında dava türünün daha sonradan değiştirilmesi talebinin sonuca etkisi bulunmadığı, davacının kaldırma kararı öncesi alınan bilirkişi raporu doğrultusunda 10.06.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini artırdığı, Mahkemece kaldırma kararına uyularak yapılan yargılamada alacakların bilirkişi raporu ile yeniden hesaplanarak belirlenmesi üzerine davacının bu kez prim ve asgari geçim indirimi alacağını kapsar yönden 14.06.2023 tarihinde talep artırım dilekçesi sunarak tamamlama harcı ödediği, İlk Derece Mahkemesince talep artırım dilekçesine değer verilmeden hüküm kurulmuş ise de 6100 sayılı Kanun'un 107 nci maddesine göre yapılan talep artırım işleminin ıslah işlemi olmadığı, davacının 14.06.2023 tarihli dilekçesi ikinci ıslah dilekçesi niteliğinde olmadığından bu dilekçeye talep artırım dilekçesi olarak değer verilmesi gerektiği gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrar etmekle birlikte ek olarak; davanın tam kabulü gerektiğini, bilirkişi raporunun hatalı tespitler içerdiğini, hafta tatili ücretinin reddedilmesinin hatalı olduğunu, asgari geçim indirimi ve prim alacağı talebinin kabulü gerektiğini, fazla çalışma ücretine eksik hükmedildiğini, bu alacaktan indirim yapılmasının hatalı olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrar etmekle birlikte ek olarak; davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığının dava dilekçesinden anlaşılamadığını, bu durumda davanın kısmi dava olarak kabulü gerektiğini ve kısmi davada talep artırım dilekçesi verilemeyeceğinden davacının sunduğu talep artırım dilekçesinin kabul edilemeyeceğini, kaldı ki talep artırım dilekçesi kendilerine tebliğ edilmeden karar verilerek savunma haklarının kısıtlandığını, fazla çalışma iddiasının ispatlanamadığını, husumetli tanık beyanının esas alınamayacağını, iş sözleşmesinde yer alan ücret fazla çalışma ücretini de kapsadığından talebin reddi gerektiğini, ret vekâlet ücretinin hatalı belirlendiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava türü, davalının savunma hakkının ihlal edilip dilmediği, ücret tespiti, davacı işçi feshinin haklı olup olmadığı, sonucuna göre davacının kıdem tazminatı ile dava konusu diğer alacaklara hak kazanıp kazanmadığı, alacakların hesap yöntemi, cezai şart ve vekâlet ücreti hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 107 nci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 24, 32, 41, 44, 46, 47, 53, 59 ve 63 üncü maddeleri ile aynı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi.
3. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 32 nci maddesi.
4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin ilgili hükümleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve temyiz nedenlerine göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.