Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Çocuğun Kaçırılması ve Alıkonulması”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: 14 yaşındaki mağdureyi rızasıyla bir gün alıkoyan sanığın eyleminin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu mu yoksa çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunu mu oluşturduğu.
Gerekçe ve Sonuç: 15 yaşından küçük ve orta derecede zeka geriliği olan mağdurenin hukuken geçerli sayılan bir rızasının olmadığı, bu rızanın sanığın ceza sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı ve sanığın eyleminin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından sanıkların mahkumiyetine ilişkin yerel mahkeme kararının Yargıtay 14. Ceza Dairesi tarafından bozulması üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazı üzerine oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların mağdure ile cinsel ilişkiye girdiklerine dair yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığı, sanık ...'ın eyleminin ise çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçu değil, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu oluşturduğu gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı kısmen kabul edilerek Daire kararındaki bozma nedenlerinden biri çıkarılmış ve dosya Daire'ye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: 15 yaşından küçük mağdureye karşı çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçundan açılan kamu davasında, mağdureye CMK 234/2 uyarınca atanan zorunlu vekilin hükmü temyiz etme hakkının bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık hakkında 15 yaşından küçük mağdureye karşı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan açılan kamu davasına mağdurenin kanuni temsilcisinin katılması ve mağdureye atanan zorunlu vekilin de kanuni temsilcinin iradesine uygun olarak hükmü temyiz etmesi üzerine, Özel Dairenin zorunlu vekilin temyiz hakkı olmadığı gerekçesiyle temyiz istemini reddetmesinin hukuka aykırı olduğu değerlendirilerek Özel Daire kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 15 yaşından küçük mağdureyi cebir, tehdit veya hile kullanmaksızın alıkoyan sanığın eyleminin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu mu yoksa çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunu mu oluşturduğu.
Gerekçe ve Sonuç: 15 yaşını tamamlamamış çocuğun kendi iradesiyle serbestçe hareket etme hakkı üzerinde mutlak surette tasarruf edemeyeceği, bu nedenle rızasının kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu bakımından hukuka uygunluk nedeni oluşturmayacağı ve sanığın eyleminin TCK'nın 109/1, 109/3-f, 109/5. maddelerindeki kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturduğu gözetilerek yerel mahkemenin mahkûmiyet kararının onanmasına, Özel Daire bozma kararının ise kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yaşı küçük mağdureyi cebir, tehdit veya hile kullanmaksızın kaçıran ve alıkoyan sanığın eyleminin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu mu yoksa çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunu mu oluşturduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mağdurenin yaşı küçük de olsa rızasının failin haksızlık bilincini ortadan kaldırmayacağı ve eylemin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturacağı, ayrıca TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasında yerel mahkemece yapılan hata düzeltilerek, yerel mahkeme hükmünün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yaşı küçük mağdureyi cebir, tehdit veya hile olmaksızın kaçırıp alıkoyan ve bu süre içinde suç teşkil edecek herhangi bir fiil gerçekleştirmeyen sanığın eyleminin "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçunu mu, yoksa "çocuğun kaçırılması ve alıkonulması" suçunu mu oluşturduğu uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yaşı küçük mağdurenin kanuna, adaba ve genel ahlaka aykırı olarak verdiği rızanın, haksızlık bilinciyle hareket eden sanığın ceza sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı ve bu eylemin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturacağı gözetilerek Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün esasının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yaşı küçük mağdureyi cebir, tehdit veya hile kullanmaksızın kaçırıp alıkoyan ve bu süre içinde suç teşkil edecek herhangi bir fiil gerçekleştirmeyen sanığın eyleminin "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçunu mu, yoksa "çocuğun kaçırılması ve alıkonulması" suçunu mu oluşturduğu uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yaşı küçük mağdurenin hürriyetinden yoksun bırakılması eyleminde, mağdurenin rızasının bulunmasının failin haksızlık bilinciyle hareket etmesi nedeniyle ceza sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı ve bu eylemin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturacağı gözetilerek Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün esasının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 14 yaşı içindeki mağdureyi cebir, tehdit veya hile olmaksızın kaçırıp alıkoyan sanığın eyleminin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu mu yoksa çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunu mu oluşturduğu.
Gerekçe ve Sonuç: 15 yaşını doldurmamış çocuğun kendi iradesiyle serbestçe hareket etme hakkı üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hak olmadığından, bu hakkın ihlaline ilişkin rızasının hukuka uygunluk nedeni oluşturmayacağı ve bu nedenle sanığın eyleminin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 14 yaşındaki mağdurenin rızasıyla alıkonulması eyleminin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu mu yoksa çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunu mu oluşturduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 15 yaşını doldurmamış çocuğun serbestçe hareket etme hakkı üzerinde mutlak surette tasarruf yetkisi bulunmadığından, rızasının kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin hukuka uygunluk nedeni oluşturmayacağı ve bu nedenle sanığın eyleminin TCK'nın 109. maddesinde düzenlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturacağı gözetilerek, yerel mahkeme hükmünün onanmasına, Özel Daire bozma kararının ise kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 15 yaşından küçük mağdurenin rızasıyla kaçırılması ve alıkonulması eyleminin, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu mu yoksa çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunu mu oluşturduğu hususunda yaşanan ihtilaf.
Gerekçe ve Sonuç: 15 yaşını doldurmamış çocuğun rızasının, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunda hukuka uygunluk nedeni oluşturmayacağı ve bu nedenle sanığın eyleminin TCK'nın 109. maddesinde düzenlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturacağı gözetilerek, yerel mahkeme hükmünün TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısmı düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Suç tarihi itibarıyla on beş yaşından küçük mağdurenin rızasıyla kaçırılıp alıkonulması eyleminin, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu mu yoksa çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunu mu oluşturduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: On beş yaşını tamamlamamış çocuğun hürriyeti üzerinde mutlak tasarruf yetkisi bulunmadığından, rızasının kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin hukuka uygunluk nedeni oluşturmayacağı ve bu nedenle sanığın eyleminin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturacağı gözetilerek Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına ve hükmün esasının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.