Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“İİK 135/II”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: İflas yoluyla satılan taşınmazın üçüncü kişi tarafından işgal edilmesi nedeniyle gönderilen tahliye emrine karşı yapılan şikayetin kabulü üzerine oluşan uyuşmazlık, üçüncü kişinin işgalin hacizden önceki resmi bir akte dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Üçüncü kişinin işgalin dayanağı olarak ileri sürdüğü kira sözleşmesinin adi yazılı belge niteliğinde olması ve İİK m. 135/II'de öngörülen resmi belge niteliğini taşımaması, ayrıca taşınmaz satış ilanındaki kira şerhlerinin başka bağımsız bölümlere ilişkin olması gözetilerek, yerel mahkemenin tahliye emrini iptal eden direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İflas yoluyla satışı yapılan taşınmazın tahliyesi için çıkarılan tahliye emrine, üçüncü kişinin hacizden önceki bir tarihte resmi bir belge ile belgelenmiş bir akde dayanarak işgal ettiğini ileri sürerek yaptığı şikayetin kabulü üzerine verilen tahliye emrinin iptali kararına karşı yapılan temyiz üzerine, yerel mahkemenin direnme kararının Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Şikayetçinin, tahliye emrine konu taşınmazı hacizden önceki bir tarihte, 2004 sayılı İİK'nun 135/II. maddesi anlamında resmi bir belge ile belgelenmiş bir akde dayanarak işgal ettiğini ispatlayamaması ve aynı konuda genel mahkemede açılan menfi tespit davasının icra takibinde bekletici mesele teşkil etmeyeceği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İflas yoluyla satışı yapılan taşınmazın tahliyesi için çıkarılan tahliye emrine karşı yapılan şikayetin kabulü üzerine, verilen direnme kararının hukuki olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Şikayetçinin, taşınmazı iflas tarihinden önce resmi bir belgeye dayalı olarak işgal ettiğini ispatlayamaması ve adi kira sözleşmesinin İİK m. 135/II hükmündeki resmi belge niteliğinde olmaması gözetilerek, mahkemece şikayetin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İflas yoluyla satılan taşınmazın tahliyesi için çıkarılan tahliye emrine karşı yapılan şikayetin kabulü ile tahliye emrinin iptaline ilişkin yerel mahkeme kararına karşı yapılan temyiz üzerine, Özel Daire bozma ilamına rağmen yerel mahkemenin direnme kararı vermesi üzerine, direnme kararının Hukuk Genel Kurulu'nca incelenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: İİK'nın 135/II. maddesi gereğince, haciz öncesi resmi bir belge ile ispatlanamayan işgal hakkının tahliye emrine karşı şikayete konu edilemeyeceği, şikayetçinin sunduğu sözleşmenin adi yazılı belge niteliğinde olduğu ve satış ilanındaki kira şerhlerinin şikayetçiyi kapsamadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İflas yoluyla satışı yapılan taşınmazın tahliyesi için gönderilen tahliye emrine, üçüncü kişinin hacizden önceki resmi bir akde dayanarak işgalde bulunduğu iddiasıyla yaptığı şikayetin kabulü üzerine, direnme kararı verilmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Şikayetçinin, taşınmazı hacizden önceki bir tarihte yapılmış resmi bir belgeye dayalı olarak işgal ettiğini ispatlayamaması ve sunduğu sözleşmenin adi yazılı nitelikte olması, 2004 sayılı İİK'nun 135/II. maddesi koşullarının oluşmadığı gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İflas yoluyla satılan taşınmazın tahliyesi için çıkarılan tahliye emrine, şikayetçinin hacizden önceki bir tarihte akde dayalı olarak işgal ettiğini iddia ederek yaptığı şikayetin kabul edilip edilmemesi.
Gerekçe ve Sonuç: Şikayetçinin işgal hakkını dayandırdığı kira sözleşmesinin adi yazılı belge niteliğinde olup, İİK m.135/II hükmü uyarınca resmi bir belge ile ispat yükümlülüğünü yerine getirmediği ve aynı konuda genel mahkemede açılan menfi tespit davasının icra mahkemesindeki şikayet bakımından bekletici mesele teşkil etmeyeceği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İflas yoluyla satılan taşınmazın tahliyesi için çıkarılan tahliye emrine karşı yapılan şikayette, şikayetçinin taşınmazı iflas tarihinden önce resmi bir belgeye dayalı olarak işgal ettiğini ispatlayıp ispatlayamadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: İİK m. 135/II hükmü uyarınca, taşınmazı hacizden önceki bir tarihte yapılmış resmi bir belgeye dayanarak işgal ettiğini ispat yükü şikayetçide olup, şikayetçinin sunduğu kira sözleşmesinin adi yazılı belge niteliğinde olması ve resmi belge niteliği taşımaması gözetilerek mahkemenin tahliye emrinin iptaline ilişkin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İflas yoluyla satılan taşınmazın tahliyesi için gönderilen tahliye emrine, şikayetçinin hacizden önceki bir tarihte yapılmış resmi bir akde dayanarak işgal ettiğini iddia ederek itiraz etmesi üzerine icra mahkemesince verilen tahliye emrinin iptali kararına karşı yapılan temyiz üzerine Yargıtay’ın bozma ilamına karşı direnilmesi nedeniyle oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: İİK m.135/II hükmü uyarınca haciz öncesi işgalin resmi bir belge ile ispatlanması gerektiği, şikayetçinin dayandığı kira sözleşmesinin adi yazılı bir belge niteliğinde olması ve yasanın aradığı ispat vasfını taşımaması, satış ilanındaki kira şerhi ibaresinin tapuda kayıtlı kira şerhlerini kapsaması ve şikayetçiye hak iddiasında bulunma imkanı tanımaması, ayrıca aynı konuda genel mahkemede açılan menfi tespit davasının icra hukukunun kendine özgü yapısı nedeniyle icra mahkemesindeki şikayet bakımından bekletici mesele teşkil etmeyeceği gerekçeleriyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İflas yoluyla satışı yapılan taşınmazın tahliyesi için çıkarılan tahliye emrine karşı yapılan şikayetin kabulü ile tahliye emrinin iptaline ilişkin yerel mahkeme kararına karşı yapılan temyiz üzerine, Özel Daire bozma ilamına rağmen yerel mahkemenin direnme kararı vermesi üzerine oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Şikayetçinin, taşınmazı iflas tarihinden önce resmi bir belgeye dayalı olarak işgal ettiğini ispatlayamaması ve adi kira sözleşmesinin İİK m. 135/II hükmünde aranan resmi belge niteliğinde olmaması gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İflas yoluyla satılan taşınmazın, iflas öncesinde düzenlenen adi kira sözleşmesine dayanarak işgal eden üçüncü kişinin tahliye edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: İİK m. 135/II hükmü uyarınca, haciz öncesi işgalin resmi bir belge ile ispatlanması gerektiği, adi kira sözleşmesinin bu ispat yükünü karşılamadığı ve satış ilanındaki kira şerhi ibaresinin şikayetçiyi kapsamadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İflas yoluyla satılan taşınmazların, iflas öncesinde düzenlenen kira sözleşmesine dayanarak şikayetçi tarafından kullanıldığı iddiasıyla tahliye emrine karşı yapılan şikayetin kabulü ve tahliye emrinin iptaline ilişkin yerel mahkeme kararına karşı yapılan temyiz üzerine direnme kararının incelenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Şikayetçinin, taşınmazları iflas tarihinden önce düzenlenen ve büyükelçilikçe onaylanmış resmi kira sözleşmelerine dayanarak kullandığının tespit edilmesi ve İİK m.135/II hükmü uyarınca bu durumun tahliye emrinin iptali için yeterli bir sebep olması gözetilerek, 19 parseldeki bağımsız bölümler yönünden yerel mahkemenin direnme kararı onanmış; ancak 20 parseldeki bağımsız bölümler için şikayetçiye tahliye emri tebliğ edilmediğinden, bu kısım yönünden direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.