Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“İşveren Katkı Payı”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Tasarruf teşvik ana para ve nema alacağı isteminden davalı belediye ve Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SSK) sorumluluklarının bulunup bulunmadığı ve uzlaşma kapsamına alınan belediye borçları bakımından husumetin Hazineye yöneltilip yöneltilmeyeceği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: 3417 ve 4853 sayılı Kanunlar uyarınca SSK'nın tahsil görevi dışında bir sorumluluğu bulunmadığı, belediyenin ise uzlaşma kapsamına alınan tasarruf teşvik kesintileri kadar sorumluluğunun ortadan kalktığı ve bu kısım için husumetin Hazineye yöneltilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Tasarruf teşvik ana para ve nema alacağı davasında davalı belediye ve Sosyal Sigortalar Kurumu'nun sorumluluğunun bulunup bulunmadığı ve belediyenin borçlarının Hazineye devri nedeniyle husumetin Hazineye yöneltilip yöneltilmeyeceği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 3417 ve 4853 sayılı Kanunlar uyarınca Sosyal Sigortalar Kurumu'nun tahsil görevi dışında müteselsil borçluluğunun olmadığı, ancak tahsil ettiği miktarı sigortalının hesabına yatırmaması halinde sebepsiz zenginleşmeden sorumlu tutulabileceği; belediyenin ise, Hazine ile yaptığı uzlaşma kapsamındaki borçları kadar sorumluluğunun ortadan kalkacağı ve bu kısım için husumetin Hazineye yöneltilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Tasarruf teşvik ana para, katkı payı ve nema alacağı talebi yönünden Hazine Müsteşarlığı'nın sorumluluğunun bulunup bulunmadığı ve davanın hangi yargı merciinde açılması gerektiği.
Gerekçe ve Sonuç: 3417 sayılı Yasa ve onu yürürlükten kaldıran 4853 sayılı Yasa kapsamındaki tasarruf kesintileri, işveren katkı payları ve nemalarının idarenin kamu gücü kullanılarak yapılan kesintiler olması ve kamusal usul ve esaslarla değerlendirilmesi nedeniyle kamu hukuku alanına girdiği, dolayısıyla uyuşmazlığın çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı işçinin, işverenin Munzam Sosyal Güvenlik Sandığı Vakfına ödediği iştirak paylarının ve kendi ücret kesintilerinin iadesi talebiyle açtığı davada, mahkemenin davanın konusuz kaldığına karar vermesi üzerine yapılan temyiz ve direnme üzerine uyuşmazlık, davanın reddine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı noktasında toplanmıştır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü tüm taleplerin karşılanmadığı, özellikle işveren katkı payı ve yasal faiz istemlerinin yerine getirilmediği, dolayısıyla davanın tümüyle konusuz kaldığından söz edilemeyeceği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı Sosyal Sigortalar Kurumu'nun (SSK), işverenin çalışanlardan kestiği ancak çalışan adına bankaya yatırmadığı tasarruf teşvik kesintileri ve işveren katkı paylarından müteselsilen sorumlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 4853 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca SSK'nın, işverenin yatırmadığı tasarruf kesintilerini tahsil etmekle yükümlü olduğu, ancak bu yükümlülüğün müteselsil sorumluluk anlamına gelmediği, kanunda açık bir düzenleme olmadığı ve SSK'nın görevinin sosyal güvenlik haklarının korunması olduğu gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.