"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/490 E., 2023/836 K.
KARAR : Davanın reddi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tespit davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2006 yılından itibaren davalı işyerinde çalıştığını, İstanbul Anadolu 5. İş Mahkemesinin 2019/523 Esas sayılı dosyasında dava açtıklarını, davalının davaya cevap dilekçesinde müvekkili ile davalının ihtiyari arabuluculuk tutanağı ile anlaşma sağladığını iddia ettiğini; ancak müvekkilinin ihtiyari arabuluculuk için bir başvuruda bulunmadığını ve herhangi bir arabuluculuk süreci gerçekleşmediğini, dolayısıyla kanunda öngörüldüğü şekilde usulune uygun bir arabuluculuk süreci işletilmediğini, müvekkilinin haberi olmadan kendisi hakkında arabuluculuk yapıldığını ve kendisinin iradesi sakatlanarak imzasının alındığını iddia ederek 2019/22000 numaralı arabuluculuk tutanağının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; hak düşürücü süre itirazında bulunarak salt soyut iddiaya dayanarak arabulculuk anlaşmasının iptalinin mümkün olmadığını, arabuluculuk son tutanağının sahteliği ispat edilinceye kadar ilâm niteliğindeki belgelerden olduğunu, davacının tutanak altındaki imzalarını da inkâr etmediğini, irade sakatlığının ne şekilde gerçekleştiğinin dahi açıklanmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 15.10.2021 tarihli ve 2020/216 Esas, 2021/914 Karar sayılı kararıyla; işçilik alacakları konusundaki uyuşmazlığa ilişkin arabuluculuk tutanağının düzenlendiği tarih ve ibra beyanının içeriği dikkate alındığında, davacının iş sözleşmesi devam ederken tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri bir zamanda uyuşmazlık konusu olmadan ve işçinin başvurusu bulunmadan ibra niteliğinde arabuluculuk tutanağının düzenlendiği, bu ibra niteliğindeki tutanağın tarih ve içeriği itibari ile arabuluculuğa elverişli olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesinin 22.03.2022 tarihli ve 2022/530 Esas, 2022/319 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamına göre davacının iş sözleşmesinin devamı sırasında düzenlendiği anlaşılan arabuluculuk tutanağına konu sürecin hangi tarafça başlatıldığı, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu kapsamında tarafların arabulucuya başvurma konusunda ne şekilde anlaştıkları, arabulucu seçiminin ne suretle yapıldığı, arabulucunun tarafsızlığından şüphe edilmesini ortadan kaldırır şekilde tarafları bilgilendirdiği, eşitliği gözettiği, tarafların arabuluculuk süreçleri konusunda bilgilendirilip aydınlatıldığı hususlarının tespit edilemediği, ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptaline yönelik İlk Derece Mahkemesi kabulünün bu gerekçe ile yerinde olduğu, kamu düzenine aykırı bir husus da tespit edilmediği dikkate alınarak davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 05.12.2022 tarihli ve 2022/14074 Esas, 2022/15962 Karar sayılı ilâmıyla; davacı usulune uygun olarak gerçekleştirilen bir arabuluculuk faaliyeti bulunmadığını ileri sürmüş ise de bu yöndeki iddiasını yöntemince ispat edemediği, bu hâlde irade fesadı iddiası bakımından araştırma yapılması ve davanın bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığına bakılması gerektiği; somut olayda taraflar arasında düzenlenen arabuluculuk görüşmelerine ilişkin son tutanak tarihinin 11.03.2019 olduğu, eldeki davanın ise 25.03.2020 tarihinde açıldığı; buna göre davacının somut olayda irade fesadı iddiasını hak düşürücü süre olan bir yıllık süre geçtikten sonra ileri sürmüş olduğu dikkate alındığında davanın reddi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Yargıtay bozma ilâmı doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddialarına benzer iddialar ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, arabuluculuk tutanağının iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 36 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
23.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.