"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili asıl davaya ilişkin dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... Bakanlığına ait işyerinde hizmet alım sözleşmesi kapsamında alt işveren şirketler nezdinde çalışmakta iken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) hükümlerine göre 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, davalı Bakanlık ile davacı arasında sürekli işçi kadrosuna geçirilirken imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde asgari ücretin belirli bir oran fazlasının davacının ücreti olarak öngörüldüğünü, sözleşme hükmüne göre ücretin her yıl asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlenmesi gerekmesine karşın 01.01.2019 tarihinden itibaren davalı tarafından sözleşmedeki düzenleme gözetilmeksizin ücret belirlendiğini ve eksik ödeme yapıldığını iddia ederek ücret farkı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı vekili birleşen davaya ilişkin dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... Bakanlığına ait işyerinde hizmet alım sözleşmesi kapsamında alt işveren şirketler nezdinde çalışmakta iken 696 sayılı KHK hükümlerine göre 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, davalı Bakanlık ile davacı arasında sürekli işçi kadrosuna geçirilirken imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde asgari ücretin belirli bir oran fazlasının davacının ücreti olarak öngörüldüğünü, sözleşme hükmüne göre ücretin her yıl asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlenmesi gerekmesine karşın 01.01.2019 tarihinden itibaren davalı tarafından sözleşmedeki düzenleme gözetilmeksizin ücret belirlendiğini ve eksik ödeme yapıldığını iddia ederek ikramiye farkı, ilave tediye farkı, hizmet zammı farkı, gece çalışması zamlı ücreti farkı, fazla çalışma ücreti farkı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davanın kısmi dava olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, kadroya geçişi yapılan işçilerin ücret, mali ve sosyal haklarının Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve 31.10.2020 tarihine kadar uygulanacak olan toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre belirlenmesi gerektiğini, bu hükme göre davacının 31.12.2018 tarihli ücreti korunarak bu ücretin üzerine %4 zam yapıldığını, herhangi bir ücret indirimine gidilmediğini ve takip eden dönemlerde de Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının yazısındaki zamların uygulandığını, davacının alacaklarının eksiksiz ödendiğini, işçilerin sözleşmesinde belli oranların yazılmış olması hâlinde dâhi oranların geçersiz olduğunu, davacı tarafça istenen faiz oranına ve faiz başlangıç tarihine de itiraz ettiklerini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 20.06.2022 tarihli kararı ile; davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oranda fazlası olacağına dair düzenleme olduğundan hareketle belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca yapılan hesaplama doğrultusunda asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin 20.06.2022 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 26.12.2023 tarihli kararı ile davacının kadroya geçişi aşamasında davalı Bakanlık ile arasında imzalanan iş sözleşmesinde ücretinin asgari ücretin yüzde fazlası olarak kararlaştırıldığı, bu durumda kararlaştırılan oranın her asgari ücret artış dönemi için işvereni bağlayacağından fark alacakların hüküm altına alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığı; ancak davacı tarafça 15.09.2020 tarihinde arabulucuya başvurulduğu, arabuluculuk anlaşamama tutunağının 09.10.2020 tarihinde düzenlendiği dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda fark alacaklara ilişkin hesaplamaların son tutanak tarihi olan 09.10.2020 tarihine kadar yapılması gerekirken ulusal bayram ve genel tatil ücreti farkı dışındaki diğer alacaklar yönünden arabuluculuk tutanak tarihinden sonrası için hesaplama yapılmasının hatalı olduğu gerekçesiyle resen yapılan hesaplama doğrultusunda İlk Derece Mahkemesinin ortadan kaldırılmasına ve asıl davanın kabulüne; birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Bölge Adliye Mahkemesinin 26.12.2023 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece, 09.10.2020 tarihli dava şartı arabuluculuk son oturum tutanağında uyuşmazlık konusunun; "asgari ücret tutarının maaşlara yansıtılması ve fazla mesai alacakları" olarak belirtilmiş olup tutanak içeriğinde de, "Taraflar toplantıda asgari ücret tutarının maaşlara yansıtılması ve fazla mesai alacakları konusunda görüşmüş olup bu konularda anlaşmaya varamamışlardır." şeklinde belirtildiği hususu dikkate alındığında ilave tediye farkı, hizmet zammı farkı, gece çalışması zamlı ücreti farkı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti farkı alacak talepleri yönünden dava şartı yerine getirilmediğinden sözü edilen alacaklar bakımından, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmına uyulmasına karar verilmiş olup birleşen dava yönünden dosyaya UYAP üzerinden 04.03.2021 tarihinde delil dilekçesi olarak arabuluculuk son tutanağının sunulduğu ve belirtilen ilave tediye farkı, hizmet zammı farkı, gece çalışması zamlı ücreti farkı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti farkı alacak taleplerinin de arabuluculuğa konu edildiği anlaşıldığından davalı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar da dikkate alınmak suretiyle bozma öncesindeki gibi asıl davanın kabulüne; birleşen davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde;
1. Davacının 2018 yılı asgari ücreti korunarak bu ücret üzerine %4 oranında ücret zammı yapıldığını, ücretin düşürülmesinin söz konusu olmadığını, davacının bir yandan bireysel iş sözleşmesinde diğer taraftan da toplu iş sözleşmesinde öngörülen ücret kriterlerinin uygulanmasını istemesinin mümkün olmadığını,
2. İş sözleşmesinde asgari ücrete belli bir oran üzerinde rakam yazılması hastane yönetiminin yetkisinde olmadığından sözleşmenin ilgili maddesinin geçerli olmadığını,
3. İşçilerin ücretlerinin asgari ücretle ilişiğinin kesilerek brüt ücrete geçişi yapıldığından hizmet alım sözleşmesinde geçen yüzdelik dilimin kıyas yoluyla toplu sözleşme hükümlerinin yanında kullanılmasının mümkün olmadığını, davacıya toplu iş sözleşmesi ile yapılan ek ödemeler de dikkate alındığında davacının ödenmeyen işçilik alacağının bulunmadığını, davanın reddi gerektiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, birleşen davaya konu ilave tediye farkı, hizmet zammı farkı, gece çalışması zamlı ücreti farkı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti farkı alacak talepleri yönünden arabuluculuk dava şartının yerine getirilip getirilmediğine ilişkindir.
1.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 26.12.2023 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece, 01.04.2024 tarihli ilâm ile yukarıda belirtilen gerekçelerle söz konusu kararın bozulmasına karar verilmiştir. Bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucunda Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise kısmen kabulüne karar verilmesi isabetli ise de, 26.12.2023 tarihli Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma ilâmı ile ortadan kalktığı göz ardı edilmek suretiyle temyize konu işbu kararın hüküm kısmında "Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 01/04/2024 tarihli ve 2024/3015 Esas - 2024/6264 Karar sayılı ilâmı ile nedeniyle Dairemizin 2022/2481 Esas 2023/2031 Karar sayılı ilâmının ORTADAN KALDIRILMASINA," şeklinde karar verilmesi hatalı olmuştur.
3. Benzer şekilde, Bölge Adliye Mahkemesince bozma sonrasında yeniden yapılan yargılama sonucunda karar verilmiş olmasına rağmen Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm kısmında sanki ilk kez istinaf incelemesi yapılıyormuşcasına "A-İstinaf yönünden; 1-Davalının sair istinaf sebeplerinin yerinde görülmemesine, kamu düzeni yönünden istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul Anadolu 12.İş Mahkemesi'nin 20/06/2022 tarihli 2020/694 Esas - 2022/727 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK 355,353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,” şeklinde karar verilmesi de hatalı olmuştur.
Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370/2 hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı tarafın Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasında bendinde yer alan “Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 01/04/2024 tarihli ve 2024/3015 Esas - 2024/6264 Karar sayılı ilâmı ile nedeniyle Dairemizin 2022/2481 Esas 2023/2031 Karar sayılı ilâmının ORTADAN KALDIRILMASINA,
A-İstinaf yönünden;
1-Davalının sair istinaf sebeplerinin yerinde görülmemesine, kamu düzeni yönünden istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul Anadolu 12.İş Mahkemesi'nin 20/06/2022 tarihli 2020/694 Esas - 2022/727 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK 355,353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,” ibaresinin çıkartılmak suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.