Logo

9. Hukuk Dairesi2024/4710 E. 2024/8214 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İş sözleşmesinin işçi tarafından haklı nedenle feshedilmesinden sonra, işçinin rekabet etmeme yasağını ihlal edip etmediği ve işverenin bu nedenle maddi-manevi tazminat ile haksız rekabetin men'i taleplerinin yerinde olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: İşçinin iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğinin kesinleşmiş olması ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 447. maddesi uyarınca rekabet yasağının sona ermiş olması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/3769 E., 2024/22 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 30. İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/363 E., 2023/571 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01.11.2021 tarihli ve 2019/282 Esas, 2021/722 Karar sayılı kararı ile Ankara İş Mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Görevsizlik kararının istinaf edilmeksizin kesinleşmesi sonrası davacı vekili dava dosyasının görevli Mahkemeye gönderilmesini talep etmiş, görevli İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılamada davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı ve davalı ... vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 15.05.2023 tarihli ve 2022/2566 Esas, 2023/2027 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ...’in 01.07.2010-22.01.2019 tarihleri arasında davacı Şirket bünyesinde Millî Savunma Bakanlığı Genelkurmay Başkanlığı şube sorumlusu olarak çalıştığını, 22.01.2019 tarihinde istifa ederek ayrıldığını, bu süre içerisinde davacı Şirket ile davalı arasında her yıl Ocak-Aralık ayları arasında geçerli olmak üzere yetkili şube sözleşmeleri imzalandığını, davalının bu sözleşmelere göre çalıştığını, davalı ...'in imzaladığı sözleşmelerle müvekkili ile rekabet etmemeyi, çalışırken edindiği şirket içi bilgiler ile müşteri bilgilerini saklamayı taahhüt ettiğini, ancak iş sözleşmesini sona erdirdikten sonra bu yükümlülüğe aykırı davranarak edindiği bilgileri kendi menfaati için kullandığını, davalı ...'in fesihten sonra davalı ... Ltd. Şti.’nde (... Şirketi) sigortalı olarak çalıştığını, sigortalıların bir çoğunun poliçelerini olağan dışı bir şekilde yenilememesi üzerine yapılan araştırmada davalının iş sözleşmesinin fesih tarihinden itibaren şube yenileme poliçelerinden otuz iki adet poliçenin davalı ... Şirketi tarafından onaylandığını, davalı ... Şirketi yetkililerinin bu durumu bilmesine rağmen davalı ...’i sözleşmeyi ihlale yönlendirdiği gibi davalıların eylemleri ile müvekkili Şirketin zarara uğradığını ileri sürerek davalıların eylemlerinin haksız rekabet olduğunun tespitine, davalıların haksız rekabetinin meni ile maddi ve manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davalılardan ... Şirketinin davanın tarafı olmadığını, müvekkilinin hiçbir hukuki bağı bulunmadığını, davanın ... Şirketi yönünden husumetten reddi gerektiğini, müvekkili ... ile davacı Şirket arasında her yıl Mehmetçik Vakfı Sigorta Aracılık Hizm. Ltd. Şti. Adına Satış Yapmaya Yetkili Şube Sözleşmesi imzalandığını, davacı Şirket tarafından müvekkiline 2019 yılı için yapılan sözleşme teklifinde sözleşmenin teşvik primi maddesinde aylık kota uygulamasının 2019 yılında yaklaşık %30 oranında fahiş şekilde arttırıldığını, yine hedeflerin tutturulamaması hâlinde bu durumun sözleşmenin feshi bakımından haklı sebep oluşturacağı yönünde baskıcı düzenlemelerin bulunduğunu, bu nedenle müvekkili ...'in iş sözleşmesini haklı olarak feshettiğini, davacı Şirketin iddialarının asılsız olduğunu, müvekkili ...'in çalıştığı süre içinde güvenlik protokolüne aykırı davranmadığını, bu maddelere dayanan hiçbir disiplin cezası almadığını, ...’in davalı ... Şirketinde çalışmadığını, ...'in sigortalıları ... Şirketine yönlendirdiği iddiası açısından; ...’in bu hususta doğrudan bir baskısı olmayıp sigorta aracılık hizmetleri karşılıklı güven esasına tâbi olduğundan, bir kişinin baskıyla, zorlamayla ya da güvenmediği bir sigorta şirketinden ücretini ödeyerek poliçe yaptırmasının mümkün olmadığını, rekabet yasağının ihlal edildiğinden söz edilemeyeceğini, işverenin korunmaya değer haklı menfaatinden bahsedebilmek için işçinin müşterilerin kişisel özelliklerini, istek ve ihtiyaçlarını bilmesi ve bu bilgileri kendi adına ekonomik menfaat getirecek şekilde işverenin zararına kullanması gerektiğini savunarak haksız davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararında belirtilen Ankara 19. İş Mahkemesinin 2019/17 Esas sayılı dosyasının incelendiği, ilgili dosyada verilen kararın istinaf incelemesi sonucu kesinleştiği, kararda iş sözleşmesinin işçi tarafından haklı nedenle feshedildiğine hükmedildiği, eldeki dava konusunun ise maddi ve manevi tazminat talebi ile haksız rekabetin tespitine ilişkin olduğu, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre iddianın aksine, davalı ...'in davalı ... Şirketinde çalışma kaydı bulunmadığı, davacı ile davalı ... arasındaki iş ilişkisinin davalı ... tarafından feshedildiği, feshin haklı nedenle yapıldığının kesinleşen mahkeme kararı ile sabit olduğu ve anayasal hak olarak başka işyerinde çalışmasının sonuca etkisinin de bulunmayacağı, haksız rekabet ve bundan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi gerektiği, her ne kadar davalı ... Şirketi aleyhine dava açılmış ise de bu şirketin zararın meydana gelmesinde doğrudan etkisi tespit edilemediğinden şirket aleyhine açılan davanın reddi gerektiği, yargılamanın yeterince uzadığı göz önünde bulundurularak davalı Şirket yönünden tefrik kararı verilmesine gerek görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; davalı ...’in işten ayrıldıktan sonra rekabet yasağı, sözleşme ve disiplin yönetmeliklerine rağmen iyiniyet kurallarına aykırı bir şekilde edindiği poliçe bilgileri ile müşteri bilgilerini davalı ... Şirketi adına kullandığını, davalının açtığı işçilik alacağı davasında davalının iş sözleşmesini haklı olarak feshettiği tespit edilmişse de davalının iş sözleşmesini feshinin haklı olup olmadığı ile fesihten sonra haksız rekabet teşkil eden davranışlarla müvekkili Şirketi zarara uğratması, itibarını zedelemesi ve müşteri portföyünü yetki ve izni olmadan yedeklemek suretiyle başka bir sigorta şirketine taşıması arasında bağlantı bulunmadığını, haksız rekabet olgusunun iş sözleşmesinin haklı veya haksız feshinden bağımsız olduğunu, davalı ...’in davacı Şirket işyerinden ayrıldıktan sonra, çalışırken edindiği müşteri bilgilerini, bünyesinde çalışmaya başladığı ... Şirketi ile paslaşarak sadakat borcuna aykırı davranıp müvekkile ait ticari sır niteliğindeki bilgi ve belgeleri ifşa ettiğini, müvekkili Şirketin bu nedenle maddi ve manevi zarara uğradığını, davanın kabulü gerektiğini ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 447 nci maddesine göre rekabet yasağının işverenin bu yasağın sürdürülmesinde gerçek bir yararının olmadığı belirlenmişse sona ereceği, sözleşme, haklı bir sebep olmaksızın işveren tarafından veya işverene yüklenebilen bir nedenle işçi tarafından feshedilirse, rekabet yasağının sona ereceği, davalı işçi ...’in iş sözleşmesini haklı olarak feshettiğinin kesinleşen mahkeme kararı ile tespit edildiği, 6098 sayılı Kanun'un 444, 445 ve 447 nci maddeleri ile dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davanın reddine dair kararın isabetli olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra rekabet etmeme yasağının ihlal edilip edilmediği, buna göre işverenin maddi ve manevi tazminat talepleri ile haksız rekabetin meni isteminin yerinde olup olmadığıan ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6098 sayılı Kanun'un 49 uncu maddesi, 50 nci maddesinin birinci fıkrası ile 56, 444, 445, 446 ve 447 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.