"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TARİHİ : 19.07.2018
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin işveren nezdinde çalışması sonrasında 2004 yılında emekliliğe hak kazandığını, davalı işverenin özel emeklilik programına göre emeklilik aylığının yıllık enflasyon oranında artması gerektiğini, işverene ihtarname çekildiğini, arabuluculuk aşamasında anlaşma sağlanamadığını iddia ederek müvekkilinin emeklilik tarihinden dava tarihine kadar alması gereken emekli aylıkları ve farklarının hesaplanması suretiyle toplam alacağının belirlenmesini, bu tutarın ödenmesi gereken tarihlerden itibaren yasal faiziyle tahsilini ve davadan sonra tahakkuk edecek emekli aylıklarının yıllık enflasyon oranında artırılarak ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunulduğunu, davacının tüm emeklilik hakları ödenerek emekli edildiğini, ihtirazı kaydının olmadığı, bordrolarla emekli aylığını aldığını, aylıkların enflasyona göre artırılacağına dair düzenleme olmadığını, özel emeklilik programının tek taraflı jest niteliğinde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 17.09.2020 tarihli kararı ile davalı tarafça emeklilik politikası gereği emeklilik aylığına yıllık enflasyon oranları doğrultusunda zam yapılması gerektiği, ancak davalı tarafın zamanaşımı def'i de dikkate alınarak 2013-2018 yılları arasında yıllık enflasyon oranlarına göre belirlenen ve davalı işveren tarafından ödenmesi gereken emeklilik aylığı ile fiilen ödenen emeklilik aylığı arasındaki farkın davalı işveren tarafından davacıya ödendiğinin ispatlanamadığı, davacının, uygun ve denetime elverişli bilirkişi raporu ile tespit edilen fark emeklilik aylığına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin 17.09.2020 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8.Hukuk Dairesinin 18.05.2023 tarihli kararı ile davacının, davalıya ait işyerinden emekli olarak ayrıldığı, 01.07.1974 tarihli Talimatname ve 28.03.1983 tarihli Talimatname uygulaması gereğince davalının kendi Şirketinde çalışarak emekli olan işçisine, Sosyal Güvelik Kurumu nezdindeki emeklilik aylığından hariç olmak üzere ilave emeklilik aylığı ödediği, işveren tarafından işçilerden katılma payı alınmaksızın ödenen bu emekli aylığının ihtiyarı ve işverenin takdirinde bir ödeme olduğunun ve Talimatname'de her yıl enflasyon oranında zam yapılması yönünde bir hüküm bulunmadığının savunulduğu görülmekle işveren tarafından, dosyada mübrez Y.K., T.K., N.E., M.B. ve .... isimli işçilere verilen yazılı taahhütlerde emekli aylığına her yıl enflasyon oranında zam yapılacağı belirtilmiş olup eşit işlem borcu ilkesi gereğince davacının da emekli aylığına her yıl enflasyon oranında zam yapılması gerektiğinden dolayı Dairenin emsal nitelikteki 2019/4140 Esas ve 2022/1055 Karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu (aynı yönde Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2021/10465 Esas ve 2021/14526 Karar sayılı ilâmı) gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Bölge Adliye Mahkemesinin 18.05.2023 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece, davalının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek fark ücret alacağının kabulüne dayanak gösterilen emsal işçilerin davacı ile aynı konumda olup olmadıkları, emeklilik sonrası Şirket Talimatnamesi gereğince ödenen ücretlerine iddia olunduğu gibi enflasyon oranında artış yapılıp yapılmadığı ve yapılan ödemelerin tutarı araştırılmadan eksik inceleme ile karar verildiği, İlk Derece Mahkemesince karar gerekçesine dayanak yapılan, dava dışı işçiler Y.K., T.K., N.E., M.B. ve ...'ye yapılan ödemelere ilişkin kayıtların getirtilip davalı Şirketçe, bahsi geçen emekli çalışanlara enflasyon oranında ödeme yapılıp yapılmadığı yöntemince belirlenerek tüm dosya kapsamına göre yeniden yapılacak değerlendirme ile karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmı, bozma sonrası dosyaya kazandırılan evrak ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Şirket çalışanı olan dava dışı Y.K., T.K., N.E., M.B. ve ... davacı ile aynı konumda emekli oldukları, davacı ve dava dışı diğer Şirket çalışanlarının aylıklarına aynı oranda yıllık artışlar yapıldığı, sadece Y.K'ya da davacı gibi Mahkeme kararı uygulandığı için enflasyon oranında zam yapıldığı, emekli aylıklarına 2020 öncesinde enflasyon oranına göre artış yapılmadığı, davacıya diğer Şirket çalışanları olan dava dışı Y.K., T.K., N.E., M.B., ve .... gibi işlem yapıldığı, nitekim 28.03.1983 tarihli Talimatname'de de enflasyon oranında zam yapılması yönünde bir hüküm bulunmadığı da dikkate alınarak davacının eksik ödenen emekli ücreti tespiti ve ödenmesi talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde;
1. Taraflarınca davalı Şirketten emekli aylığı alan işçiler arasında ayrım yapıldığının ve eşitlik ilkesine aykırı davranıldığının ileri sürülmediğini,
2. Benzer konulardaki davalarda verilen kabul kararlarının onanarak kesinleştiğini, bütün yurtta hukuku aynı şekilde uygulamakla görevli Yargıtay dairelerinin kendi kararları arasında ve kendi kararları ile diğer dairelerin kararları arasında uyum gerektiğini, kararlar arasındaki çelişkinin adalet duygusunu zedeleyeceğini,
3. Tek taraflı bir sözleşmede kabul, belirtilen eylemin yerine getirilmesiyle gösterildiğinden sözlü veya yazılı olarak iletilen resmî bir kabule gerek bulunmadığını, teklif sahibi teklifte belirtilen eylemi tamamladıktan sonra sözleşmenin yürürlüğe girdiğini,
4. Talimatname'nin hâlen yürürlükte olduğunu, işverenin baştaki taahhüdüne aykırı yeni bir taahhüdü olmadığını veya ileri sürüldüğü üzere taahhütnamede bu konuda bir değişiklik olmadığını, uygulamaya zımnen rıza göstermiş bulundukları yönündeki görüşün yerinde olmadığını, şimdiye kadar bu uygulamaya itirazları olmaması, ilelebet rızası bulunduğu anlamını içermeyeceğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı Şirketin ilave emeklilik politikası gereğince davacıya ödediği emekli aylığına her yıl enflasyon oranında zam yapmasının gerekip gerekmediği, bu bağlamda davacının fark alacağının bulunup bulunmadığı konularına ilişkindir.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
05.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.