Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“1479 Sayılı Yasa”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Davacının belirtilen dönemlerde zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti talebi üzerine, yerel mahkemenin kabul kararı Yargıtay tarafından bozulmuş, yerel mahkeme direnmiş ve davalı Kurum temyiz etmiştir. Bu aşamada davalı Kurum'un temyiz başvurusunun süresinde olup olmadığı hususu uyuşmazlık konusudur.
Gerekçe ve Sonuç: 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 8/2. maddesi uyarınca temyiz süresinin kararın tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren sekiz gün olduğu, davalı Kurum'un temyiz dilekçesinin bu süre geçtikten sonra temyiz defterine kaydedildiği gözetilerek temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının 04.10.2000 tarihinden önceki sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesi talebinin reddine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 1479 sayılı Yasanın geçici 18. maddesinde belirtilen şartları (02.02.2004 tarihine kadar başvuru yapma, vergi kayıtlarını belgeleme ve prim borçlarını ödeme) yerine getirmediği, isteğe bağlı sigortalılığın ise bu madde kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığının başlamasıyla Tarım Bağ-Kur sigortalılığının sona erip ermediği ve bu durumun yaşlılık aylığı bağlanmasına etkisinin ne olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 1479 sayılı Yasa kapsamındaki uzun süreli sigortalılığı nedeniyle Tarım Bağ-Kur sigortalılığının sona erdiği, sonrasında tekrar Tarım Bağ-Kur sigortalılığı için gerekli başvuruda bulunmadığı ve prim ödemediği için yaşlılık aylığına hak kazanamadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sel felaketi sebebiyle oda kayıtlarının zayi olması nedeniyle sigortalılığı iptal edilen davacının, ihtilaflı dönemde sigortalı olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı vekilinin direnme kararından sonra davadan feragat dilekçesi vermesi ve feragatin davaya son veren bir işlem olması gözetilerek, Hukuk Genel Kurulu'nun temyiz incelemesini yapmasına engel teşkil eden bu hususun değerlendirilmesi için direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının anonim şirket ortağı sıfatıyla 1479 sayılı Yasa kapsamında zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olup olmadığı ve yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, anonim şirket kurucu ortağı olması nedeniyle 1479 sayılı Yasa kapsamında zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılamayacağı, sehven Bağ-Kur’a tescil ve kayıtla sigortalılığın oluşamayacağı, ancak davacının ödediği primlerin isteğe bağlı sigortalılık kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, babasından almakta olduğu ölüm aylığının kesilmesi üzerine aylığın yeniden bağlanması, birikmiş aylıkların ödenmesi ve yersiz sağlık karnesi kullanımından kaynaklanan giderlerin iptali talepli davasının reddine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının limited şirket ortağı olması nedeniyle zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılması ve bu nedenle ölüm aylığı almaya hak kazanıp kazanmadığının, Bağ-Kur sigortalılık başlangıç tarihinin ve 1479 sayılı Yasa ve 4956 sayılı Kanun'un ilgili hükümleri gözetilerek tespit edilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.