Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“İş Kanunu m.20/3”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: İş Kanunu'nun 20/3. maddesi uyarınca, Yargıtay'ın işe iade davalarında verdiği bozma kararına karşı direnme yolunun açık olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 4857 sayılı İş Kanunu'nun 20. maddesinin "kesin karar verme" ifadesinin Yargıtay Özel Daire kararının kesin olduğunu, bu nedenle bozma kararına karşı direnme yolunun kapalı bulunduğu gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İş Kanunu'nun 20/3. maddesindeki Yargıtay kararının kesinliği hükmü uyarınca, işe iade davasında Yargıtay’ın bozma kararına karşı direnme kararı verilip verilemeyeceği hususunda uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 4857 sayılı İş Kanunu'nun 20. maddesinin "kesin karar verme" ifadesinin, Yargıtay daire kararının kesinliğini öngördüğü ve direnme yolunu kapattığı, bu nedenle işe iade davalarında Yargıtay’ın bozma kararına karşı yerel mahkemenin direnme kararının usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İş Kanunu'nun 20/3. maddesindeki Yargıtay kararının kesinliği hükmü uyarınca, işe iade davasında Özel Daire bozma kararına karşı direnme yolunun açık olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 4857 sayılı İş Kanunu'nun 20/3. maddesindeki "mahkemece verilen kararın temyizi halinde Yargıtay ilgili dairesinin vereceği kararın kesin olduğu" hükmünün, Özel Daire bozma kararına karşı direnme yolunu kapattığı ve bu nedenle yerel mahkemenin direnme kararının usule ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İş Kanunu'nun 20/3. maddesindeki Yargıtay Özel Dairesi kararının kesinliği hükmü gereğince, Özel Daire bozma kararına karşı direnme yolunun açık olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 4857 sayılı İş Kanunu'nun 20/3. maddesindeki "kesin karar verme" ifadesinin, Yargıtay Özel Dairesi kararının kesinliğini amaçladığı ve direnme yolunu kapattığı, bu nedenle yerel mahkemenin Özel Daire bozma kararına uyması gerekirken direnme kararı vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İş Kanunu'nun 20/3. maddesindeki Yargıtay kararının kesinliği hükmü uyarınca, işe iade davasında Yargıtay'ın bozma kararına karşı direnme yolunun açık olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 4857 sayılı İş Kanunu'nun 20. maddesinin “mahkemece verilen kararın temyizi halinde Yargıtay ilgili dairesinin vereceği kararın kesin olduğu” hükmü gereğince, Yargıtay'ın işe iade davalarındaki bozma kararına karşı direnme yolunun kapalı olduğu gözetilerek, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İş Kanunu'nun 20/3. maddesi uyarınca Yargıtay'ın işe iade davalarına ilişkin kararlarının kesinliği ilkesi kapsamında, bozma kararına karşı yerel mahkemenin direnme kararının verilip verilemeyeceği hususu.
Gerekçe ve Sonuç: 4857 sayılı İş Kanunu'nun 20. maddesindeki “mahkemece verilen kararın temyizi halinde Yargıtay ilgili dairesinin vereceği kararın kesin olduğu” hükmü gözetilerek, Yargıtay'ın bozma kararına karşı direnme yolunun kapalı olduğu ve yerel mahkemenin direnme kararının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İş Kanunu'nun 20/3. maddesindeki Yargıtay kararının kesinliği hükmü uyarınca, Özel Daire bozma kararına karşı yerel mahkemenin direnme kararının verilip verilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 4857 sayılı İş Kanunu'nun 20/3. maddesindeki "kesin karar verme" ifadesinin, Yargıtay Özel Daire kararının kesin olduğunu ve direnme yolunu kapattığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İş Kanunu'nun 20/3. maddesi uyarınca, Yargıtay'ın işe iade davasında verdiği bozma kararına karşı direnme kararı verilip verilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 4857 sayılı İş Kanunu'nun 20/3. maddesindeki "mahkemece verilen kararın temyizi halinde Yargıtay ilgili dairesinin vereceği kararın kesin olduğu" hükmü gözetilerek, Yargıtay'ın bozma kararına karşı direnme yolunun kapalı olduğu ve yerel mahkemenin direnme kararının bozulması gerektiğine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İş Kanunu'nun 20/3. maddesindeki Yargıtay kararının kesinliği hükmü gereğince, işe iade davasında Yargıtay’ın bozma kararına karşı direnme yolunun açık olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 4857 sayılı İş Kanunu'nun 20. maddesindeki "mahkemece verilen kararın temyizi halinde, Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir" hükmünün, Yargıtay’ın bozma kararına karşı direnme yolunu kapattığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İş Kanunu'nun 20/3. maddesindeki Yargıtay kararının kesinliği hükmü gereğince, işe iade davasında Özel Daire bozma kararına karşı direnme yolunun açık olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 4857 sayılı İş Kanunu'nun 20. maddesindeki "mahkemece verilen kararın temyizi halinde Yargıtay ilgili dairesinin vereceği kararın kesin olduğu" hükmünün, Yargıtay Özel Dairesi’nin bozma kararına karşı direnme yolunu kapattığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İş Kanunu'nun 20/3. maddesindeki Yargıtay kararının kesinliği hükmü uyarınca, Özel Daire bozma kararına karşı direnme yolunun açık olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 4857 sayılı İş Kanunu'nun 20/3. maddesindeki "kesin karar verme" ifadesinin, Yargıtay Özel Daire kararının kesin olduğu ve direnme yolunu kapattığı anlamına geldiği, bu nedenle direnme kararının usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.